Öcüler (Ogres)

Melis Tezkan ve Okan Urun'dan oluşan biriken kolektifi, 21.06.2016 Salı akşamı İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde çok başarılı bir projeye daha imza attı.
Sadece ön kayıt yaptırabilenlerin -ücretsiz- katılabildiği oyun okuması ve sonrasında yazarla gerçekleştirilen doyurucu söyleşiden büyük keyif aldım. Üzerine birkaç satır yazmayı düşündüğüm Öcüler hakkında söylemek istediklerim olduğunu fark edince bloğumda yayınlayacağım bir yazı yazmaya karar verdim. Okan Urun bu projenin şimdilik bu şekliyle (okuma tiyatrosu olarak) kalacağını ifade etti ama kimbilir, belki bir gün oyun olarak da sahnelenir de daha fazla izleyici bu etkileyici metne ulaşabilir...
Yann Verburgh
Oyuncu-yazar Yann Verburgh’un yazdığı Ogres / Öcüler’in nefis çevirisinde Ayberk Erkay’ın imzası bulunuyor. biriken’in bizi adeta metnin içine çekip farklı coğrafyalara sürükleyen rejisi çok etkileyiciydi... Bir an Kamerun'daydık, bir başka an  ise Fransa'da... Okumayı gerçekleştiren oyuncuların performansları ise alışık olduğumuz üzere gayet başarılıydı. Hepsi birbirinden başarılı oyuncular Alican Yücesoy, Canan Atalay, Defne Halman, Halil Babür ve Okan Urun’un katılımlarıyla izlediğimiz oyunda oyuncular sadece metni okumakla kalmadılar, adeta yaşadılar.
Yann Verburgh’un 2014’te yazdığı ilk oyun olan Öcüler, Fransa’dan Rusya’ya, Uganda’dan İran, Bulgaristan, Güney Afrika, Kamerun, Yunanistan, Brezilya, Romanya, Güney Kore ve Hollanda’ya kadar uzanan bir coğrafyada toplumsal ve hatta fiziksel olarak dışlayan ve her defasında farklı şekiller alan ayrımcılığın genel tablosunu çiziyor.
Bir yandan Normandiya’da bir ormanda işkenceye maruz kaldıktan sonra ölüme terk edilen öğretim görevlisi Benjamin’in hikayesini takip eden oyun bir yandan da 14 farklı ülkedeki mağdurların, saldırganların, ailelerin ve dayanılmaz şiddetin tanıklarının bakış açılarını karşı karşıya getiriyor. Şiddetin, işkencenin, tutarsızlığın ortasında ve yaraların altında kalıp da yok edilemeyen tek şeyin dünyanın dört köşesindeki bu karakterlerin aşkları, umutları ve cesaretleri olduğunu gösteriyor bize, her şeye rağmen!
Tüm metnin içinde hem konuyu ele alışı, hem de genel akış içinde öykünün geriye doğru anlatılması nedeniyle beni en çok etkileyen bölüm, İran’da geçen Portakal Çiçeği adlı öykü oldu...
Yürek sızlatan öykülere şahit olduğumuz Öcüler, ayrımcılığın şiddetini içimizde hissetmemizi sağlıyor. İnsanlığın geldiği noktayı içimiz burkularak izlediğimiz öyküleri son derece akıcı bir rejiyle sahneleyen biriken’i bu proje nedeniyle tekrar tebrik etmek isterim...
biriken kolektifinin 24.İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri kapsamında yazar Yann Verburgh’un da katılımıyla okuma tiyatrosu olarak büyük bir başarıyla sergilediği Öcüler’in oyun versiyonunu da izleyebilmek umuduyla... http://www.biriken.com/

Yorum Gönder

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski