2015 - 2016 Tiyatro Sezonu

KUMBARACI50
YALINAYAK MÜZİKHOL
Kentsel dönüşüm nedeniyle yerlerinden edilen ve işgal edecek bir bina ararlarken, tiyatroların çok zor durumda olduğunu duyan Yalınayak Müzikhol'ün patronuyla anlaşan ekip, sezon boyunca birlikte çalışma kararı almışlar!
Sunucu, dansçı, çalgıcı ve şarkıcılardan oluşan 10 kişilik Yalınayak Müzikhol ekibinin programları içerisinde; küçük gösteriler, birbirinden güzel ve damardan şarkılar, nefis danslar ve eşsiz sanatçıların olduğu oyunun ilk gösterimi 1 Ekim 2015'de görkemli bir şekilde gerçekleşti. Bu sezonun en etkileyici işlerinden biri olan oyunun gösterim tarihleri, ayrıntılı bilgi, bilet ve daha fazlası için: http://kumbaraci50.com/
İzlemeyenlerin çok şey kaçırdığı AltıdanSonra yapımları Karabahtlı Kardeşlerin Bitmeyen Şen Gösterisi, 444, Sorunlu İnsan Kaynağı ve O.B.E.B. dışında konuk ekipler tarafından sergilenen Aç KöpeklerErkek Parkı, Judith'le Masal Yolunda ve Kocasını Pişiren Kadın gibi geçtiğimiz sezon sergilenen oyunlar bu sezon da Kumbaracı50 sahnesinde sergilenmeye devam ediyor.
İKİNCİKAT
KABİLELER
"Sağır mısın?
Ya da duyma problemin mi var?
Neren daha sağır ya da duyma problemi yaşıyor?
Ben burada sevgiden bahsediyorum.
Sevgiden.
Gerçek sevgiden.
Duyabiliyor musun?
Anladım, duyuyorsun.
Acaba gerçekten duyuyor musun yoksa duyduğunu mu sanıyorsun?
İkincisi sanki.
Boş ver.
Zaten aile dediğin çok konuşan ama birbirini hiç dinlemeyen bir kurum değil mi?"

İngiliz tiyatro yönetmeni ve oyun yazarı Nina Raine imzalı Tribes/Kabileler belki de bugüne kadar İkinciKat sahnesinde izlediğimiz en şahane oyun! Raine'in ikinci oyunu olan 2010 tarihli KabilelerYahudi bir ailenin sağır oğulları üzerinden ilerliyor ve iki saatlik/perdelik uzun süresine rağmen izleyiciyi sıkmadan derinden etkiliyor.
20 Ocak 2016 tarihinde prömiyer yapan oyunun çevirisi aynı zamanda baba rolünde izlediğimiz Haydar Köyel'e ait. Sinematografik "ağır çekim yemek sahnesi" başlangıcıyla en başından izleyiciyi büyüleyen oyunun yönetmeni Sevgili Sami Berat Marçalı. İnandırıcılığıyla etkileyen Ayşe Lebriz Berkem anne rolü için son derece doğru bir seçim olmuş. Ailenin birbirinden sorunlu iki üyesini İbrahim Halaçoğlu ve Gülce Oral canlandırıyor. Bu oyun için özel işaret dili dersleri alan Tuğçe Altuğ ile "Bay yetenek" Barış Gönenen'in karşılıklı sahnelerinin tadına ise doyum olmuyor. Altuğ'un işitme yetisini kaybederken yaşadığı bedensel dönüşüm özellikle çok etkileyici. Hem sessizliği, hem de bedensel devinimleriyle oyunun odak noktası olan Gönenen ise şüphesiz en iyi performanslarından birine imza atıyor.
Sofistike ailenin kitaplarla dolu kocaman kütüphanesinin yer aldığı evin salonunda geçen oyunun dekor ve ışık tasarımı Eyüp Emre Uçaray tarafından gerçekleştirilmiş. Kostüm tasarımı Dilek Tora'ya, çok başarılı afiş ve fotoğrafları Mehmet Nevzat Erdoğan'a ait. İkinciKat, çıtayı çok yükselttiği Kabileler ile sezonun en iyi oyunlarından birini sahneliyor, ka-çır-ma-yı-nız! Telefon: 0545.462.45.28 ikincikat.org
"İnsan vicdanı istatistiksel mi çalışır, anlık mı?
Bir canlıyı sinek mi daha iyi temsil eder, inek mi?
Diğer canlıları yemeğe karar veren insanoğlu, kendi türünü de yer mi?
Buna önce kendini mi inandırır, etrafındakileri mi?
Kasap vicdanları mı doyurur mideleri mi?
Akla mı yatkınlık, lezzete mi?"
Geçtiğimiz sezon Emek Sahnesi'nde sergilenen ve fevkalade etkileyici bir oyun olan 11'e 11 adlı ilk oyunuyla gönlümüzde taht kuran Halil Babür'ün yazdığı, Savaş ve Barış Oyunları projesinin 4. ve son oyunu olan Kasap, 7 Ekim'de çok başarılı bir prömiyer yaptı. Güray Dinçol'un yönettiği 'barış' temalı oyunun beş kişiden oluşan kadrosunda her birini ayrı ayrı pek sevdiğimiz Mert DenizmenEvrim Doğan, Oğuzhan Ayaz ve Melis Öz'ün yanı sıra ilk kez tanıştığımız Adnan Devran da yer alıyor.
Halil Babür
Etkileyici metniyle dikkat çeken Kasap'ta oyunculuklar çok başarılı... Süha Bey rolünde Mert Denizmen'in fevkalade bir performans sergilediği oyunda Melis Charlene Öz şaşırtan yorumuyla seyircinin karşısına çıkıyor. Evrim Doğan hep olduğu gibi iyi ama özellikle etkileyici final sahnesinde çok başarılı... Oğuzhan Ayaz, sisteme uyan, itaatkar adam rolünde şahane! Repliği bulunmayan ancak fiziksel performansıyla oyunda önemli bir yer tutan Adnan Devran ise oldukça zor bir rolün altından başarıyla kalkarak tebriği hak ediyor. Kasap, sınırlı sayıdaki gösterimleri bitmeden izlenmesi gereken bir oyun (0545.462.45.28).
Çalışkanlığıyla dikkat çeken ve yaz aylarında bile tatil yapmayarak projeler üreten İkinciKat ekibi, Savaş ve Barış Oyunları kapsamında ilk oyun Aynur Hanım'ın Bebeği ile ikinci oyun İki Kardeş'ten sonra projenin dördüncü ve son oyunu Kasap'tan önceki üçüncü oyun Kar Küresinde Bir Tavşan ile sezona hızlı bir geçiş yaptı.
Daha önce GalataPerform'da sergilenen çok başarılı İz oyunuyla adını duyuran ve Şehir Tiyatroları'nda Yiğit Sertdemir yönetiminde sergilenmeye başlayıp bu sezon da oynanacak olan fevkalade Hayal-i Temsil ile harikalar yaratan Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı, Cambazın Cenazesi ile 19. Afife Ödülleri'nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü'nün sahibi olan Firuze Engin'in yönettiği oyunda Defne Halman ve Pınar Çağlar Gençtürk oynuyor. Sınırlı sayıda gösterimi yapılan Kar Ülkesinde Bir Tavşan'ı sezonun kaçırmamanız gereken oyunlarından biri olarak not almanızı tavsiye ederim.
Kurulduğu günden  bu yana BentYirmiBeş ve Karabatak gibi birbirinden başarılı projeleriyle çıtayı yükselten değerli D22'nin yepyeni oyunu Kuş Öpücüğü fevkalade bir başlangıç yaparak gönlümüzü bir kez daha fethetti...
Berkay Ateş'in yazıp Mesut Özkeçeci ve Güneş Hayat ile birlikte oynadığı, Emir Çubukçu ile Can Kulan'ın yönettiği yepyeni oyun Kuş Öpücüğü, 12 Aralık 2015 tarihinde prömiyer yaptı. Sezonun en iyi işlerinden biri olan oyun için yazacak şey pek fazla... 12 Aralık günü son derece kalabalık bir izleyici topluluğuna ilk kez sergilenen oyun için ada sahneleme tekniği kullanılmış (yani sahne tam ortada, seyirciler ise sahnenin dört bir yanında konuşlanıyor). Her bir izleyici için görüş kaybı olmasından dolayı pek sevmediğim bu sahneleme düzenini fazla kafaya takmayarak bulabildiğim ilk uygun koltuğa oturdum. Metin o kadar güçlü ve oyunculuklar o kadar etkileyici ki bir süre sonra o duyguyu unutup içine girdiğim dünyanın etkisinden uzun süre kurtulamadım...
Uzun yıllar sonra oğluna kavuşan Hatice ile onun akordeon çalıp yan işler yaparak yaşamaya çalışan kronik kalp hastası oğlu Mehmet arasında geçen oyun ilk sahneden yüreğime sapladığı hançeri son sahneye kadar çevirip durdu! Prömiyer gecesinde kendilerini (nedense) gülmeye hazırlamış bir grup izleyici bile bu güzel oyundan etkilenmeme engel olamadı! Anne oğul arasındaki hırpalayıcı giriş bölümünden sonra katıldıkları bir TV yarışması üzerinden günümüzün ikiyüzlü insanlarını ve sistemi eleştiren oyunu yazan ve aynı zamanda oynayan Berkay Ateş ile bir kez daha gurur duydum! Sevgisiz ve soru işaretleriyle dolu bir yetişme dönemi yaşamış olan Mehmet karakterine hayat veren Ateş'in performansını izlemekten büyük bir keyif aldım.
Sahnede ilk kez izlediğim Güneş Hayat'ın başarılı performansı da doğru seçilmiş bir oyuncunun ne kadar önemli olduğunu düşündürdü bana... Sayın Hayat'ın yerine kim oynasa rol bu kadar gerçekçi olabilirdi bilemiyorum açıkçası...
Çevirisini yaptığı Bent'te de oynayan Sevgili arkadaşım Mesut Özkeçeci'nin 'TV programı sunucusu' rolünde, etkileyici sesiyle tüm sahneyi çevreleyen platformdaki varlığı ve Çubukçu ile Kulan'ın başarılı rejileri de eklenince Kuş Öpücüğü'nün sezonun en etkileyici oyunlarından biri olduğunu tekrarlamam kaçınılmaz! Bugüne dek D22 sahnesinde izlediklerimizin dışındaki farklı prodüksiyonu, ilginç dekoru, teknik donanımı ve kalabalık yardımcı ekibiyle sezonun kaçırılmayacak oyunlardan biri olan Kuş Öpücüğü'nü muhakkak izleyin!
Üçü de birbirinden yetenekli olan Berkay AteşCan Kulan ve Emir Çubukçu tarafından kurulan D22; Amerikalı yazar Martin Sherman'ın 1976'da yazdığı, faşizmin insanlık dışı yaptırımlarını cinsel kimlik üzerinden tartışmaya açan Bent'i Mesut Özkeçeci çevirisi ve Meltem Cumbul rejisiyle (çok ender de olsa) bu sezon da sahnelenmeye devam ediyor. İki kez keyifle izlediğim oyun hala izlememiş olanlar için için saklı bir hazine gibi, son iki oyunu kaçırmayın!
-Kar mı yağıyor?
-Yağsa keşke!
-Yağarsa mahvoluruz!
Delik deşik bir gecede, kaset, balık, mum, ayna, kundak ve nazarın gölgesinde en temizi yağan kardı. Hala basılmayan yerleri vardı ve bizim topraklarda gece, karın beyazlığı bir de çocukların sesleriyle aydınlanırdı!
Yirmi Beş, gece yarısına yaklaşırken, biri kendisiyle ilgili koca bir yalanla boğuşan, diğeri ise kendi gerçeğini dönüştürme çabasıyla umut eden iki gencin yola çıkma öyküsüyle başlar. Ancak bu yol toprağın acısını surata çarpan, ölüm ve sevgi ile savaş veren başka bir yol ile kesişir!
Üç kişi olurlar, anlaşmak zorlaşır.
Gelenler olur, gidenler illa ki olacaktır.
Bu sırada köpekler havlamakta ve...

Berkay Ateş'in yazıp Yiğit Sertdemir'in yönettiği Yirmi Beş bu sezon gösterimleri yapılan bir başka D22 yapımı(ydı). Ekibin her Yirmi Beş oyunu için sahnenin ortasına çalışır vaziyette bir araba kurup söktüğüne dikkatinizi çekerim! Gerek konusu, gerekse fevkalade oyunculukları ile kaçırılmaması gerekenlerden(di)... D22 bu yıl da (geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi) konuk ekiplere ve farklı sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Telefon: 0212.293.19.92
DOT

İki şey… Bir: Atınız çürümüş, hanımefendi. Ve ikincisi: Savaş sona erdi.
10 yıl süren savaşın ardından insanlığı dahil her şeyini kaybetmiş, çürümüş et kokusunun izinde yolları kesişen, açlık sınırında iki kadın, bir çocuk. Cehennemden savaşın un ufak ettiği evine geri dönen hasta bir asker. Yıkımın geçmişi sıfırladığı, bilinen her şeyi geçersiz kıldığı bir dünyada, enkazın içinde bulduklarından kendine yeni bir hayat, yeni bir ev yapabilir mi insan? Yeniden yeşerir mi toprak, balıklar geri döner mi ırmağa? Tekrar tutunabilmek için kim neyini feda edebilir, kim neye göz yumabilir, kim neye inanabilir? Kim olduğunu unutup geçmişe sırtını dönerek en baştan başlamanın bedeli ne? Hayatta kalmış olmanın nesi şans?
Geçen sezondan beri  merakla beklediğimiz Zinnie Harris imzalı Midwinter/Kış Dönümü, 3 Aralık 2015'den itibaren yepyeni DotKanyonda sahnesinde sergilenmeye başladı! Ön çalışmaları ve hazırlık aşaması çok uzun süren ve 05.12.2015 tarihinde yepyeni DOT sahnesinde izleme fırsatı bulabildiğim Kış Dönümü'nde kışın tam ortasında, çok uzun yıllar sürmüş bir savaşın sonunda başlayan oyunda savaşın beraberinde getirdiği kıtlık ve sert koşullar içinde yaşamaya çalışan Maud adlı bir kadının hayatta kalma çabasına şahit oluruz...
Gündeme paralel savaş, iç savaş ve mültecilik temalı oyunun yönetmeni Murat Daltaban'ın bir reji harikası yaratarak tüm dünyada 'normal' sahnelenen oyunu, sular ve topraklar içinde, bambaşka bir atmosfere büründürdüğünü ve sıra dışı bir projeye daha imza attığını söylemek mümkün...
Aynı zamanda yardımcı yönetmenlik görevini de üstlenen Tan Temel'in estetik koreografisi şiir gibi! Oldukça zor bir performans sergileyen Pınar Töre'ye etkileyici sahne aurası ile Cem SürgitDeniz Türkali ve daha önce Makas Oyunları 1'deki Mark Ravenhill imzalı Pankart(A Bigger Banner)'ta izlediğimiz Can Şıkyıldız eşlik ediyor. Her gösterimde farklı çocuk oyuncular Emir EskinaziEmre ÇavuşoğluH. Ege Habip ve Kerem Tabak'ın dönüşümlü olarak izleneceği oyunda biz yeteneğine hayran olduğumuz Ege Habip'i izledik. Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi olmak üzere haftada 4 gün yepyeni DotKanyonda sahnesinde sergilenen oyunun dekor ve kostüm tasarımı Taciser Sevinç'e ait.

Midsummer/İki Kişilik Yaz ise kaçıranlar ya da bir daha izlemek isteyenler için bu sezon tekrar sahneleniyor. Yeni oyun nedeniyle kısa bir ara verilen, bitmeden izlenmesi gereken İki Kişilik Yaz, 14 Şubat 2016'da sadece iki haftalığına yeniden başladı...
Sezonun en keyifli haberlerinden biri olarak değerlendirdiğim tek kişilik yeni bir oyunda Murat Daltaban'ı tekrar sahnede izleme ihtimalinin ortadan kalkmadığını umarım...
1957 doğumlu Nick Hornby'nin 2000 tarihli Speaking With The Angel adlı kitabında yer alan 12 kısa hikayeden biri olan Nipple Jesus, modern sanata kişisel bakış açılarımızın samimi ve komik bir incelemesi olarak kabul edilebilir.
"Sanatla ne yapabiliriz?"
"Neyin sanat olup neyin olmadığına kim karar verebilir?"
"Sanat dünyası ne kadar çıkarcı olabilir?"
Nick Hornby'nin konuyla ilgili ilginç önerileri var!
Müzik ve edebiyat üzerine çok sayıda makale yazan birçok ödül sahibi Hornby'nin öyküsünde, sanatla zerre kadar ilgisi olmayan bar fedaisi Dave'in tartışmalı bir sanat eserini korumak için işe alınması konu edilir. Dave, bu özel eseri korurken sanatla ilişkisini sorgular ve eşine, medyaya ve yobazlara karşı tartışmalı eseri savunurken bulur kendisini!
Tüm dünyada sergilenmiş olan oyunun ışık tasarımını üstlenen ve yöneten Serkan Salihoğlu aynı zamanda çeviriyi Melisa Kesmez ile birlikte yapmış. Tek kişilik performansın ses tasarımı ise Özgehan Özturan'a ait...
Sahnede izlemeyi pek özlediğimiz İbrahim Selim'in 11.02.2016 tarihinde gerçekleşen ilk gösterimde izleme fırsatını bulduğumuz 55 dakikalık performansı çok başarılıydı. Çok sade bir dekorun önünde izleyiciye keyifli bir seyir sunan ama aynı zamanda hem oyun boyunca hem de sonrasında sanat üzerine düşündürmeye devam eden başarılı alt metniyle NippleJesus/Bunu Ben de Yaparım ve tek kişilik İbrahim Selim performansı sezonun en güzel işlerinden biri, kaçırılmamalı!
MERVE ENGİN
Sevgili Merve Engin, yoğun ısrar üzerine 14 Ekim 2015 Çarşamba günü kendisinin yazıp yönettiği Kaplumbağalar Şişmanlamaz Çünkü Kabukları Vardır ile sezonu açtı. 21 Ekim Çarşamba günü de izlemelere doyulamayan tek kişilik ama çoook kalabalık oyunu Kıyıya Oturmanın Böylesi ile yine karşımızda olan Merve Engin'i 2016 yılında devam oyunu Kıyıya Oturmanın Şöylesi'nde izleyebileceğiz... Elizabeth Coleman'ın yazdığı, Gaye Çankaya'nın yönettiği; 8 Aralık'ta BoSahne'de gerçekleşen prömiyerle gösterimine başlayan Bekarlığa Veda adlı oyunda da rol almaya devam eden Merve Engin'in Tatavla Sahne'deki oyunları 20:30'da başlıyor (0212.233.52.30).

Merve Engin, yazıp oynadığı ve Melis Öz'ün yönettiği yeni oyunu Madde9'un prömiyerini 27 Ekim 2015 Salı akşamı Tatavla Sahne'de gerçekleştirdi. İnsana çok dokunan, ülkemizde kadın olmanın zorluğuna bir kez daha dikkat çeken sarsıcı oyunda Nermin'in başına gelen sarsıcı hikayeyi, sade ve net bir biçimde bir mahkeme salonundan aktaran Merve Engin hakkında daha fazla bilgi için: https://mengin.wordpress.com/
HAYAL PERDESİ
"Bizi rahatsız eden nedir? Hayatımızda neyi kabul ya da inkâr ederiz; ihtiraslarımız bizi nereye götürür, ne ararız? Kaybetmek nedir?"
Daha çok yazdığı roman ve tiyatro oyunları ile tanınan Fransız yazar, şair, müzisyen, şarkıcı, gazeteci, senarist, oyuncu, eleştirmen, çevirmen ve maden mühendisi Boris Vian'ın 1950'de kaleme aldığı İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz oyununu Ayberk Erkay çevirisiyle ilk olarak 19.İstanbul Tiyatro Festivali‘nde ünlü Makedon yönetmen Aleksandar Popovski rejisiyle sahneleyen Hayal Perdesi; hem yurt içinde, hem de yurt dışında/festivallerde defalarca sergiledikleri (en başarılı yönetmen dalında Afife ödüllü) oyunlarına bu sezon da devam ediyor.
Nereden geldiği belli olmayan gizemli bir sesin yarattığı korkuyla yaşadıkları kule şeklindeki evde yaşamakta olan ailenin kaçışı evlerinin gittikçe daralan ve boşalan üst katlarına doğru olmaktadır. Neden korktuklarını bile bilmeyen bu insanların her çıkışı, her kaçışı, korku esaretiyle birlikte yalnızlığa, eksilmeye, çöküşe doğru yapılan bir yolculuktur aslında... Kurucularından Selin İşcan‘ın projelendirdiği bu alaycı trajedi, kendi ihtiyaçları adına dünyayı reddeden kişilerin en gizli ve karanlık tutkularına çıktıkları yolculuğu trajikomik karakterler üzerinden aktarıyor izleyiciye...
90 dakika süren tek perdelik oyunun festivalde izlediğim Şebnem Köstem ve Sevil Akı'lı kadrosu değişikliğe uğrayarak yola Reha Özcan, Ayşe Lebriz Berkem, Selin İşcan, Tuba Karabey, Selin Tekman ve Nihat Alptekin ile devam ediyor. Yardımcı yönetmenliğini Hümay Güldağ'ın üstlendiği oyunun çok etkileyici sahne tasarımı Sven Jonke'ye ait.
Küheylan, Suç ve Ceza ile SiteBeyoğlu Hayal Perdesi'nin diğer prodüksiyonları... 
PÜRTELAŞ TİYATRO
PARÇACIKLAR
Nick Payne'in yazdığı 2012 tarihli Constellations, organik bal üreten bir adamla kuantum araştırmaları yapan bir kadın üzerinden sevgi, dostluk ve özgür irade kavramlarını irdeliyor. Daha önce farklı oyunlarda izlediğimiz, birbirinden yetenekli ve başarılı iki oyuncuyu; Damla Sönmez ile Deniz Karaoğlu'nu izleme fırsatı bulduğumuz oyunun yönetmeni, Uzak Adalar'ı da yönetmiş olan Tamer Can Erkan. Genel sanat yönetmenliğini Serdar Biliş'in üstlendiği Pürtelaş Tiyatro projesinin müziklerini Orhan Enes Kuzu yapıyor. Türkçe adı Parçacıklar olarak belirlenen oyunun prömiyeri 2015 Aralık'ından 2016 Şubat'ına ertelenmişti. Sezon başından beri merak ve heyecanla beklediğimiz oyunun prömiyeri nihayet 03.03.2016 tarihinde D22'de gerçekleşti! Neredeyse bu sezon izleyemeyeceğimizi düşündüğümüz oyunu 05.03.2016 tarihinde tamamen dolu D22'de izleme fırsatını buldum. Sade ama etkileyici dekoru, farklı metni ve özellikle birbirinden başarılı iki oyuncusunun performansıyla dikkat çeken Parçacıklar sezonun en güzel işlerinden biri... www.purtelas.org
MAM'ART
Yepyeni tiyatro grubu Mam'Art'ın ilk oyununun prömiyeri 17.10.2015 Cumartesi akşamı BoSahne'de gerçekleşti. İnsanın en vahşi ve çirkin yönlerini ortaya döken Neil Labute imzalı Some GirlsÖzel Kadınlar Listesi adıyla sezon boyunca farklı mekanlarda izleyici karşısında olmaya devam ediyor.
Evlenmek üzere olan ve düğününden önce, geçmişte terk ederek "incittiği" eski kız arkadaşlarından 'bazılarını' kendince belirlediği bir listeye göre ziyaret etmeye karar veren bir "adam"ın hikayesini anlatan oyunun çevirisi DOT'tan tanıyıp sevdiğimiz Pınar Töre'ye ait. Yönetmen koltuğunda da yine DOT sahnelerinde defalarca izlediğimiz, Afife Ödüllü Tuğrul Tülek var. Beste BereketDeniz KaraoğluBaşak DaşmanHülya Gülşen ve Feri Baycu Güler'den oluşan kadro sezon boyunca Bo SahneModa Sahnesi ve Levent Kültür Merkezi gibi mekanlarda izlenebilir.
Tuğrul Tülek - Beste Bereket - Başak Daşman - Deniz Karaoğlu - Hülya Gülşen - Feri Baycu Güler
Daha vurucu finallerle bizi sarsmasına alıştığımız LaBute'ün bu kez (belki de uyarlama nedeniyle) biraz şaşırtan oyununda 'neredeyse' tüm oyuncuların başarılı performansları dikkat çekiyor. Oyun süresince sahneden hiç ayrılmayan ve dekoru değiştirme görevini de üstlenen Deniz Karaoğlu her zaman olduğu gibi çok başarılı. Ekonomik dekor çözümü, genel oyun akışını kolaylaştırıyor belki ama bir izleyici olarak çöp kutusu niyetine kullanılan ve içine sigara, içecek şişeleri gibi bilumum cisimlerin atıldığı, soğuk kahvelerin döküldüğü şeffaf çöp kutusunu sürekli sahnede görüyor olmaktan, bazı repliklerin yazılı olduğu ve görüşü kısıtlayıcı/engelleyici paravanlardan pek hoşlanmadım (muhtemelen büyük sahnelerde böyle bir sorun yaşanmıyordur). Reji sorunsuz ama orijinalinde olduğu gibi eyaletler arasında yolculuk yaparak listesindeki kadınları ziyaret eden bir adamı değil de, aynı odada duran bir adamı ziyarete gelen kadınları izlediğimiz hissine kapılıyoruz, seçilen güzel müzikler eşliğinde kararan ışıklarla birlikte değişen dekora rağmen... Siz bunlara takılmayın, ancak mümkünse Bo Sahne'den farklı bir mekanda keyifle izleyin, pişman olmazsınız... 
EKİP TİYATROSU
Ekip Tiyatrosu, çalışmalarına uzun süre devam ettiği yeni oyunları Avrupa ile 20 Ekim'de Garaj İstanbul sahnesinde prömiyer yaptı. Hakan Silahsızoğlu'nun çevirisini yaptığı David Greig imzalı oyunun yönetmeni Cem Uslu...
"Avrupa" ekibi...
90'ların Avrupası'nda bir sınır kasabasında kapanmak üzere olan bir tren istasyonunda geçen oyunda iç savaştan kaçan mülteciler ve onların gelmesiyle kendilerini tehdit altında hisseden kasabanın yerlileri arasında yaşanan olayları konu alan; günümüze uygunluğuyla dikkat çeken Avrupa'nın oyuncu kadrosu pek kalabalık: Simel Aksünger, Ömer Fırat Köker, Bora Pak, İsmail Sağır, Mehmet Solmaz, Cihat Süvarioğlu, Ayşegül Uraz ve Hakan Emre Ünal
19. Tiyatro Festivali'nde prömiyeri yapılan ve geçtiğimiz sezon boyunca sergilenen İki Kapılı Ev ile bu sezon da güldürmeye devam ediyor, kaçırırsanız üzülürsünüz! Üçüncü kez izlemeyi sabırsızlıkla beklediğim oyunla ilgili detaylı bilgilere ekibin sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz.
OYUN ATÖLYESİ
Oyun Atölyesi perdesini 1 Ekim'de Hira Tekindor'un ikinci yönetmenlik denemesi olan Arthur Miller imzalı A View From The Bridge/Köprüden Görünüş ile açtı. Işık tasarımı Kemal Yiğitcan'a ait olan oyunu Türkçeye çeviren Gül N. Yuyucu. Müziklerini Orhan Enes Kuzu'nun, sahne tasarımını Zerrin Tekindor'un yaptığı oyunu 21.11.2015'te izleme fırsatı bulabildim.
Oyun Atölyesi'nde hep titizlikle hazırlanmış dekorlar eşliğinde oyun izlemeye alıştığımdan mıdır bilemem, bir 'tablo' olarak fevkalade bulduğum ancak dekor/tasarım olarak adlandıramayacağım sahne düzenini hiç sevmedim! Bir Arthur Miller uyarlaması sahneleniyor ve sahnede 'dev tablo' dışında sadece 2 adet bank var! Yenilikçi, modern bir yorum olsa kabulüm ama o da değil maalesef!
Sahnede ilk kez izlediğimiz Bülent İnal'ın performansı muhtemelen bu sene en çok tartışılacak konulardan biri olacak! SBR'nin biletleri günler öncesinde tükenen, çok başarılı Tesir'indeki şahane performansıyla Afife Ödülü kazanan Aslı Yılmaz'ın varlığını bir kenara koyup 'anlatıcı' olarak sahnede çok az bulunan Sayın Kubilay Karslıoğlu'nu dışarda tutacak olursam oyunda en dişe dokunan performansın DOT'un Overspill/Yüksek'inde dikkat çeken Aykut Akdere'ye ait olduğunu söyleyebilirim. Oyunda 'aşık olunan yeğen' rolündeki Nazlı Bulum'un dışında kısa bir rolde Ercüment Acar, birkaç sahnede sigara içerken görülebilen Sedat Bilenler ve polis rolünde oyunun en sonunda yaklaşık 1 dakika (!) sahnede kalan Melih Pamukçu var!
Ayça Bingöl'ün doğum yapması nedeniyle  Hansel Ve Gretel'in Öteki Hikayesi şimdilik sona erdi! Dolu Düşün Boş Konuş ve Testosteron ise bu sezon da Oyun Atölyesi'nde  izlenebilecek oyunlar... 
BİRİKEN
KARŞI-TELE KENDİM
Meral Çetinkaya
2016'da 10. yılını kutlayan Biriken, isimlerinin esin kaynağı olan Biriken şiirinin sahibi Gülten Akın'ın eserlerinden oluşacak bir performans projesiyle karşımızda olacaktı ancak Nisan ayına geldiğimiz günlerde projeyle ilgili bir bilgiye ulaşamadık... Şairin 1956 yılından günümüze uzanan şiirlerinden oluşturulacak tematik bir seçki, yerleştirme-performans şeklinde sunulacaktı. Tiyatro dışı ancak kendi dokusu olan bir mekanda sergilenmesi planlanan, Karşı-Tele Kendim adını taşıması düşünülen ve merakla beklediğimiz projede şiirler, geçen sezon Tatyana'daki rolüyle etkileyici bir performans sergileyen Meral Çetinkaya tarafından yorumlanacaktı. Umutla bekliyoruz!
"Sokağın köşesini dönüyordun, seni o zaman gördüm, yağmur yağıyor, üst baş sırılsıklam, saç baş perişan, olacağı bu tabii yersen o kadar yağmuru, ama olsun dedim içimden..." İçinden yalnızlık, aşk ve başkaldırı geçen bir gece. Karşısındaki kaçıp gitmeden her şeyi anlatmak isteyen bir adam. Dinmeyen yağmurun altında, ulaşılamayan bir otel odasının arayışında, ikiyüzlü sisteme karşı sıkabileceği yumruklarından başka bir şeyi olmayan bu adamın soluksuz koşusu.
Geçtiğimiz sezon Rıza Kocaoğlu'nun üstün performasını izlediğimiz, çağdaş tiyatronun yönünü değiştiren yazar Bernard-Marie Koltèimzalı tek kişilik oyun Ormanlardan Hemen Önceki Gece, Melis Tezkan ve Okan Urun'dan oluşan Biriken rejisinde bu sezon da devam ediyor.
EMEK SAHNESİ
18.04.2016 akşamı bir başka oyun çıkışında tiyatro sevdalısı Özlem Hanım vasıtasıyla tanışma ve sohbet etme fırsatı bulduğum Sayın Onur Orhan'ın yazdığı, Caner Erdem'in yönettiği Sadece Diktatör adlı oyun Barış Atay'ın tek kişilik performansıyla 18 Kasım'da Emek Sahnesi'nde prömiyer yaptı. Hem ülkemizde, hem de Almanya'da sergilenen oyun sezon bitmeden izlenmesi gerekenlerden...
Barış Atay
Sezonun övgüyle bahsedilen farklı oyunlarından Sadece Diktatör'ü nihayet 39. temsilinde, Emek Sahnesi'nin 4. kuruluş yıldönümünde denk gelen 18.02.2016 tarihinde izleme fırsatı bulabildim. Gelen yorumlarda oyun için hep "çok farklı bir yerden işlenmiş" yorumunu duyup merak ediyordum, nihayet oyunu izleyince herkesin ne demek istediğini gayet iyi anladım! İzlemeyenlerin çoğunlukta olduğunu düşünerek içeriği hakkında bilgi aktarmamayı tercih ediyorum. İzlemeden bilemezsiniz! Sade ama etkileyici dekoru, başarılı ışık ve kostüm tasarımı dışında özellikle Barış Atay'ın inandırıcı performansı ile sezonun en sert tokadı/yumruğu! Fırsat varken izleyin, pişman olmazsınız!
Ufuk Tan Altunkaya imzalı yeni bir oyun daha aynı mekanda karşımızda olmak için sırasını bekliyor.
BABİL
Kuleler yükselirken neler alçalıyor?
On bin basamak sonra da umut var mı?
Babil, seyirciyi bugünün yeni yaşam alanına, şantiyeye davet ediyor.
Ebru Nihan Celkan'ın yazıp yönettiği, yardımcı yönetmenliğini Aylin Alıveren'in yaptığı; Deniz Celiloğlu, Zeynep Çelik Küreş, Pınar Yıldırım, Murat MahmutyazıcıoğluDefne Halman, İbrahim Ersoylu ve Mensur Zirek'in oynadığı Babil 16 Aralık 2015'de Emek Sahnesi'nde başladı. Kalabalık bir izleyici topluluğuna yapılan prömiyer sonrası gösterimlerine devam eden ekip giderek yok olan yeşil ve artan betondan başlayarak atanamayan öğretmenlere ve işsizliğe kadar birçok farklı noktaya dokunuyor...
Deniz Celiloğlu
BuluT ve Emek Sahnesi’nin ortak yapımı olan ve bugüne odaklanan Babil, dev bir inşaata dönüşmüş ülkenin, her bir köşesinde sınır tanımaksızın yükselen kulelerini mercek altına alıyor. Birbiri ardına çıkılan katlarda, kimlerin bedeli peşin ödediğini, kartların nasıl dağıtıldığını ve kimin payına ne düştüğünü görüyoruz...
KÜSKÜN MÜZİKAL
Hala izlemediyseniz, nefis Küskün Müzikal bu sezon da programda yer alıyor! Üçüncü sezonunda sınırlı sayıda gösterimi yapılan oyun hala izlemeyenler için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor! 25 Ekim 2015'deki ilk gösterimini de, sonrasındaki tüm gösterimlerini de kapalı gişe oynamakta olan Küskün Müzikal'in az sayıdaki gösterimi ve daha fazlası için Emek Sahnesi'nin sosyal medya hesapları ile web sayfalarını takip edebilirdiniz! Ne yazık ki bu sezon final yaptı Küskün Müzikal, anılarımızdaki o güzel yerini hep koruyarak.
SEMAVER KUMPANYA
Serkan Keskin / Mustafa Kırantepe
Volkan Sarıöz'ün yöneteceği İçerdekiler adlı oyunuyla doğumunun 100. yılında Melih Cevdet Anday'ı İçerdekiler adlı oyunuyla anmaya hazırlanan ekibin kesinleşen kadrosunda yer alan isimler Serkan Keskin ve Mustafa Kırantepe. Bir ara oyunda yer alacak isimler arasında adı geçen Tülin Özen'in yerine bir başka oyuncuyu izleyeceğiz.
Melih Cevdet Anday'ın 1965 yılında kaleme aldığı İçerdekilerilk kez İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahnelenmiş. Güncelliğini koruyabilen bir içeriğe sahip olması nedeniyle, dönem dönem değişik tiyatro toplulukları tarafından sergilenen ve Türk tiyatrosu literatüründe 'mihenk taşı' olarak değerlendirilen oyun, 'düşünce suçu' kavramını irdeleyerek evrensel mesajlar taşıma özelliğinde bir eserdir. İzleyicinin, kimin hangi durumda haklı ya da haksız olabileceğini sorgulamaya başladığı İçerdekiler'in yanı sıra geçen sezon sahnelenen Kuşlar ve Metot da izleyici karşısında olacak.
İspanyol Jordi Galceran’ın 2003'te yazdığı ve günümüz iş dünyasının acımasız yönlerini ortaya koyan Metot, bir şirketin toplantı odasında iş görüşmesine gelen dört kişinin tüm hünerlerini ortaya koyup işi kapmak için geçtikleri sınavları anlatıyor. Yiğit Sertdemir'in hem yazıp yönettiği, hem de oynadığı Bekleme Salonu ile olan benzerliğini bir türlü çözemediğim, her şekilde izlemeye değer bir oyun... 05.03.2016 tarihinde Çevre Tiyatrosu'nda izleyebildiğim Metot, ara vermeden oynanan ikibuçuk saatlik uzun süresine rağmen tempoyu hiç düşürmemesini; dördü de birbirinden başarılı Serkan Keskin, Mustafa Kırantepe, Sezin Bozacı ve Sarp Aydınoğlu'nun birbirinden nefis performanslarına borçlu... İyi bir metni çok iyi oyunculardan izlemek için lütfen üşenmeyip Çevre Tiyatrosu'na gidiniz! Telefon: 0212.585.59.35 www.semaverkumpanya.com
SBR - SİYAH BEYAZ ve RENKLİ
Gerçekleştirilebilir rüyaların çekiminde buluşan gençlerin birkaç yıl önce kurdukları bir oluşum SBR. Kendi tanımları ile 'doğrunun yenisi, hazzın delisi, hiyerarşinin çöküşü, sınırın silgisi, paranın azı, coşkunun cümlesi, duvarın balyozu, gerçeğin ta kendisi, masalın dostu, farkın bekçisi, çırağın ustası, yeninin ilerisi, eskinin yenisi, umudun dirisi, kesiğin derini, inadın keçisi… Yani, Siyah Beyaz ve Renkli: Bir deliler birliği, non-hiyerarşik bir gösteri örgütlenmesi'...
Geçtiğimiz sezonun en iyilerinden biri olduğunu düşündüğüm Tesir'i bu sezon da çeşitli sahnelerde sahnelemeye devam eden SBR, diğer yandan merak ve heyecan içinde beklediğimiz yepyeni oyunları Yuva'nın son hazırlıklarını yapıyor.
İlk gösterimini 19.12.2014'te Afife Jale Sahnesi'nde yapan Tesir, bilimsel bir deneyin ortasında tanışıp birbirine aşık olan iki genç üzerinden mutsuzlaşan toplumu ve insanlığın sorunlarına depresyon ilaçlarıyla çare bulmayı uman bilimi sorguluyor. 
Lucy Prebble'ın yazdığı ve Çağrı Şensoy'un yönettiği oyunda Afife ödüllü Aslı YılmazSalih BademciGüneş Sayın ve Metin Yavuzoğlu oynuyorlar. 21.10.2015 tarihinde 3. kez izlediğim ve daha önce hiç izlememişcesine büyük keyif aldığım etkileyici Tesir'i Talimhane Sahnesi ve konuk olduğu Caddebostan Kültür Merkezi ile Oyun Atölyesi'nde ve ülkenin çeşitli şehirlerinde izleyebilirsiniz. Talimhane Sahnesi0212.238.85.09 / http://www.talimhanetiyatrosu.com/ 
Ekibin bir diğer yeni oyunu olan Sağanak'ı prömiyerinden kısa bir süre sonra, 12.02.2016 tarihinde izleyebildim. Daha önce sadece iki özel ön gösterimi yapılan yeni SBR projesi Sağanak, dizi yapımcısı ve oyun yazarı Amerikalı Ketih Huff'un A Steady Rain adlı 2007 tarihli oyununun çok başarılı bir uyarlaması.
Ceren Sena Akgün yapımcılığında ülkemizde sergileyen tüm SBR ekibine bir etkileyici projeyi daha (alışageldiğimiz üzere) başarıyla sundukları için teşekkür etmek gerekir. İbrahim Halaçoğlu'nun çevirisini yaptığı, Ceyda Günalp'ın video tasarımıyla görsel etkisi artan oyunun yönetmeni Çağrı Şensoy'un başarılı rejisinin etkisi daha ilk sahneden hissediliyor. Ali Can Okan'ın özgün ses ve müzik tasarımı Tesir'de olduğu kadar etkileyici! Çocukluklarından beri birlikte büyümüş iki polisin (Joey ve Dennis) sağanak yağmurla birlikte başlayan hesaplaşmalarına şahit oluruz Sağanak'ta! Evli ve iki çocuklu Dennis rolünde Yusuf Akgün ile daha kırılgan Joey rolünde Fatih Sönmez birbirinden başarılı performanslar sergiliyorlar. Görevleri sırasında karşılaştıkları Vietnamlı çocuğu amcası olduğunu iddia eden bir adama teslim eden iki polisin bu olayla başlayan çözülmelerini izlediğimiz oyunda sağanağın şiddeti arttıkça iki arkadaşın/polisin iyi ve kötü hakkında kendilerini sorgulamaları etkileyici finale sürükler hepimizi...  
TİYATRO GERÇEK
Alışageldiğimiz gibi Maya Sahnesi yerine Bo Sahne'de izlediğimiz TiyatroGerçek, bu sezonda Atilla Şendil yönetiminde Selim İleri'nin Hayatım Roman adlı hikayesinin tiyatroya uyarlanmış haliyle seyirci karşısına çıkmayı planlıyordu ancak yoğun projeleri ile meşgul olan Sayın Hakan GerçekÜstü Kalsın/Cemal Süreya'nın Şiirleri ile bir şair, Savunma/Clarence Darrow ile bir avukat ve Van Gogh ile gerçek bir ressamdan sonra bir hanımefendinin, Cenan Hanımefendi'nin hikayesini anlatmayı şimdilik ertelemiş durumda. Yeni sezonda bu ilginç projenin hayata geçebilmesi dileğiyle... 
TALİMHANE TİYATROSU
Sezona çok yoğun bir giriş yapan Talimhane Tiyatrosu'nun sahnesi hem kendi yapımları, hem de konuk ekiplerle şenleniyor bu sezon da...
Esra Bezen Bilgin
Lucy Kirkwood'un yazdığı, Mehmet Ergen'in yönettiği ve Esra Bezen Bilgin'in olağanüstü performansına Güliz Gençoğlu'nun eşlik ettiği Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi, bu sezon sınırlı sayıda gösterimle izleyici karşısında olacak. 10.11.2015 Pazartesi akşamı  bilet kalmaması nedeniyle izleyicilerin kapıdan dönmek zorunda kaldıkları, tamamen dolu salonda 2. kez izlediğim oyunda Esra Bezen Bilgin'in performansı yine olağanüstüydü... Ödüllü performansı içeren oyunu kaçırmayan şanslı azınlık arasındaki yerinizi bir an önce almanızı tavsiye ederim!
Geçen sezon sergilenmeye başlayan, Tim Crouch'un yazdığı, Seda İlter'in çevirisini ve yönetmenliğini yaptığı interaktif oyun Yazar, izleyicilere çok farklı bir seyir deneyimi sunuyor.
Özge Erdem'in geçen sezon sahnelemeye başladığı, tek kişilik etkileyici performansıyla çok beğendiğim Kara Vanilya Ormanı ne yazık ki bu sezon sahnelenemeyecek! :((
Versus Tiyatro'dan Woyzeck ve  HamletTalimhane Sahnesi'nde izlenebilecek oyunlardan ikisi... http://www.versustiyatro.com/ 28.01.2016 akşamı izleme fırsatı bulduğum ve otoriteler tarafından olumsuz yönde eleştirilen Hamlet'i hem özenli sahnelenişi, hem de başta Kayhan Berkin olmak üzere başarılı performansları nedeniyle (ve özellikle de bayıldığım Shakespeare metni dolayısıyla) gayet beğendim ve ekibin diğer oyunlarını listeme aldım...
Karşılıklı iki sahne arasındaki bir koridor platformunda sergilenen oyunun en büyük handikapı, karşılıklı konuşlanmış iki grup izleyicinin olan-biteni kaçırmamak ve tabii ki en önemli sahnelerden biri olan "amcaya sunulan oyun" sahnesini izleyebilmek için sürekli bir sağa ve bir sola bakmak durumunda kalması...
Celal Mordeniz'in yönettiği ve aynı zamanda oyunu sergileyen İpek Türktan Kaynak ile birlikte yazdığı Seyyar Sahne yapımı Yılın En İyi Kadın Oyuncusu, yine Talimhane Sahnesi'nde izlenebilecek oyunlardan... 28.03.2016 Pazartesi akşamı izleme fırsatını bulabildiğim oyunda İpek Türktan Kaynak'ın performansına hayran oldum! Sektöre "içerden" bir bakışla yazılan metinde ödül mekanizması, oyunculuk, kulis, rekabet gibi kavramlar izleyiciye eğlenceli bir dille aktarılıyor ve incelikli göndermeler, oyuncunun aksamayan tek kişilik performansıyla birleşince de tadından yenmeyecek bir seyir sunuyor. Belli bir noktadan sonra metnin biraz sarktığını ve asıl konudan uzaklaşıldığını düşünsem de her Seyyar Sahne yapımı gibi tereddütsüz izlenebilecek oyunlardan biri olan Yılın En İyi Kadın Oyuncusu'nu izlemenizi öneririm.  http://www.seyyarsahne.com/
DESTAR TİYATRO
DİL KUŞU
Tülin Özen
"Sesle ve dille derdi büyük bir dünyanın içinden anlatılan bir masal bu. Ağacı, toprağı uyandıran, uyandıkça kanatlanan bir kuşun, dil kuşunun masalı. ‘Düşle başlayan, sabrın, sırrın ve ateşin imtihanından geçip bir kızın hevesli ağzında biten’ masaldan kurulmuş bir oyun Dil Kuşu".
Destar Tiyatro’nun Mîrza Metin tasarımıyla geçen sezon başlattığı, İrfan Güler ve Pepa Baamonde’nin Türkçeye çevirdikleri Galisyalı yazar Sèchu Sende’nin Rüyalarımda Bile Dilimi Kaybetmeyeceğim adlı öykü kitabından hareketle, geçen sezon sahnelenen ilk iki oyun Merheba ve Çêna Dengizî'nin ardından Dil Oyunları projesinin üçüncü prodüksiyonu.
"Dilsizdi ama düşümde konuştu. Seni bekleyenler var, dedi."
Pelin Temur'un yazdığı oyunu Ayşenil Şamlıoğlu yönetiyor, Burcu Salihoğlu da yardımcı yönetmenliğini yapıyor. Oyunun etkileyici müzikleri Sevgili Çiğdem Erken'e ait. Yalın ama etkileyici bir dekor ve çok başarılı kostümle sahnede son derece başarılı bir performans sergileyen Tülin Özen'e zor bir metnin altından başarıyla kalktığı için tebrik etmemek mümkün değil...
Düşle başlayan; sabrın, sırrın ve ateşin sınavından geçip bir kızın hevesli ağzında biten masaldan kurulmuş bir oyun olan ve 30 Eylül Çarşamba günü prömiyer yapan Dil Kuşu, sezon boyunca her perşembe saat 20:30'da Şermola Performans Sahnesi'nde izlenebilir.
ÇÖL OYUNU
"Zaman çöldür. Akan her şey zamandır. Çöl oyundur."
Mîrza Metin'i ayrıca Beliz Güçbilmez'in yazdığı ve Hakan Altun'un yöneteceği Çöl Oyunu'nda izlemeyi hala bekliyoruz...
Destar'ın bize sunduğu bir başka oyun olan Renas Jiyan'ın yazdığı, Mirza Metin'in yönettiği Dı Tuwalete De'de Alan Ciwan'ın olağanüstü performansından söz ediyordu herkes... 21.12.2015 tarihinde izleme fırsatı bulduğum oyunda Ciwan'ın performansı gerçekten de çok etkileyiciydi. Kirlenmiş bir hayatın hikayesini anlatan ve Türkçe üstyazı ile Kürtçe oynanan, bu sezon prömiyer yapan oyun her Salı 20:30'da Şermola Performans'ta izlenebilir.
ENTROPİ SAHNE
Karadayı dizisindeki şeytani savcı rolü ile bilinirliği artan usta oyuncu Yurdaer Okur'un öncülüğünde kurulan Entropi Sahne sezonu Kadıköy'deki kendi mekanında, tam da Dünya Tiyatro Günü olan 27 Mart'taki prömiyeriyle karşıladı. Canan Şahin'in dilimize Ebedi Barış olarak çevirdiği İspanyol yazar Juan Mayorga imzalı La Paz Perpetua adlı oyunu beklerken ekip ilk oyun olarak Martin McDonagh'ın 2003 yılında yazdığı The Pillowman / Yastık Adam adlı oyunla sürpriz yaptı bize...
Türkiye'de ilk kez 2008-2009 sezonunda Talimhane Tiyatrosu tarafından oynanan, Mehmet Ergen çevirisi ve rejisiyle izlediğimiz oyunun kadrosu Bekir ÇiçekdemirMurat KarasuSerhat Tutumluer ve Murat Garibağaoğlu'ndan oluşuyordu.
2011-2012 sezonunda İlham Yazar tarafından Ankara Devlet Tiyatrosu'nda da oynanan oyunu bu kez Yusuf Eradam çevirisi ve A. Bülent Acar rejisiyle izleyeceğiz Entropi'de... Oyunda rol alan isimler ise şöyle: Yurdaer Okur, Tolga Evren, Deniz Hamzaoğlu, Fatih Toğçuoğlu ve Deniz Aylan.
TEBDİL-İ MEKAN PRODÜKSİYON TİYATROSU
Tebdil-i Mekan Prodüksiyon Tiyatrosu, prömiyerini 27 Haziran'da Bodrum/Gümüşlük'te yaptığı Shirley’nin İstanbul prömiyerini 16 Eylül Çarşamba akşamı Unique Açık Hava Sahnesi’nde gerçekleştirdi. Oyun, sezon boyunca İstanbul'da çeşitli sahnelerde ve turnelerde izlenebilir. www.tebdilimekantiyatrosu.com
İngiliz Willy Russell'ın Shirley Valentine adlı oyunundan Shirley ismiyle Türkçeye uyarlanan oyunda, birçok kadın gibi artık hayallerini bile unutan Shirley Valentine'nin hayatını anlatan Sumru Yavrucuk aynı zamanda yönetmenlik görevini de üstleniyor. Çevirisi Evren Ercan'a ait olan oyunun dekor tasarımı Nurdan Aliyazıcıoğlu, ışık tasarımı ise Yakup Çartık tarafından gerçekleştiriliyor.
Tebdil-i Mekan’ın Aralık ayında prömiyer yapacağı söylenen yeni oyunu David Mamet imzalı Oleanna'nın bir başka bahara kaldığını düşünüyorum. Kadrosunda usta oyuncu Tamer Levent ile Begüm Akkaya’yı izleyeceğimiz oyunun yönetmenliğini Oğuz Utku Güneş üstlenecekti... 
TİYATRO PERA
Sezonu Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği, dramaturjisini Şafak Eruyar’ın, dekorunu Hazal Günal’ın, kostüm tasarımını Nilüfer Moayeri’nin, ışık tasarımını Zeynep Özden’in yaptığı Ben Senim ile 17 Ekim’deki prömiyeriyle açan Tiyatro Pera’nın oyuncu kadrosu şu şekilde: Volkan Aktan, Erdinç Anaz, Zeynep Özden, Başak Meşe ve Gamze İpek.
Turgay, Mert, Füreya, Seçil ve Alev... Daveti üzerine evinde Turgay'ın evinde bir akşam yemeği için bir araya gelen, otuzlu yaşlarında ’80 kuşağından beş eski üniversite arkadaşı. Yüksek özgüven sahibi, neşeli, olaylara ve kendilerine kısmen alaycı bakabilen, görünüşte güzel bir yaşamı olan ancak gerçekte özel hayatları ve ilişkilerinde başarısız olmuş beş kişi... Keyifli başlayan buluşma, ilerleyen saatlerde yerini alkolün de etkisiyle ortaya çıkan sırlara, çatışmalara, zaaflara ve beraberinde tartışmalara bırakacaktır. Beş arkadaş, itiraflar ile suçlamalar eşliğinde büyük bir hesaplaşmaya dönüşecek gecede eğlenceden hüzne, kahkahadan gözyaşına geçerek sabahı karşılayacaktır ve ne yazık ki yaşam bırakıldığı yerden devam etmek zorundadır...
Okuma Tiyatrosu
AŞK VE PARA
Tiyatro Pera, bu sezon okuma tiyatrosu etkinliği ile, günümüz yeni tiyatro metinlerini tanıtıyor. Doğan Akdoğan, Volkan Aktan, Onur Atilla, Uğur Arda Başkan, Linda Çandır, Gamze İpek, Bahar Karaoğlu, Başak Meşe ve Zeynep Özden teatral bir sunumla sergilenecek gösterilerde yer alacak oyuncular...
Etkinliğin ilk oyunu, Zeynep Özden'in çevirisini yaptığı; kapitalizmin, para tutkusunun aşkı nasıl yok ettiğini, evli bir çiftin hikayesini sondan başa doğru bir dizgeyle ele alarak anlatan Dennis Kelly imzalı Aşk ve Para. Bir adamın borçtan kurtulmak için karısının ölümüne sebep olduğunu itiraf etmesiyle başlayan oyun, karısının evlenme teklifi almasından hemen sonraki heyecanıyla son bulur. Aşk, para, mutluluk ve kaybetme üzerine günümüz dünyasının kırık bir aynada yansıması olan, 8 Kasım 18:30'da izleme fırsatı bulduğum Aşk Ve Para, üzerinde güzel çalışılmış çok başarılı bir okuma tiyatrosu örneğiydi... 19 Şubat 2016'da tekrarını izleyemediyseniz artık yapacak bir şey yok maalesef!
ÜÇ KISA OYUN
Etkinliğin ikinci oyunu, çevirisini Ekin Tunçay Turan'ın yaptığı, New York’ta geçen ve ortak noktası kadın-erkek ilişkisi olan Neil LaBute imzalı üç kısa oyun idi. 22 Kasım 18:30'da izleme fırsatı bulduğum oyunların üçü de birbirinden etkileyiciydi.
Ölüler Diyarı: 11 Eylül 2001’de ikiz kulelere yapılan saldırı günü, kulelerden birinin en üst katından kente bakan bir adamın ve bir kliniğe giden bir kadının gözünden anlatılır.
Bir Mutluluk Anı: Tren istasyonunda bir kaçamak yapmak için buluşan bir kadın ve bir erkek, yolculuğa çıkmadan önce ilişkilerini sorgularlar.
Karmakarışık: Bir alışveriş merkezi lokantasında, hamile bir kadın ve kocası, evlilik ve ihanet üzerine umutsuz bir tartışmaya girerler.
DOSTLAR TİYATROSU
Dostlar Tiyatrosu, Genco Erkal'ın Bertolt Brecht ve Nazım Hikmet'in şiirlerinden uyarlayarak müzikal bölümlerle bir araya getirdiği, Mayıs ayında Amerika'da sahnelenen Bertolt Brecht - Nazım Hikmet Cabaret adlı müzikli kabareyle karşımızda. Genco Erkal'ın partneri, uzun yıllardır Dostlar Tiyatrosu ile birlikte çalışmalar yürüten ve en son Yaşamaya Dair'de kendisine eşlik eden değerli oyuncu Tülay GünalDostlar Tiyatrosu bu sezon ayrıca Yaşamaya Dair, Ben Bertolt Brecht ve Bir Delinin Hatıra Defteri oyunlarını sergilemeye devam ediyor.
28. kez düzenlenen Enka Kültür Sanat Buluşmaları kapsamında 01.02.2016 akşamı açılış oyunu olarak tekrar izleme fırsatı bulduğum Bir Delinin Hatıra Defteri'ndeki 75 dakikalık performansıyla Sayın Erkal ne kadar üstün bir performans sergilediğini bir kez daha ispatladı, ayakta 4 kez bis yapan izleyiciye...
KARAKUTU
Benim Adım Anna
2010 yılında Ceylan Dizdar ve Egemen Sancak tarafından kurulan ve yaz sezonu boyunca oyunlarına ara vermeyen Tiyatro Karakutu bu sezon da Sevgili Egemen Sancak'ın yazıp yönettiği Benim Adım AnnaFuat Sevimay'ın yazdığı ve yine Egemen Sancak'ın yönettiği Anarşık ile doğaçlama tiyatro sporu türündeki her temsili bir diğerinden farklı yapıdaki Yaka Paça ile karşımızda olmaya devam ediyor.
Yönetmen Hamdi Alp'in sahneyi Deniz Yılmaz ile paylaştığı, şahane afişiyle dikkat çeken Shakespeare uyarlaması Macbeth (Bir İktidar Sorunu) sergilenmekte olan KaraKutu yapımlarından bir diğeri...
Jale Sancak'ın yazdığı, Erşan Özhim ile Hamdi Alp'in birlikte yönettiği, Gözde Ayar ve Özge Soyal'ın rol aldığı Asla Unutmadan Aralık ayındaki prömiyerle başladıkları yolculuğa devam ediyor.
BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI
Sezonu yeni yönetim anlayışı ve yeni bir vizyonla karşılayan Bakırköy Belediye Tiyatroları, sanat yönetmeni Alican Yücesoy ve ekibiyle birlikte Shakespeare Kraliyet Tiyatrosu'nun meşhur yönetmeni Timothy Supple'ın yönettiği Shakespeare'in mizahı bol, iyi bilinen ama en az sahnelenmiş komedisi Yanlışlıklar Komedyası ile açtı.
Sınır komşusu iki ülkenin savaşının sürdüğü bir zamanda geçen oyun; çılgın ve şaşkın insanlarla dolu büyülü bir atmosferin egemen olduğu, daha önce hiç görmedikleri ikiz kardeşlerine, artık bulmaktan ümitlerini kestikleri eşlerine kavuşan ve kendi benliklerinin bile farkında olmayan insanları anlatır.
Timothy Supple'ın yönettiği oyunda sınır komşusu devletlerin arasındaki savaşlar, göçmenlik, hukuksuzluk ve kadın-erkek eşitsizliği gibi halen çok güncel olan pek çok sorun eleştiriliyor. Erkek oyuncuların ağırlıkta olduğu ve oyuncu kadrosunda Erol Ozan Ayhan, Orhan Kemal Aydın, Emre Koç, Ali Rıza Kubilay, Emrah Eren, Ali Çelik, Murat Şenol, Burak Dur, Nazan Koçak, Ercan Koçak, Faruk Üstün, Fidan Tek Koşar, Elif Ürse, İrem Sultan Cengiz, Nurhayat Atasoy, Yunus Emre Kılınç, Emre Sırımsı ile İlkin Tüfekçi'nin yer aldığı oyun Müşfik Kenter Sahnesi’nde izlenebilir. 21.01.2016 tarihinde izlediğim ve Royal Shakespeare Company’de yönettikten yirmi yıl sonra hikâyenin geçtiği yerde, Türkiye’de aynı oyunu sahneye koyan yönetmen Tim Supple ile tanışma fırsatı bulduğum Yanlışlıklar Komedyası çok başarılı bir Shakespeare uyarlaması. Özellikle pek beğendiğim taş binanın duvarlarını görebileceğimiz şekilde düzenlenen fevkalade dekor ve birbirinden etkileyici performanslara söylenecek söz yok! Çok değerli ve başarılı bir iş, izleyiniz...
Dramaturji alanında sayısız eser veren Zehra İpşiroğlu'nun duyarlılıkla kaleme aldığı ve gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdığı, Ayla Algan'ın yönettiği ve Cihan Bıkmaz'ın oynadığı tek kişilik oyun, Ukrayna'daki hayatını arkasında bırakarak aşık olduğu adamın peşinden İstanbul'a gelen Lena'nın öyküsünü anlatır. İstanbul'un  kenar semtlerinden birinde kocası ve iki çocuğuyla beraber, ailesinden ve alışkanlıklarından uzakta kendine yeni bir hayat kurmayı deneyen Lena müslüman olup Leyla adını almıştır ancak zorlu yaşam koşulları ve baskılar peşini bırakmaz... Lena ve Leyla arasında gidip gelirken bir kadın olarak kendini tanımlamaya çalıştığı güçlü bir kimlik çatışması yaşamaya başlar: Lena mıdır o, Leyla mı? Yoksa yeniden bir ben mi kurmalıdır kendine? 
"İyilikte bir şey yok, güzel ve zengin olunca elbette iyi olur insan; mesele adil olmakta ama bu adaletsizlikte hizmetçi ol da iyi ol bakalım! İyiymiş gibi yapmak için en fazla toz alırken kendi kendine havalara girersin, bulaşık eldivenini yelpaze gibi kullanır, toz beziyle fiyakalı hareketler yaparsın. Basma önlükle sanki abiyeler içindeymiş gibi hallenirsin ya da olsa olsa hanımının odasında sahip olamayacağın giysilerle kendi kendine defile yaparsın."
Eserlerinde ezilen, toplum dışına itilen kişileri işleyen Fransız yazar Jean Genet’nin modern klasikler arasında sayılan Hizmetçiler'ini sahneye taşıyan BBT, sınıfsal ve varoluşsal bir bakış açısı içinde hanımlarına nefret ve arzuyla bağlı iki kız kardeşin karmaşık dünyasını aktarıyor izleyiciye... Turhan Tuzcu Sahnesi’nin tadilatta olması nedeniyle Müşfik Kenter Sahnesi'nde sergilenmekte olan oyunun çevirisi Salah Birsel'e, başarılı rejisi ise Oğuz Utku Güneş'e ait.
09.02.2016 tarihinde izlediğim oyun etkileyici dekoru, özenli rejisi ve çok iyi oyunculuklarıyla dikkat çekiyor. Nazan Koçak'ın oyundaki kısa ama başarılı performansını dışarda tutacak olursak Elif Ürse ile Yelda Baskın'ın hangisinin daha iyi oynadığına karar veremeyeceğiniz bir oyun Hizmetçiler...
BEN O İSTANBUL’U ÇOK SEVDİM
İstanbul'un Kızıltoprak semtinde bir apartman... Muhasebeci Mine ile erkek kardeşi Ayhan'ın dairesinde sıradan ve bir o kadar da sıra dışı bir gece. Aniden garip bir konuk gelir elinde valiziyle. Mine Abla’sına hayranlık duyan Fide evinden kaçmıştır. Ayhan ise sevgilisiyle ilk yıldönümlerini kutlama telaşındadır. O sırada Fide'nin annesi Nesrin de evin kapısını çalıverir. Olaylar gitgide karışmaya başlar. Bir de kaybolan para vardır ortalıkta. Nesrin'in şiddet düşkünü kocası Sabit de evine gelmek üzeredir. Ama hayat kocaman sürprizlere gebedir bu apartman dairesinde. Arabesk şarkıların eşlik ettiği bu gecede her şey hem tuhaf hem de tanıdıktır. İstanbul'a ve hayata dair hayalleri, hayal kırıklıkları olanların hikâyesini aktaran Özen Yula'nın hem yazıp, hem de yönettiği kara komedi türündeki 70 dakikalık oyun Müşfik Kenter Sahnesi’nde izlenebilir.
TİYATRO KEDİ
Cenk Tunalı'nın yönettiği ve Aralık'tan itibaren seyirciyle buluşan Gogol klasiklerinden, çürümüş sistemde devletin konumu üzerine bir eleştiri olan Müfettiş'te usta oyuncu Haldun Dormen'e kalabalık bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor: Tolga Güleç, Hakan Altıner, Selda Özbek Orpak, Savaş Bayındır, Emre Büyükpınar, Barış Kıralioğlu, Tayfun Yılmaz, Burcu Akyürek, Caner Tör ve Efe YeşilayBaşarılarımı Karılarıma Borçluyum, Annemin Şoförü ve Kibarlık Budalası, grubun bu sezon izlenebilecek diğer yapımları... www.tiyatrokedi.com
TİYATRO KEYFİ
Cahide Sonku / Nilüfer Açıkalın
Tiyatro Keyfi, 1 Ekim'de Borusan Oto Dolmabahçe Sahne'de yaptığı prömiyerle sezonu açtı. Gökhan Erarslan'ın yazdığı oyunda Nilüfer AçıkalınCahide Sonku'yu canlandırıyor. Dramaturjisi, aynı zamanda oyunun yönetmeni de olan Kemal Başar'a ait oyunun müziklerinde Orhan Enes Kuzu, kostüm tasarımında ise Canan Göknil imzası var. 13.10.2015 akşamı izleme fırsatı bulabildiğim, sanat ve özel yaşamı ile bir döneme damga vurmuş bir efsanenin; sinema ve tiyatro oyuncusu, Türkiye'nin ilk kadın sinema yönetmeni Cahide Sonku'nun olağanüstü ve dramatik yaşam öyküsünü çağdaş bir müzikal olarak sahnelediğini belirten Tiyatro Keyfi'nin minimal ötesi prodüksiyonunu 'duman-replik-duman-ışık-duman-final' şeklinde özetleyebilirim. Oyunun adında 'müzikal' ibaresi var diye içeriğinde şarkılar ve danslar olur diye beklemeyiniz zira karşılaşacağınız sadece bazı repliklerin melodik mırıldanması olacaktır! Sezonun en şaşırtan yapımlarından biri!
ÖYKÜLERDEN OYUNLAR
Hakkı Ergök & Kemal Başar
Emrah Serbes'in hayatı, sokağı, ev içlerini ve aşkı "kaybeden delikanlıların" gözünden anlattığı öykülerden derlenen Öykülerden OyunlarTayfun Dinçer yönetiminde bir Tiyatro Keyfi prodüksiyonu olarak  bu sezon da sahnelenecek. Bazı görsellerin eşlik ettiği, Hakkı Ergök ve Kemal Başar'ın "anlatıcı" olarak sahne aldığı oyunun adı ve biçimi, Savaş Başar'ın 1979'da geliştirdiği ve Anadolu'yu dolaştığı oyun formatına selam yolluyor. Oyun bu vesileyle Kemal Başar'ın babası Savaş Başar'a da bir saygı duruşu niteliğinde...
İngiltere’de West End’de 10 sezonu aşkın bir süredir kapalı gişe oynayan çılgın Shakespeare komedisi bu sezon devam eden oyunlardan bir diğeri... Üç hazırlıksız erkek oyuncunun (Kemal ErdurakKerem Muslugil ve Mesut Yılmazpek bilgileri olmamasına rağmen Shakespeare’in bütün eserlerini birden oynayacaklarını iddia etmeleri üzerine kurgulanan 'genç yetenek' ödüllü oyunda HamletDesdemonaRomeoJulietMacbethOpheliaOthello ve Jül Sezar gibi Shakespeare karakterlerinin çılgın bir resmigeçidi sergileniyor...
Dekor ve kostüm malzemesi sadece iki valizden oluşan; konferans salonu, park, bahçe, amfitiyatro gibi birbirinden farklı pek çok mekanda sergilenebilme özelliğine sahip oyun, Shakespeare’in eserlerinin kimi zaman rap müzik, kimi zaman dans tiyatrosu, bazen klasik tiyatro ya da bale, bazen de bir televizyon güldürüsü şeklinde sergilendiği 70 dakikalık bir komedi... 05.11.2015 akşamı Borusan Oto Dolmabahçe Sahne'de izleme fırsatı bulduğum oyunun dinamik rejisi oyundan alınan keyfi arttırırken üç genç oyuncunun büyük bir enerjiyle sergiledikleri performans, izleyiciyi hayrete düşürecek denli iyiydi. Hangi oyuncunun daha iyi olduğuna karar veremeden sona eren bol kahkahalı komediyi ıskalamayın! www.tiyatrokeyfi.com
İSTANBUL ŞEHİR TİYATROLARI
Bu sezon ağırlıklı olarak savaş karşıtı oyunlara yer veren tüm ekipler gibi Şehir Tiyatroları da Nazım Hikmet'in kurtuluş savaşı destanından uyarlanan Kuva-i Milliye Destanı, seyirciyi II. Dünya Savaşı yıllarına götürecek Leningrad Çıkarması, İki Arada Bir Yerde ve Emre'm Yunussavaş sonrası dağılan ailelerin hayatına dokunan Hepsi Oğlumdu, No Man's Land adlı meşhur filmden uyarlanan İki Arada Bir Yerde gibi savaş ve barış temalı oyunlar sergileyecek. Sahnelenen diğer oyunlar arasında merakla beklenen ancak büyük hayal kırıklığı yaratan Yiğit Sertdemir'li Cyrano De Bergerac ve Serdar Biliş'in yönettiği Onikinci Gece var. Bir Bertolt Brecht klasiği olan Üç Kuruşluk Opera, Devekuşu Kabare ve Radyonun İçindekiler sahnelenmeyi bekleyen diğer oyunlar...
15.10.2015 tarihinde izleme fırsatı bulabildiğim Cyrano De Bergerac, ne yazık ki beklentileri boşa çıkardı! Hakkındaki olumsuz eleştirileri doğrulayan unsurlarıyla -Yiğit Sertdemir'e rağmen- sezonun hayal kırıklıklarından biri olan oyunda (neredeyse) tüm dekor tasarımlarına hayran olduğum Barış Dinçel'in sahnenin ortasında küçücük kalan minimal(!) dekorunu, oyuna sonradan eklenmiş gibi duran iki anlatıcının şarkılarını söyleyip gidişlerini, gereksiz oyuncu kalabalığını, broşürde "iki saat" olarak belirtilmesine rağmen oyunun "üç saate yakın" sürmesini, kötü ses düzenini (buna bağlı olarak diyalogları anlayabilmek adına tüm üst yazıları okumak zorunda kalışımı), oyunculara hiç yakışmayan kostümleri, bir an bile keyif vermeyen başarısız rejiyi; velhasıl dramatik olması gerekirken bir çok yerde izleyiciyi güldüren(!) hale dönüştürülen oyunun tamamını hiç beğenmedim! Yiğit Sertdemir'in performansını merak edenler dışında kimseye keyif verebileceğini düşünmüyorum.
TİYATRO SAHNESİZ
Genç topluluk geçen sezon sahnelemeye başladıkları ilk oyunları Maskeliler'de İsrail-Filistin meselesine Filistinli bir ailenin yaşadıkları üzerinden bakıyor. İsrailli İlan Hatsor'un yazdığı oyun, üç Filistinli erkek kardeş arasında geçen trajik bir olaya dayanıyor.
Savaş, aile, kardeşlik bağları, nefret duygusu ve şiddet eylemi üzerine düşündüren oyunun yönetmeni Varlam NikoladzeFurkan Yavuz, Nuri Görsev ve Görkem Dalgıç, üç kardeşi canlandıran genç oyuncular... Tiyatro Sahnesiz, iki sezondur sergilediği Maskeliler'i 20.02.2016 tarihinde son kez sahneleyeceğini beyan ettikten sonra İstanbul'un farklı sahnelerinde sergilemeye devam edeceğini açıkladı!
GRİ SAHNE
Bu sizi korkutuyor mu? Modern hayatla başa çıkmaya çalışmak. Korkutmalı. Korkmamanız için hiç bir neden yok. Hiç. Ya da, bilmiyorum.
Pulitzer adayı Will Eno’nun 2004'te yazdığı tek kişilik oyunu Thom Pain (Based On Nothing) ile 31 Ekim Cumartesi akşamı yaptığı prömiyerle Gri Sahne yeni sezona merhaba dedi. Tek kişilik bir performans sergileyen Ümit Doğan'ın çevirisini yaptığı oyunun yönetmeni Seda Yüz.
"Will Eno‘nun kaleme aldığı Thom Pain, bir hikâye anlatmak için seyirci karşısına çıkar ancak karışık kafası ve seyirciyle yüzleşirken sürekli dağılan dikkatiyle ne hikâyesini bitirebilir, ne de derdini anlatabilir. Ya da tam aksine bunu bütünüyle başarır."
28.11.2015 tarihinde GriSahne'de izleme fırsatı bulduğum oyun, sezonun hayal kırıklıklarından biri oldu! Adında geçtiği gibi 'hiçbir şeye dayanmayan oyun', tam da sözünü ettiği üzere hiçbir şeye dokunmuyor, bir 'bilinç akışı' sağlayamıyor! Ne oyuncunun (normalde beğendiğim ancak bu oyunda sevemediğim) tekdüze performansı, ne oyunun metni, ne de 'interaktif' algısı yaratarak sersemleten rejisi izleyiciye bir şey vermiyor! Hele yabancı bir metinde 'Ayşe ve Zeynep' gibi iki ismin kullanılması başlı başına yabancılaşma efekti yaratıyor! Oyunun, Doğan'ın kişisel/sanatsal tatmini dışında pek fazla seyirciyi ilgilendireceğini düşünmüyorum. 
ÜÇ MAYMUN
Üç Maymun; günümüzde yaşadığımız bireysel buhrana dair erişkinler için yazılmış bir masal. Bir ofis, üç maymun ve sonu gelmeyen bir kabus…
"Yeni oyun alanına hoş geldin. Artık sana sunulan bu hayatı yaşayacaksın. İstedikleri vakitte uyuyacak, istedikleri vakitte besleneceksin ve sahiplerinin istediği işleri yapacaksın. Unutma, sen bir bireysin, o yüzden başka kimseye ihtiyacın yok. Kimseyle konuşmana, kimseden yardım istemene gerek yok."
Okan Özkunt'un yazıp yönettiği oyunun sahne ve dekor tasarımı Okan Özkunt ile Belit Şentürk'e ait. Erdem Gözden ile birlikte özgün müziğe imza atan ve oyuncular arasında da yer alan Okan Özkunt'la birlikte izleyeceğimiz diğer oyuncular Umut Yılmaz, Cem Rohat Bozan, Belit Şentürk ve Işıl Erdoğan.
SALOME
Oscar Wilde’ın 1891 yılında yazdığı trajedisi SaloméGri Sahne yorumuyla bu sezon seyirciyle buluşan bir diğer Gri Sahne oyunu...
Yazarın Prenses Salomé’nin İncil’de geçen trajik öyküsünden yola çıkarak yazdığı oyunda, genç ve güzel prensesin sınırsız ihtiras ve ölüm arasındaki çizgide dolaşmasına tanık oluyoruz. Oscar Wilde’ın şiirsel ve kendine has üslubuyla kaleme aldığı bu tarihi hikâyede dünyevi tutkuların trajediye uzanan izlerini takip edeceğiz.
Çevirisini Murat Erşen'in yaptığı oyunun dekor tasarımını Gri Sahne ekibi birlikte kotarmış. Oyunun kostüm tasarımı aynı zamanda oyunun yönetmeni de olan Mehmet Zeki Giritli ile birlikte Musa Yılmaz'a ait. Armağan Arslantürk, Cem Büyük, Günce Mutlu, Mert Küçülmez, Seda Yüz, Tuğçe Nur Bulduk ve Ümit Doğan oyunda izleme fırsatı bulacağımız oyuncular... Daha fazla bilgi için: www.grisahne.com / Telefon: (0212.232.34.12 / 0507.845.15.74).
TİYATRO TATAVLA
Eraslan Sağlam
Sevgi Sanlı'nın Türkçeleştirdiği tek kişilik oyunda, tutkulu oyunculuğuyla eleştirmenleri şaşkına çeviren ancak taşkınlıkları nedeniyle sevildiği kadar nefret de edilen "eşsiz Shakespeare yorumcusu" Edmund Kean'i Eraslan Sağlam canlandırıyor.
Yönetmenliğini oyuncu, yönetmen ve seslendirme sanatçısı olan Tolga Yeter'in üstlendiği, Raymund Fitz Simons'ın ünlü oyunu Aktör Kean ile sezonu 1 Ekim Perşembe akşamı açan Tiyatro Tatavla bu sezon Lysistrata DüşleriEsmeray'dan Cadının Bohçası ile Kestirmeden HikayelerŞehrin Azizleri'nden Kiminle Konuşuyorsun?Irish Mafia'dan Konusuz Mutluluk ve  Merve Engin'in farklı oyunlarına da ev sahipliği yapıyor.
BO SAHNE
İNTERNETTE TANIŞAN SON ÇİFT
Ozan Akbaba & Akasya Asıltürkmen
Geçen sezonun sonunda sergilenmeye başlayan İnternette Tanışan Son Çift bu sezon da bizleri güldürmeye devam ediyor. Akasya AsılTürkmen ve partneri Ozan Akbaba'nın başarılı performansları ve canlandırdıkları karakterleri inandırıcı biçimde aktarmaları oyunu büyük bir keyifle izlemenize yol açıyor. Üzücü olan haber ise Ozan Akbaba'nın artık oyundan ayrılmış olması! Yerine gelen İlker Yiğen ne kadar da iyi olursa olsun, Akbaba'nın enerjisinin çok aranacağı kesin!
Facebook'ta tanışıp, twitter'da takipleşen, instagram'da birbirlerini "beğenen" ve whatsapp'ta numaralarını ekledikten sonra nihayetinde ilk kez bir café'de yüzyüze buluşan çiftin içine düştükleri ziyadesiyle komik durumlara oyun bitmeden şahit olmanızı tavsiye ederim. Tito ve Dilek Sever'in birlikte yazdıkları oyunun yönetmeni Levent ÖzdilekDekor ve kostüm tasarımı ise Nilüfer Bıyıklı'ya ait. 
TATBİKAT SAHNESİ
Ankara'dan sonra, Etiler girişinde bulunan eski Melodi Sineması salonunu dönüştürerek geçtiğimiz sezon İstanbul'a da bir Tatbikat Sahnesi kazandıran ekip, bu sene kendi prodüksiyonlarının yanı sıra konuk ekiplere ev sahipliği yapmaya devam edecek. www.tatbikatsahnesi.com
Cem Emüler'in Nikolay Vasilyeviç Gogol'un eserinden uyarlayıp yönettiği Bir Delinin Hatıra Defteri'nde aynı zamanda yönetmen yardımcılığını da üstlenen Erdal Beşikçioğlu oynuyor. 19.11.2015 akşamı büyük hevesle izlemeye gittiğimiz oyunun Erdal Beşikçioğlu'nun rahatsızlanması nedeniyle iptal edilip ertelendiğini öğrendiğimizde üzülmüştük ama sonuçta beklediğimize fazlasıyla değdi. 01.12.2015 tarihinde nihayet izleyebildiğim oyun, bu sezon izlediğim en iyi prodüksiyonlardan biriydi. Bir vinçten oluşan çok etkileyici dekordan, Mustafa Bal'ın oyuna boyut kazandıran şahane ışık tasarımına, inandırıcı makyaj ve kostüm tasarımından Erdal Beşikçioğlu'nun olağanüstü performansına kadar her şey dört dörtlüktü... Büyük haz alarak izlediğim, kaçırılmayacak bir oyun!
Seray Şahiner'in yazdığı, İlham Yazar'ın yönettiği ve Nihal Yalçın'ın tek kişilik performans sergilediği Antabus'u kalabalık bir seyirci grubuyla birlikte 15.12.2015 tarihinde izleme fırsatı bulabildim. Hepimizin çok iyi bilebileceği bir üçüncü sayfa haberini oyunlaştıran ekibin işi kayda değer... Tatbikat Sahnesi'ne kurulan ve gereğinden fazla bir alanı kaplayan yükseltilmiş platformun bir ucunda performansına başlayan Yalçın, 90 dakikalık oyun boyunca neredeyse hiç (ama gerçekten hiç) susmadan oynuyor! Sadece bir hırka ve bir yelek değiştirerek baba evi, atölye, park, koca evi, hastane şeklinde kullanılan bölümlerden oluşan platformda izleyiciler arasından ilerleyen Yalçın. Leyla Taşçı adlı bir kadının köyünden ailesiyle birlikte göç ettiği İstanbul'da çektiği acılar, gördüğü baskılar, uğradığı tecavüzler ve bunlara bağlı olarak yaşadıklarını gözümüzün içine baka baka anlatıyor. Tek kişilik ve tek perdelik bir oyun için 90 dakikanın çok fazla olduğunu düşündürten oyundaki performansının Nihal Yalçın'a 'yılın en iyi kadın oyuncusu' dalında çeşitli adaylıklar getireceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok...
Jean Paul Sartre'ın yazdığı ve Erdal Beşikçioğlu'nun hem yönetip hem oynadığı Mezarsız Ölüler de bu sezon İstanbul Tatbikat Sahnesi'nde izlenebilecek oyunlardan biri... 10.02.2016 akşamı izleme fırsatı bulduğum Mezarsız Ölüler, dekorundan içeriğine çok sert bir biçimde sahneleniyor. Bir morg ortamında gerçekleşen sahneleme zaten yeterince etkileyiciyken üstüne bir de kanlı işkence sahneleri eklenince tam karşınızda ve çok yakınınızda gerçekleşen şiddet izleyiciyi de fazlasıyla etkiliyor. Oyunun içeriğindeki şiddetten rahatsızlık duyan izleyicilerin olduğu ve kimi zaman oyunu terk ettiği söylentiler arasında... Seyri zor ama çok etkileyici bir oyun!
Erdal Beşikçioğlu'nun Karl Georg Büchner'in 1836 yılında yazmaya başladığı, dünyada en çok sahnelenen oyunlardan biri olan Woyzeck'ten uyarlayıp yönettiği Woyzeck Masalı gösterinin yapısı gereği Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Drama Sahnesi'nde sergileniyor. Sayın Erdal Beşikçioğlu'nun 11.04.2015 tarihli (neredeyse tamamına katıldığım tespitler içeren) eleştirisi nedeniyle Sayın Bahar Çuhadar'a verdiği tepkinin bir benzerine maruz kalabileceğim düşüncesiyle 04.11.2015 tarihinde izleme fırsatı bulduğum prodüksiyon hakkında fazla yorum yapmak gelmiyor içimden! Bildik, yalın ve her daim etkileyici olabilecek trajedinin müzikal yorumu, özellikle baskın orkestrasyon altyapısı nedeniyle metnin net bir biçimde aktarılamadığı performatif bir müzikli gösteri olarak yer alacak hafızamda... 
Bir insanı görünür kılan nedir, onu farkedilir yapan? İnsanın onca çalışması, çabası, yaratması, giyinmesi, hep farkedilmek üzerine değil mi? Peki ya bir gün başkaları tarafından görünmediğini anlarsan ne olur? Kayıp giden hayatların arkasında iki insan; bir erkek, bir kadın. Yalnız hayatların buluştuğu sıradışı bir aşk hikayesi...
1977 doğumlu opera metni ve oyun yazarı Phil Porter'ın 2012 yılında yazdığı, Erdal Beşikçioğlu'nun yönettiği An/Blink'in koreografı Binnaz DorkipBora Tekay'ın videosunun yer aldığı oyunda iki önemli oyuncu, Ahmet Rıfat Şungar ile Sezin Akbaşoğulları oynuyor. Prömiyerini 05.11.2015 tarihinde Tatbikat Sahnesi'nde gerçekleştiren oyunun müziklerinde Onur Yüce imzası var. 19.12.2015 akşamı kalabalık bir izleyici topluluğuyla birlikte izleme fırsatı bulduğum 13. oyunda her iki oyuncunun performansını da; oyunun kendisini de sevdim.
GALATA PERFORM
2014'ten itibaren yeni yazarlar ve yeni yönetmenlere açık bir mekan olarak bünyesinde oluşturduğu Yeni Metin Yeni Tiyatro Projesi'nden çıkan yeni yazar ve yönetmenlerin oyunlarına, projelerine destek veren bir prodüksiyon evi haline gelen ve ağırlıklı olarak atölye çalışmalarıyla eğitime odaklanan Galata Perfom'da bu sezon izleyebileceğimiz oyunlardan biri, geçen sezondan devam eden Ayşıl Akşehirli'nin yazıp Mine Çerçi'nin yönettiği KabukBurak Safa Çalışlar ile İpek Erdem'in günümüz insanının kendileri ve çevreleriyle olan ilişkilerini başarılı fiziksel performanslarıyla yansıttıkları Kabuk kaçırılmamalı...
KUM HAVUZU
Galata Perform'da izleyebileceğimiz bir diğer oyun ise 25 Aralık'ta prömiyer yapan, çağdaş Leh tiyatrosunun en önemli yazarları arasında yer alan Michal Walczak imzalı Kum Havuzu. Enginay Gültekin'in yönettiği oyunda Emre Yetim ve Irmak Ecem Aydemir oynuyor. Projenin sanat danışmanı Ahmet Sami Özbudak, genel sanat yönetmeni ise Yeşim Özsoy. Kadın-erkek ilişkilerine kum havuzunda oynayan iki çocuk üzerinden yaklaşan masalsı oyun keyifli olduğu kadar alt metniyle de düşündürücü... Kum Havuzu, ilişkiler üzerine samimi bir oyun... Detaylı bilgi için Telefon:0212.243.99.91 / http://galataperform.com/
CRAFT
HEPİMİZİN ÖYKÜSÜ AYNI
Hatice Aslan - Pınar Çağlar Gençtürk - İrem Sak
Bu sezon (şimdilik) iki oyunla karşımızda Craft TiyatroDario Fo'nun eşi Franca Rame ile birlikte kaleme aldığı Kadın Oyunları adlı eserinden uyarlanan yeni oyun Hepimizin Öyküsü Aynı, 14.11.2015 tarihindeki prömiyerini takiben Craft Fındıklı'da sergilenmeye devam ediyor. Füsun Demirel'in çevirisini yaptığı oyunun yönetmeni İpek Bilgin. Çağ Çalışkur'un Çağdaş Dilber ile birlikte sahne tasarımını gerçekleştirdiği oyunda birbirinden yetenekli üç oyuncu oynuyor: Hatice Aslan, İrem Sak ve Pınar Çağlar Gençtürk.
Bir oyuncunun ekipten son anda ayrılması sonucu "eksikli" ve tek perde olarak oynanan oyunun prömiyerinde üç oyuncunun ayrı ayrı başarılı yorumlarını izledik. 15 dakikalık ilk bölümde, bebeğiyle konuşan Pınar Çağlar Gençtürk'ün güldüren, alt metniyle de düşündüren nefis (ama bana kısacık gelen) performansını izledikten sonra 15 dakikalık ikinci bölümde, canlandırdığı "terörist annesi" rolüyle Hatice Aslan'ın yürek yaraladığı bölüm geliyor. Tüm performansını, salonda bulunan seyircilerle neredeyse birebir kurduğu göz teması eşliğinde gerçekleştiren Hatice Aslan'ın üstün performansı çok etkileyici... Yaklaşık 45 dakikalık üçüncü ve son bölümde ise Yalan Dünya'daki Tülay karakterine çok yakın durmasına rağmen ilk kez izlediğim ve gayet başarılı bulduğum sahne performansında İrem Sak, karşı komşusuna (başını sürekli yukarı doğru tutarak) anlattığı hikayesiyle izleyiciyi çokça güldürürken bir yandan da kadın olmanın zorluğuna dikkat çekiyor. Anlatısı hayli güldürse de dramı üzen kahramanımızın uzadıkça uzayan monoloğu kısaltılarak daha çarpıcı bir finale ulaşılması mümkün gibi... Dramatik bir oyun izlemeye gidenler ilk ve son bölümden, gülüp eğlenmeyi düşünenler ise Hatice Aslan'ın hayli didaktik bölümünden hoşlanmayabilirler...
Ben sıkılmadan izledim ancak oyunda dekorla ilgili önemli sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Gözleri fazlasıyla rahatsız edip yoran ve kimi zaman oyundan kopmama neden olan "vajina temalı" duvar kağıdını sevmemem bir yana, arka plana göre anti-simetrik olup algıyı bozan tavan boyasından, karmaşık desenli yer kaplaması ve onun da üzerine döşenen(!) koruyucu şeffaf tabakaya kadar (ki iki oyuncunun ayağı da aynı noktada döşemeye takıldı ve düşme tehlikesi atlattılar) bazı sıkıntıların çözümü izlemeyi kolaylaştıracaktır.
Her zaman çok daha çarpıcı ve başarılı oyunlar izlemeye alıştığım Craft Tiyatro'da benzer oyunlar izleyebilmeyi heyecanla bekliyorum...
"SOB'ye hoş geldiniz! Sizler için özel olarak hazırladığımız UVP filtrelerimiz sayesinde gözlerinizi televizyonun zararlı etkilerinden koruyoruz. Nasıl mı? Bu da bizim uzmanlık alanımız. Deneyimli ve eğitimli çalışan kadromuzla size ihtiyaç duyduğunuz desteği veriyoruz. Gelin hayata aynı yerden bakalım!"

Mike Bartlett'in Love Contract adlı 2008 tarihli kendi radyo oyunundan uyarladığı Contractions adlı oyunu Personel adıyla geçtiğimiz sezon sahnelenmeye başlayan ve bu sezon da sergilemeye devam eden Craft Tiyatro yapımında iş yerlerindeki taciz (mobbing) konu ediliyor. Dolunay Soysert'e (bu oyunla sahneye ilk kez çıkan) Aslı Enver eşlik ediyor. Çevirisini Okan Başar Bahar'ın yaptığı oyunun yönetmeni Çağ ÇalışkurKostüm tasarımı Can Remzi Ergen'e, dekor ve ışık tasarımı ise Taciser Sevinç'e ait olan oyun sezon boyunca hem Craft Kadıköy'de, hem de ülkenin farklı şehirlerinde sahneleniyor.
Enka Kültür Buluşmaları kapsamında 23.02.2016 tarihinde Enka İbrahim Betil Oditoryumu'nda izleme fırsatı bulabildiğim oyun üzerine çok şey söylemek mümkün... Sahne platformunun altında, üç bir yanında yer alan paravanlı ofis çalışma bölümleri için yapılan dekor uygulaması bana gereksiz bir detay gibi geldi... Oyunda anlatılanı anlamamız için böyle bir düzeneği görmenin izleyiciye artı bir anlam sunduğunu düşünmüyorum! Performanslarını başarılı bulduğum iki oyuncunun 80 dakika boyunca aynı kostümlerle; en küçük bir aksesuar değişikliği bile olmadan oynamaları oyunun sadece bir iş gününde geçtiği izlenimini veriyor ki anlatılan konu itibarıyla bu mümkün değil (bilinçli bir tercihse bile yanlış bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum)! Acımasız iş dünyasının çarklarını keyifli göndermelerle anlatmaya başlayan ve çarpıcı olabilecekken gerçek dışına çıktığı andan itibaren itici olan metnin oyuncuların performansı yanında zayıf kaldığını düşünüyorum. Kabin, Garaj, Uğrak Yeri ve Kalp Düğümü gibi oyunlar beklediğimiz Craft bu sezon bizi şaşırtmaya devam ediyor! 
DURU TİYATRO
Ahu Türkpençe - Emre Kınay
Oyunlarında günümüz insanının şiddet olgusunun bir tür ekonomi-politik sorunsalı olduğunun üzerinde duran 1970 Londra doğumlu, İrlanda asıllı tiyatro oyunu ve dizi film yazarı Dennis Kelly'nin 2005 tarihli After The End adlı oyununun Füsun Günersel çevirisi ve Emre Kınay rejisiyle uzun zamandır sergiledikleri Sondan Sonra'ya bu sezon da devam eden Duru Tiyatro, geçtiğimiz sezon başlayan Peter Turrini imzalı 1000 Nihayet Bitti'yi de Ayşegül Hardern çevirisi ve rejisini Başak Akan ile birlikte yapan Emre Kınay'ın tek kişilik performansıyla sahnelemeye devam ediyor.
Korsan Ana ve Geveze Papağan ve Karman Çorman gibi birçok konuk grubun oyunlarını izlemenin mümkün olduğu Duru Tiyatro ile ilgili daha fazla bilgi ve detaylar için: http://www.durutiyatro.com Telefon: 0216.338.56.36 - 0549.553.19.79
TİYATRO YANETKİ
ROMEOYU BEKLERKEN
 
"-Şuraya bak, işte gerçek dünya, işte dışarıda bunlar oluyor. Esas mesele bu. Duymuyor musun, caddelerde silah sesleri... Sokaklara yağan bombalar ve hepsi senin çevrende oluyor!"
Savaşın tam ortasında yalnız kalmış iki kız kardeşin çaresiz ama umut dolu bekleyişinin hikayesi silah, kan ve patlama efektleri eşliğinde sahneye aktarılıyor.
Sarah Grochala'nın savaşın kötücüllüğünü iki kız kardeş ve bir 'beklenen' üzerinden anlattığı, Serkan Üstüner'in yönettiği savaş karşıtı Romeo'yu Beklerken'in çevirisi, daha önce küçük kızkardeş rolünde olağanüstü bir performans sergilediğini düşündüğüm Irmak Örnek'e ait. Oyuncu değişikliğine gidilen oyunda son dönemde kızkardeş rolünde Sinem Reyhan Kıroğlu oynuyordu...
Diğer rollerde başarılı performanslarına alışkın olup pek sevdiğimiz Akasya Asıltürkmen ve Faruk Barman'ı izlediğimiz oyunun incelikle düşünülmüş ve oyuna büyük bir katkı sağladığını düşündüğüm fevkalade dekorunda sahneye yerleştirilen her bir objenin anlamı var ve oyunda mutlaka kullanılıyor!
İmzasına artık iyice alıştığımız Sinem Üstüner'in afiş tasarımı, diğer oyunlarda olduğu gibi bu oyun hakkında da gayet net bir fikir vermesi açısından başarılı. Kapalı gişe oynayan, sezonun en iyilerinden biri olan oyun ne yazık ki 04.02.2016 akşamı son kez sahnelendi ve tiyatro tarihindeki yerini aldı!
MEDET
“Yardım edilir,medet umulur. Senden de sadece medet “umulur!”
Geçtiğimiz dönemlerde Asmalımesit'teki mekanları Asmalı Sahne'de birbirinden başarılı oyunlarını izlemeye alıştığımız Tiyatro Yanetki artık Beyoğlu/İstiklal Caddesi üzerindeki Maya Sahnesi'nde faaliyet gösteriyor. 07.01.2016'da çok kalabalık bir topluluğa ilk kez sergiledikleri Deniz Madanoğlu imzalı yepyeni oyun Medet'in yönetmeni Sevgili Serkan Üstüner. Yardımcı yönetmenliği üstlenen isim ise Sevgili Deniz Karaoğlu.
En son Tavşan Deliği'nde hayranlıkla izlediğimiz ve sahnede görmeyi özlediğimiz Sevgili Melike Güner sahneyi Sevgili Faruk Barman ve Sinem Reyhan Kıroğlu ile paylaşıyor. Uzun süren prova döneminin ardından başarılı bir prömiyerle başlangıç yapan ekip yine çok özenli bir proje sunuyor biz izleyicilere... İki eski arkadaşı bir kadın doktorunun muayenehanesinde bir araya getiren oyunda gerek Barman, gerekse (kısacık rolüyle) Kıroğlu gayet başarılı ama Melike Güner bir kez daha fevkalade bir performansa imza atıyor! Ustalıkla kurgulanmış geri dönüş sahneleriyle karakterlerin farklı dönemlerdeki ilişkilerine de şahit olduğumuz oyunu kaçırırsanız üzülürsünüz!

Yeni mekanlarına taşınma hazırlıkları devam eden SahneHal ekibinin yeni sezon programını merakla bekliyoruz...
KISA KISA
Tiyatro İn Katil Joe
Tiyatro Kare Fosforlu
Tiyatro Öteki Hayatlar 10
Tiyatro Alesta Erkek Parkı
Cazu Tiyatro Devrik Mahalle
Kadro PA Macbeth Mutfakta
Nilgün Belgün Aşk ve Komedi
Oyun İşleri Palto & Thom Pain
 Tiyatro Oyun Kutusu Sex Shop
Tiyatro Küp Bir Bardak Faşizm
Tiyatro Sahnekarlar Abim Geldi
Tiyatro in'taKt Maymunlaş-ma!!!
Ortaoyuncular Peradaki Hayalet
Sadri Alışık Tiyatrosu Guguk Kuşu
Mek’an Sahne Tevafuk & Seher ile Ali
Tiyatro İstanbul İstibdat Kumpanyası
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Ödünç Yaşamlar
İstanbul Meydan Sahnesi Pijamalı Adamlar
Müjdat Gezen Tiyatrosu Yalandan Kim Ölmüş
Tiyatro BeReZe Fil & Macbeth (İki Kişilik Kabus)
İstanbul Halk Tiyatrosu Alevli Günler & Bezirgan
Kabare Dev Aynası Tiyatrosu Bize Bir Haller Oldu
Semih Fırınoğlu Dans Tiyatrosu Uçuruma Doğru Lezzet Lokantası
Tiyatro Ak’la Kara Üç Nokta & Kelebekler Özgürdür & Karar Kimin?
Moda Sahnesi En Kısa Gecenin Rüyası & Seviyoruz ve Hiçbir Şey Bilmiyoruz & Roberto Zucco & Hamlet & Bira Fabrikası & Bütün Çılgınlar Sever Beni & Köpek, Kadın, Erkek & Parkta Güzel Bir Gün

Yorum Gönder

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski