Eşit Bir Hayat: Aralık Seçkisi

İKSV, evlerimizde daha fazla vakit geçirmek zorunda kaldığımız zorlu dönemde gerçekleştiremediği film festivalini bölümler halinde izleyicileriyle paylaşarak coşkuyu canlı tutmaya devam ediyor. Toplam 21 filmin yer aldığı seçkiyle ilgili tek tek paylaştığım yorumları bu yazıda bir arada bulabilirsiniz.

Eşit Bir Hayat: Aralık Seçkisi'nin ilk filmi Vitalina Varela, 2 saat 4 dakikalık çok uzun süresi ve anlaşılması güç Pedro Costa rejisiyle birçok izleyenin yarıda bıraktığı, aldığı ödüllerin sebebini anlayamadığım Portekiz yapımı bir film. Portekiz sömürgesi Cabo Verde’den anakaradaki Lizbon’a göç edenlerin tarihini gizemli imgelerle anlatan film, filme adını veren Vitalina'nın, 25 yıldır görmediği eşinin cenazesinden üç gün sonra Cabo Verde’den Lizbon’a varışını ve eşinin onsuz sürdürdüğü hayatı arayışını anlatıyor. Hiç tanımadığı eşyalarda ve mekânlarda geçmişin izlerini ararken hayatta kalmaya çalışan kadını anlatan, Vitalina Varela, Ventura, Manuel Tavares Almeida, Francisco Brito, Imídio Monteiro ve Marina Alves Domingues'in oynadıkları film; az ve anlamsız diyalogları, karanlık görüntüleriyle izlerken insana buhran geçirtecek derecede sıkıcı! Kötü demek bir iltifat bile olabilir...

Filmin Ödülleri:

2020 Dublin En İyi Görüntü - Eleştirmenler Ödülü

2019 Locarno En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu (V. Varela)

2019 Mar del Plata En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu (Ventura)

2019 Chicago En İyi Film

2019 Gijon En İyi Film, En İyi Görüntü

2019 Coimbra En İyi Film, En İyi Görüntü, En İyi Kadın Oyuncu (V. Varela)

2019 yapımı Temblores ile tanıdığımız Jayro Bustamante'nin yönettiği ve senaryosunu Lisandro Sanchez ile birlikte yazdığı Guatemala-Fransa ortak yapımı La Llorona/Ağlayan Kadın, aynı zamanda 39. İstanbul Film Festivali'nin 'Sinemada İnsan Hakları Yarışması' filmlerinden biri... 1960'ta Guatemala'da 36 yıl süren ve yaklaşık 250 bin kişinin ölümü,  40 bin kişinin de kaybıyla sonuçlanan iç savaşı; Latin Amerika kültürüne ait karanlık La Llorona efsanesinden esinlenerek anlatan; María Mercedes Coroy, Sabrina De La Hoz, Julio Díaz, Margarita Kénefic, Juan Pablo Olyslager ve Ayla Elea Hurtado'nun oynadıkları film, izleyiciyi Guatemala'nın yakın tarihinin kapanmayan yaralarına ortak ediyor. Katliamın sorumlularından General Enrique Monteverde'nin yargılanma sürecini anlatan Ağlayan Kadın, adaleti masallardan çıkma bir hayaletin intikamıyla arıyor. Guatemala’nın Oscar adayı olan film; artık yaşamının son demlerine girmiş, Alzheimer başlangıcı teşhisi konulan General Enrique ile birlikte izleyiciyi de kaybolan çocukları hatırlamaya, sistematik vahşetle yüzleşmeye davet ediyor... 

Filmin Ödülleri:

2019 Venedik Büyük Ödül - Venedik Günleri

2019 Venedik FEDEORA Ödülü - Venedik Günleri

2019 Bergen Olağanüstü Sinema Ödülü

2019 Kolkata En İyi Uluslararası Film

Nancy Lang ve Peter Raymont'ın yönettikleri Kanada yapımı Margaret Atwood-A Word After A Word After A Word Is Power/Margaret Atwood-Sözcüklerin Gücü her açıdan mükemmel bir belgeseldi. The Handmaid's Tale/Damızlık Kızın Öyküsü ile yakın dönemin tartışmalı distopyalarından birine imza atan Atwood'un bu eseri aslında gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığını da öğrendiğimiz belgesel, Atwood’un yaşamının önemli duraklarına uğradığımız keyifli bir yolculuk... Yazar, şair, düşünür ve aktivist gibi tanımlarının dışında Atwood'un gündelik yaşamından insani yanlarını da bize yansıtan belgesel, Nobel ödüllü Kanadalı sanatçının metinlerinin politik etkisinin günümüzde neden her zamankinden daha fazla hissedildiği sorusuna da cevap arıyor. Atwood’un ilginç yaşamını eserleri aracılığıyla takip ettiğimiz ve biyografisi olmaktan öteye geçip kelimelerin gücünü hatırlamamıza olanak sağlayan yapım sayesinde Atwood'a olan saygıma ve sevgime bir de sempatim eklendi. Çok iyi iş gerçekten!

Filmin Ödülleri:

2020 San Luis Obispo En İyi Belgesel

Toplam 21 filmlik seçkiden en çok beğendiğim film, Sophie Deraspe'ın yönettiği Kanada yapımı Antigone oldu. '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması' adaylarından biri olan Antigone, Sofokles’in insan eliyle konulan yasalar ile doğru bildiklerimiz arasındaki gerilimi sorguladığı aynı adlı tragedyasının günümüz Montreal’ine taşınmış hali... 

Yönetmenin son derece başarıyla uyarladığı eser, Kanada’ya yerleşen Cezayirli göçmen bir aile üzerinden yargı sistemine sert bir eleştiri getiriyor. Özlerini korumaya çalışırken bir yandan da bulundukları topluma uyum sağlamaya çalışan ailenin bireylerine ama en çok da eğitimine devam eden başarılı öğrenci genç kızın, kardeşinin hakkını savunmak için tüm sistemle yasaların karşısına dikilerek ailesi uğruna tüm yaşamını feda etmeye hazırlanmasına odaklanan film aynı zamanda 'Uluslararası En İyi Film' dalında Kanada'nın Oscar adaylarından biri... Hukuk ve adalet sistemini sorgulayan, ilginç mahkeme sahneleriyle ilerleyen Antigone'da Nahéma Ricci çok başarılı ve etkileyici bir performans sergiliyor. Diğer oyuncular Nour Belkhiria, Rawad El Zein, Rachida Oussaada, Hakim Brahimi, Paul Doucet ve Antoine Desrochers de gayet inandırıcılar... 2020'de izlediğim EN İYİ filmlerde biri!

NOT: Filmi izlemeden önce Sofokles'in M.Ö. 440'larda yazdığı ve sıklıkla oyunlara, filmlere konu olan tragedyasını biraz araştırmak, bilgileri tazelemek seyir keyfini daha da arttıracaktır.

Filmin Ödülleri:

2020 Kanada Sinema Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu (N. Ricci)

2020 Kanada Sinema Ödülleri En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (N. Belkhiria)

2020 Kanada Sinema Ödülleri En İyi Film

2020 Kanada Sinema Ödülleri En İyi Kurgu

2020 Kanada Sinema Ödülleri En İyi Uyarlama Senaryo

2019 Toronto En İyi Kanada Filmi

Festival tanıtım yazısında belirtildiği üzere Hilal Baydarov'un taşrada gerçekleştirdiği gözlemci belgeseli Xurmalar Yetisen Vaxt/When Persimmons Grew/Hurma Zamanı'nı tatmin edici olmaktan uzak bulmam bir yana; referans olarak verilen Aleksandr Sokurov, Abbas Kiarostami, Nuri Bilge Ceylan ve hele hele Andrey Tarkovski'nin filmleriyle karşılaştırılmasının büyük saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Sadece 'çok güzel görüntüler' çekerek söz konusu yönetmenlerin seviyesine ulaşmak ne yazık ki mümkün değil! Filmin tanıtımını yaparken şirazesini şaşıran arkadaşları biraz özene ve ölçülü olmaya davet ediyorum! Azerbaycan’ın taşra kasabalarından birinde bir anne- oğul kavuşmasını anlatan ve tamamen hayali imgelere dayanan filmden herhangi bir şey anlamak mümkün değil! Tekinsiz ve anlatısı havada kalan filmin yönetmeninin felsefik aforizmaları ise evlere şenlik!

Filmin Ödülleri:

2019 Visions du Réel Dinlerarası Mansiyon, Jüri Ödülü

2019 Saraybosna En İyi Belgesel

2019 IDFA Festivalin En İyileri

Aude Chevalier-Beaumel ve Marcelo Barbosa'nın yönettiği Brezilya yapımı Indianara da festivalin ısınamadığım yapımlarından biriydi... '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması' adaylarından biri olan film, hararetli üslubu ve güçlü hitabetiyle tanınan, her türlü kalıbın dışında bir kişiliğe sahip Brezilyalı trans aktivist Indianara Siqueira'nın yaşamından bir bölüme odaklanıyor. Hayatları 'her şey' için mücadele vermekle geçen LGBTİ topluluğunun zorlu yaşam koşullarını yansıtan belgesel, evlendikten sonra 'Sosyalizm ve Özgürlük Partisi' ile politikaya atılan Indianara’nın sokaklarda seks işçiliği yaparak hayatını kazanan trans yoldaşları için başlattığı mücadelenin öyküsüne odaklanıyor. Ele aldığı önemli konuyu yetkin bir anlatımla aktaramadığını düşündüğüm için Indianara’yı anlatan belgeseli tatmin edici bulamadım maalesef...

Yunanistan’da yaşayan İran asıllı Siamak Etemadi'nin yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı ve Yunanistan-Fransa-Hollanda-Bulgaristan ortak yapımı Pari/Peri, dünya prömiyerini bu yıl Berlinale’de Panorama bölümünde gerçekleştirmiş.

Öğrenci oğullarını ziyaret etmek için İran’dan Atina’ya gelen ve kendilerini karşılayacak oğullarının ortalıkta olmaması üzerine telaşlanan çiftin kendi ülkelerinden uzakta, bilmedikleri bir kültürde şaşkın bir halde şehrin karmaşasının ortasında kalmalarını ve ümitsizce oğullarını arayışlarını anlatan film, çok sevdiğim iki ülke sinemasını bir potada birleştirirken ilk yarıda insanı heyecanlandırıyor ancak...

Oğlunu aramaktan vazgeçmeyen bir kadının kendini ve özgürlüğü keşfini anlatan hikâye çok başarılı ilk yarıdan sonra yerini farklı türlere/yollara saparak etkileyici bir film olma şansını yitiriyor. Melika Foroutan, Shahbaz Noshir, Sofia Kokkali, Argyris Padazaras, Lena Kitsopoulou ve  Dimitris Xanthopoulos'un oynadıkları; başıyla sonu (ve tabii aralarda daha birçok yeri) birbirine uymayan ve yoruma açık bırakılan finaliyle hayal kırıklığı yaratan bu ilk filme yazık olmuş, çok daha iyi olabilirdi... 

Filmin Ödülleri:

2019 Sakhalin (Rusya) İzleyici Ödülü

'39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması' kapsamında yarışan filmlerden Maryna Gorbach Er ile Mehmet Bahadır Er'in yönettikleri Omar and Us/Omar ve Biz de çok iyi olma şansını kaçırmış yapımlardan...

Yakın dönemde sıkça işlenen 'göçmen sorunu' temalı filmin odağında, uzun yıllar sınır görevi yaptıktan sonra emekli olmuş bir asker var. Türkiye-Yunanistan sınırında bulunan yazlık sitesinde tadilat yapmakta olan işçilere kan kusturan; hem ailesi, hem de çevresiyle iletişim sorunu olan bu emekli askerin, komşusunun hayatını kurtaran iki göçmeni evinde misafir etmesiyle başlayan olayların anlatıldığı film, mülkiyetin ve sosyal statünün, hayatta özgür kararlar vermemizi ne derece etkilediğini anlatıyor. Filmin ana karakterleri Omar ve Mariye'nin Türkiye’de geçici göçmen olarak yaşayan Suriyeli iki oyuncu tarafından canlandırılmasının yarattığı sahicilik ve Cem Bender'in her zamanki yetkin oyunculuğu dışında filme inanmamızı sağlayacak etmenlerin yoksunluğu ve 'neden' sorusunu sıklıkla sordurması yüzünden etkisini biraz yitirmiş bir film Omar ve Biz. Filmdeki diğer oyuncular Taj Sher Yakub, Menderes Samancılar, Hala Alasayesneh, Uygar Tamer ve neredeyse sadece saniyelerle görebildiğimiz Ushan Çakır.

Filmin Ödülleri:

2020 Arpa (Los Angeles) En İyi Film

2020 Arpa (Los Angeles) En İyi Senaryo

2020 Arlington En İyi Kurmaca Film

2020 Harlem Yabancı Dilde En İyi Film

2020 Kazan En İyi Yönetmen

2020 Kazan En İyi Erkek Oyuncu

2020 Desertscape (Utah) En İyi Kurmaca Film

2020 Ankara En İyi Kurgu

2020 Santa Cruz En İyi Film

2020 Fantasporto En İyi Erkek Oyuncu (C. Bender)

2019 Varşova Ekümenik Jüri En İyi Film

2019 Kayseri En İyi Film

2019 Kayseri En İyi Yönetmen

2019 Malatya En İyi Senaryo

2019 Malatya Seyirci Jürisi - En İyi Film

2019 Antakya En İyi Erkek Oyuncu (C. Bender)

Toplam 4 uzun metrajlı film yöneten Güney Afrikalı Oliver Hermanus'un bir önceki filmi Skoonheid/Güzellik gibi Moffie de bastırılmış cinsellik üzerine kurulu... Güney Afrika-İngiltere yapımı film, 1980’lerin başında, Apartheid rejiminin sürdüğü, Güney Afrika ile Angola'nın savaşta olduğu yıllarda yaşayan bir askere odaklanıyor. Boşanmış bir çiftin naif oğulları Nicholas'nın askere gitmesiyle başlayan hikaye, kendisini bekleyen aşırı sert ortamda diğer askerlerden farklı hissetmesi ve maço ortama ayak uyduramadığı için sürekli dışlanmasıyla ilerliyor. Bir asker arkadaşına karşı yakınlık duymaya başlaması ve aralarındaki cinsel gerilim duygusu filmin sonlarına kadar biraz eksik gibi... Yönetmenin, çok iyi örneklerini izlediğimiz sert, asker temalı yapımlardan etkilendiğini ancak aynı başarıyı ve hissi yakalayamadığını düşünüyorum. Ne arka planda yaşanan savaşın ciddiyetini anlayabiliyoruz, ne de arkadaşlar arasındaki belli-belirsiz ilişkiye inanabiliyoruz! Yönetmenin filmin 1 saat 43 dakikalık süresini etkin bir biçimde kullanamadığını; olmayacak sahnelerin gereksizce uzun, olması gerekenlerin olmaması nedeniyle filmin dengesinin bozulduğunu düşünüyorum. Güney Afrika ordusunda görev yapmış bir askerin anılarından esinlenerek ilerleyen ve tanıtımda ifade edildiği gibi "can acıtan, dokunaklı bir hikâye" olamadığını düşündüren, Kai Luke Brummer, Ryan De Villiers, Matthew Vey, Stefan Vermaak, Hilton Pelser'in oynadıkları film finaliyle de tatmin etmiyor. Güzel oyunculuklar, iyi konu, farklı mekanlar; hepsi var ama birleşimi pek olmamış gibi...

Filmin Ödülleri:

2020 Dublin Eleştirmenler Ödülü

2019 Selanik Denizkızı Ödülü

Yönetmen Fernanda Valadez'in yönettiği Meksika-İspanya ortak yapımı çarpıcı filmi Sin Señas Particulares/Identifying Features/Kimliği Belli Oldu, bence '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması'nın en güçlü adaylarından biriydi ama sinemasever halkımız fazla milliyetçi davranarak bizden bir yapıma (Omar ve Biz) oy kullanmayı tercih etmiş! İş bulmak için ABD sınırını geçmeye giden ve kendisinden haber alamadığı oğlunu aramak için yollara düşen bir anne ile bu yolculuk sırasında ABD'den sınır dışı edilen ve evine dönmeye çalışan genç bir adam üzerinden ilerleyen; Meksika’nın Guanajuato bölgesinde geçen film izleyiciyi dokunaklı bir yolculuğa davet ediyor. Umutlarını yitirmeden yollarına devam ederek ıssız kasabalardan, uçsuz bucaksız çöllerden geçen ikilinin yürek burkan yolculukları, başarılı sinematografi ve oyuncular Mercedes Hernández ve David Illescas'ın performanslarıyla birleşince iyi bir yapım ortaya çıkmış. Kaçırılan göçmenlerle ilgili bir haberden yola çıkan Meksikalı yönetmen Fernanda Valadez, bu ilk uzun metrajlı filminin prömiyerini Sundance'ta gerçekleştirmiş. Juan Jesús Varela, Ana Laura Rodríguez, Laura Elena Ibarra ve Xicoténcatl Ulloa'nın oynadıkları film, olması gerektiği kadar karanlık ve iç sıkıcı ama özellikle sürpriz finaliyle çok çarpıcı! Tebrikler! 

Filmin Ödülleri:

2020 Torino Özel Jüri Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu (M. Hernández)

2020 Selanik Film Festivali - En İyi Film

2020 Sundance En İyi Senaryo, İzleyici Ödülü - Dünya Sineması Dramatik

2020 San Sebastian En İyi Film - Latin Ufuklar

2020 Zürih En İyi Uluslararası Film

2020 Molodist Büyük Ödül

Çöl Sokağı No:143, dünyanın en büyük çöllerinden birinde, kamyonların geçtiği yolların kesişim noktasında Malika'nın evle dükkan arası 20 metrekarelik mekanını merkez alan bir belgesel. Malika ile tanıştığında filmini yapmayı planlayan Cezayirli sinemacı Hassen Ferhani’nin kamerasını çoğunlukla sabit bir noktaya koyup hiçbir şey yapmadan kaydettiği pek sıkıcı belgeseli 143 Rue du Desert/143 Sahara Street/ Çöl Sokağı No.143'ün en güzel yanı izleyiciyi dünya tatlısı Malika’yla tanıştırması... Malika'nın dirayeti, duruşu, umudu, neşesi, zekâsı ve sempatisi olmasa hiçliğin ortasında geçen ve sadece mekana uğrayanların pek de ilginç olmayan hikayelerini izlemek mümkün olamazdı! Yönetmen Ferhani, Fransa-Cezayir-Katar ortak yapımını “tersine bir yol filmi” olarak tasarladığını söylemiş. Biz de Chawki Amari ve Samir El Hakim'in oynadıkları bu belgesel sayesinde çölden geçerken dünya tatlısı Malika'ya uğramış ve onu tanımış olduk!

Filmin Ödülleri:

2020 Arte Mare Bastia Büyük Ödül

2020 Poitiers Emek ve Araştırma Ödülü

2019 Locarno En İyi Yönetmen - Geleceğin Sinemacıları

2019 DMZ Docs (Seul) Büyük Ödül

2019 Torino En İyi Belgesel

2019 Nantes 3 Continents Gümüş Balon, Genç Jüri Ödülü, İzleyici Ödülü

Patronları tarafından hakları yendiği için birlik olarak sendikalaşmaya çalışan tekstil işçisi bir grup kadını merkeze alan Rubaiyat Hossain imzalı, Fransa-Bangladeş-Danimarka ve Portekiz ortak yapımı Made In Bangladesh, kadınlar arasındaki dayanışmayı öne çıkarırken dünyanın dört bir yanında her gün giyilen kıyafetlerin ardındaki görünmez emeği gözler önüne seriyor. Büyük bölümü Bangladeş’teki küçük bir tekstil atölyesinde geçen ve '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması' adaylarından biri olan Made in Bangladesh, küresel ekonomik düzenin üzerine kurulu olduğu sömürü çarklarını hatırlatması açısından önemli bir yapım. İçinde bulundukları zorlu yaşam koşullarında bile neşesini kaybetmeyen ve mücadeleye devam eden kadınları Rikita Shimu, Novera Rahman, Parvin Paru ve Deepanita Martin'in canlandırdığı film son derece renkli görüntülerle su gibi akıyor. Ah, keşke bir de o aceleye gelmiş izlenimi veren gerçeklik dışı finali olmasaydı...

Filmin Ödülleri:

2020 Tromso Barış Ödülü

2019 Amiens Özel Jüri Ödülü, Seyirci Ödülü

2019 Saint-Jean-de-Luz En İyi Kadın Oyuncu (R.N. Shimu)

Oyuncu Dolya Gavanski’nin anlatıcısı olduğu ve yönettiği projesi Women's Day: Daughters Of The Russian Revolution/Rus Devriminin Kızları, Ekim Devrimi’nin hayatlarını değiştirdiği farklı kuşaktan kadınları odağına alan bir belgesel. 1917’de sokaklara çıkarak mücadele eden kadınları, onların kızlarını ve hayallerini yansıtan film, izleyicinin bilmediği pencerelerden Rusya’da kadın olma hallerine bakmasına olanak sağlıyor. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Svetlana Alexievich'i de, Leningrad’da zorlu savaş koşullarında hayatta kalmayı başaran ya da Moskova’da sıradan bir hayat sürdüren kadınları da anlatan belgeselde Dina Grigoreva, Elena Krygina, Natalya Kaspersky, Svetlana Angelina, Olga Uskova ve Natalya Malakhovskaya seslerini duyuruyorlar. Yönetmen, İngiltere-Almanya-Rusya ve Bulgaristan ortak yapımı filminde tarih ile birlikte gündelik hayata dair neşeli sohbetleri aynı potada eriterek bilgilendirici bir belgesele imza atıyor.

Behzad Nalbandi'nin yazıp yönettiği (canlandırmayı yaptığı) benzersiz İran belgeseli Kaghaz-Pareh Ha/The Unseen/Görünmezler, gücünü meselesi kadar biçiminden alan çok etkileyici bir stop-motion animasyon... '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması'nın en kuvvetli adaylarından biriydi ama sinemasever oy kullanıcıları tercihlerini 'Omar ve Biz'den yana kullandılar nedense!

Tahran’da devletin giriştiği bir 'sokakları temizleme' operasyonunu konu alan belgesel, yurt dışından gelen önemli misafirlere nezih ve sorunsuz bir başkent manzarası izlenimi verebilmek için bölgeden sürülen evsizlerin, uyuşturucu bağımlılarının, seks işçilerinin toplama kampına benzetilen merkezlere tıkıştırılmasını anlatıyor. Erkeklerin birkaç gün sonra serbest bırakıldığı bu merkezlerde kadınlar ne yazık ki bazen hayat boyu tutuluyorlar! Yönetmen, şehrin mutenalaştırılma sürecinin etkilediği bu kadınların hayatlarını ve yaşanan baskıyı kendine özgü bir stop-motion metoduyla canlandırarak şehrin 'görünmeyenlerine' söz hakkı veriyor. Hem içerik, hem de biçim olarak çok etkileyici; bulursanız kaçırmayın!

Bollywood’un yıldız oyuncularından Geethu Mohandas, Toronto’da prömiyerini yapan, Anurag Kashyap yapımcılığındaki ikinci filminde, kimsesiz iki kardeşin öyküsünü günümüz Mumbai’sinde gerçek dışı bir biçimde anlatmayı tercih etmiş! Hareketli kamera kullanımı ve geri dönüşlü kurgusuyla Mumbai’nin yoksul semtlerinin yeraltı kültürünü de yansıtmaya çalışan Moothon/The Elder One/Ağabey, gereksiz detaylar ve yönetmenin aynı filmde nostalji, polisiye, zorbalık, fantastik, dram, eşcinsel aşk, uyuşturucu, kavga, etnik gelenekler, kovalamaca, mafya, travesti, fahişe, taciz, şiddet, intihar, engelli birey, aşk acısı, aile gibi tüm kavramları bir arada kullanması nedeniyle içilemeyecek bir çorbaya dönüşmüş!

Hikâyenin başkahramanı Mulla'nın yıllar önce ailesini terk eden ağabeyini bulmak için yola çıkması ile başlayan filmi, yönetmenin 2 sezonluk/30 bölümlük bir dizide anlatılacak kadar fazla olayı 2 saat 5 dakikalık bir süreye sıkıştırmaya çalışması ve ele aldığı asıl abi-kardeş meselesini çözümlemeden bırakması nedeniyle hiç beğenmedim! Nivin Pauly, Sanjana Dipu, Shashank Arora, Sobhita Dhulipala, Roshan Mathew, Dileesh Pothan, Harish Khanna ve Sujith Shankar'ın oynadıkları; çok olayın olduğu ama hiçbir söz söylemeyen, hiçbir duygu veremeyen, sonu zor getirilen, vakit kaybı filmlerden!

Nicolás Rincón Gille'in yönettiği Kolombiya-Belçika-Brezilya ve Fransa ortak yapımı Tantas Almas/Valley Of Souls/Onca Ruh, 2 saat 17 dakikalık gereğinden fazlasıyla uzun süresiyle insanın ömründen ömür tüketen filmlerden biri... O kadar ki, ele aldığı çarpıcı öykü ağır temposu nedeniyle etkisini tamamen yitiriyor! Kısa belgeselleriyle tanınan yönetmenin, ilk kurmaca filmi için bu kadar önemli bir dönemi ve çarpıcı bir hikayeyi tercih etmesi biraz fazla iddialı olmuş sanki... '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması' adaylarından olan film, Kolombiya'da yaşanan iç çatışmalardan etkilenen kendi halinde bir balıkçının neredeyse bire bir ilerleyen öyküsünü son derece durağan tempoyla anlatıyor. Bolivar bölgesinde, milislerin iki oğlunu öldürüp cesetlerini nehre attığını öğrenen yaşlı balıkçının, ruhlarını ebedi huzura kavuşturmak amacıyla oğullarının cesetlerini aramaya çıktığı nehir yolculuğunda yaşadığı dehşet dolu olayları aktaran; bir noktadan sonra gerçekliğin ve mantığın tamamen kaybolduğu, bir de üstüne masalsı biçimde sonlanan José Arley De Jesús ile Carvallido Lobo'nun oynadıkları Onca Ruh, etkisini yitirmiş bir ilk film!

Filmin Ödülleri:

2020 Alman Kamera Ödülleri En İyi Görüntü - Sinema Filmi

2019 Nantes Mansiyon

2019 Marakeş En İyi Film

2005 yılında İstanbul Film Festivali'nin 'Uluslararası Yarışma' bölümünde yarışan ve Altın Lale kazanan La Femme De Gilles/Gilles'in Karısı filmiyle tanıdığımız Belçikalı yönetmen Frédéric Fonteyne'in, filmin senaryosunu yazan Anne Paulicevich ile birlikte yönettiği Belçika-Fransa ortak yapımı Filles Du Joie/Working Girls/Çalışan Kadınlar, her gün Fransa-Belçika sınırını geçip seks işçiliği yapan üç kadının hayatından kesitleri farklı bir kurguyla anlatıyor. Erkek-egemen dünyada hem evlerinde, hem de işlerinde sayısız zorluklarla boğuşan üç arkadaşı Sara Forestier, Noémie Lvovsky ve Annabelle Lengronne'nun canlandırdığı ve ilk gösterimini Rotterdam Film Festivali’nde yapan Çalışan Kadınlar, Belçika’nın Oscar adayı...
Daria Onyshchenko
'nun yönettiği Ukrayna-İsviçre ortak yapımı Zabuti/The Forgotten/Unutulan, Ukrayna’daki savaş sonrası Rus egemenliğine geçen topraklarda yaşamak zorunda kalan insanların hikâyesini anlatıyor. Yakın dönemde Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan krizi ve propaganda amacıyla her türlü yalan haberin ortada dolaştığı bir politik ortamı arka planına alan film, okulda Ukrayna bayrağı astığı için tutuklanan ve her türlü hukuksuzluğun olduğu bir atmosferde tümüyle güvencesiz kalan genç Andriy ile otuz yaşlarındaki Rusça öğretmeni Nina’nın birbiriyle dayanışmaları üzerinden ilerliyor. Karakterleri yakından takip eden bir el kamerasıyla çekilen film, gerçek görüntülerin kullanıldığı belgesellerin tadını verse de birçok izleyiciyi rahatsız edebilecek düzeyde! Maryna Koshkina, Daniil Kamenskyi, Vasyl Kuharskyi ve Maria Kulikovska'nın oynadıkları '39. İstanbul Film Festivali Sinemada İnsan Hakları Yarışması' adaylarından olan Unutulan, beni ikna edemeyen bazı noktalarına rağmen dikkate değer, başarılı bir politik film!
Filmin Ödülleri:
2020 Avanca (Portekiz) En İyi Erkek Oyuncu (D. Kamenskyi)
2020 Avanca (Portekiz) Mansiyon
2019 Varşova Mansiyon
Bazı 'ilk' filmler ne kadar güzel olabiliyor! Mario Piredda'nın İtalya-Fransa ortak yapımı L'agnello/The Lamb/Kuzu'su da başarılı ilk filmlere bir örnek! Sardinya Adası’nın sert ve tavizsiz doğasında, annesini lösemi nedeniyle kaybetmiş olan 16 yaşındaki Anita’nın babasını da aynı şekilde kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olmasını melodrama ya da duygu sömürüsüne kaçmadan, başarıyla anlatıyor Kuzu. İlik nakli için ailenin tek umudu olan amca ve onun ailesiyle ilişkiler, geçmişten gelen husumetler, ölçüsüz gençlik öfkesi ve enerjisi, yıllara yayılmış nefret tohumları ve tüm bu gerilim hatlarının ortasında annesini yeni kaybettiği için yemek yemeyi reddeden kimsesiz bir kuzu! Nora Stassi, Luciano Curreli, Jacopo Cullin, Michele Atzori ve Piero Marcialis'in oynadığı ilk uzun metrajlı filminde aile olmayı, sevgiyi, inancı ve mizahın iyileştiriciliğini başarıyla anlatan Mario Piredda'ya tebrikler! Sadece fragmanına bakarsanız yanılırsınız, seçkinin en iyi filmlerinden...
Filmin Ödülleri:
2020 Annecy İtalyan FF En İyi Film
2020 Annecy İtalyan FF Genç Jüri Ödülü
2020 Annecy İtalyan FF Halk Ödülü
İki yalnız insanın aşkının penceresinden Şili’nin kapkara diktatörlük yıllarına başka bir açıdan tanıklık ettiğimiz, Rodrigo Sepúlveda'nın yönettiği Şili-Arjantin ve Meksika ortak yapımı Tengo Miedo Torero/My Tender Matador/Korkuyorum Torero da festivalin en iyilerinden biriydi...
Yıl 1986. Birkaç ay önce Şili’nin başkenti Santiago büyük bir depremle sarsılmış, birkaç ay sonra, diktatör Pinochet’ye gerillalar başarısız bir suikast düzenleyecek...
Silah sesleri ve bolerolar arasında Şili'deki Pinochet diktatörlüğü sırasında 'karşıdaki deli' diye tanınan yaşlı ve yalnız bir travesti ile genç bir solcu gerilla arasında yeşeren (yönetmenin sözleriyle 'sonu trajediyle biteceği ilk anından belli olan) tutkulu bir arkadaşlığa tanık olduğumuz filmin en büyük kozu, haziran seçkisinde Beyaz Üstüne Beyaz filminde de izlediğimiz Alfredo Castro’nun olağanüstü performansı! Diğer oyuncular Leonardo Ortizgris, Julieta Zylberberg ve Amparo Noguera da gayet başarılı! 
Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nin Venedik Günleri bölümünde yapan film, bir boğa güreşçisi olan aktivist Şilili yazar Pedro Lemebel'in ilk ve tek aşk romanından uyarlanmış. Filme adını veren eski Lola Flores şarkısının çok etkileyici biçimde kullanıldığı filmin müziklerini Arjantinli usta caz müzisyeni Pedro Aznar bestelemiş.
Filmin Ödülleri:
2020 Selanik İzleyici Ödülü - Açık Ufuklar
Jerry Rothwell'in yönettiği İngiltere-ABD ortak yapımı The Reason I Jump/Neden mi Zıplıyorum?, bildiklerimizin dışında yepyeni bilgiler öğrenmemize vesile olan duygu-yoğun bir belgesel...
Etkileyici belgesel, Naoki Higashida’nın daha 12 yaşındayken yazdığı The Reason I Jump: The Inner Voice of a Thirteen-Year-Old Boy with Autism adlı kitaba dayanıyor. Şimdi 26 yaşında olan Naoki, konuşma becerisi olmayan otizmli bir birey ve yazdıkları şiirselliği, görsel derinliği ve yaratıcılığıyla okuyanları şaşırtıyor. Dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Sundance’te ödül kazanan film, kitabı rehber edinerek farklı ülkelerde, farklı ailelerde yaşayan beş otizmli bireyin deneyimlerini ve iç dünyalarını sinemasal bir dille yansıtıyor. Hem Naoki’nin renkli iç dünyası, hem de diğer bireylerin benzersiz deneyimleri konuşma becerisinin olmamasının, söyleyecek bir şeyin olmadığı anlamına gelmediğini bize bir kez daha hatırlatıyor. Emma Budway, Joss Dear, Amrit Khurana, Benjamin McGann ve Jestina Penn-Timity'nin oynadıkları; aynı zamanda seçkinin son yapımı olan belgesel çok etkileyici, duygu dolu ve çarpıcı! Bulursanız bu seyir deneyimini kaçırmamanızı öneririm!
Filmin Ödülleri:
2020 Sundance İzleyici Ödülü–Dünya Belgesel
2020 Vancouver Derin İz Ödülü, İzleyici Ödülü
2020 Atmosphères Halk Ödülü
2020 Roma En İyi Yabancı Film
2020 Valladolid İkincilik Ödülü
2020 Denver En İyi Belgesel

Yorum Gönder

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski