Sezon da devam ediyor, yeni oyunlar da... Buyrun serinin (şimdilik 30 yeni oyun içeren) dördüncü yazısına!
KADIKÖY EMEK TİYATROSU, yeni oyunu Thesmophoria Bayramı (Bir Dağ Masalı) ile 1 Mart'tan itibaren seyirci karşısında! Hareket tasarımını üstlenen ve oyunu yöneten isim Ayşegül Sünetçioğlu. Dekor tasarımı Gamze Bayraktaroğlu, kostüm tasarımı Çağla Yıldırım imzalı oyunun ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter'e ait. Hangi zamanda yaşadığı bilinmeyen bir kadının ailesinden kalan evi gölgesiyle kaplayan dağın aslında tek bir filize, tek bir yemişe bile can verecek gün ışığı bırakmadığını fark etmesini anlatan masal; evimize, hayatımıza, aklımıza musallat olan dağlarımızla; ilmik ilmik yüzleşmeye, dağın gölgesinden sıyrılacak cesareti el ele verip bulmaya, beraber yola çıkmaya çağırıyor izleyiciyi. Kalabalık oyuncu kadrosu sadece kadınlardan oluşan oyunda Aslı Menaz, Burçin Erdem, Dilan Başarır, Dilara Ük, Dilara Yiğit, Ecem Gümüşsu, Gamze Bayraktaroğlu, Melike Tekin, Pelin Fahracı, Pınar Yıldırım, Rüya Erdoğan ve Sinem Kotiloğlu oynuyor.
Yazdığı tiyatro oyunuyla dünyaya haykırmak, insanları sarsmak, güç dinamiklerini yıkmak ve asırlardır erkeklerin ve paranın hüküm sürdüğü düzeni kökten değiştirmek isteyen öfkeli genç yazar, dünyaya ve tiyatroya meydan okumanın hayatında büyük bir sorumluluk ve bedele tekabül ettiğini çok geçmeden anlayacaktır. Bir zamanlar kutsal saydığı tiyatronun ta kendisi, yıkmak istediği dünyayla sımsıkı bir sarmal oluşturmuştur. Her sahnesinde koyduğu kuralları acımasız bir mizahla yıktıkça genç yazarla birlikte tiyatroyla, sahneyle, sanatla ve kendimizle münakaşa içine girmeye, öfkelenmeye ve gülmeye hazır olmamız gereken Yazar'ı PÜRTELAŞ TİYATRO Sally Hickson'un Ther Writer adlı kitabından uyarlamış. Ali Yalgın'ın yönettiği oyunda Büşra Albayrak, Ömer Güneş, Sevda Baş ve Sinan Arslan oynuyor. Prömiyer 3 Mart'ta Feriye'de.
PINAR GÖKTAŞ, yazıp oynadığı eğlenceli anlatısı Öyle Şeyler Yalnızca Filmlerde Olur'da aşk filmlerindeki ‘mükemmel uyum’ fikriyle büyülenen bir kız çocuğunun aşkı arayışını ve cinselliği keşfedişini, kendi çocukluğu ve gençliği boyunca yaşadığı romantik ilişkiler üzerinden; kişisel hikâyesini zaman zaman kurmaca ile destekleyerek anlatmaya devam ediyor. Doksanlı yılların sonu ve ikibinli yılların başına yayılan hikaye, seyirciyi dönemin romantik filmleri, hit şarkıları ve vintage objeleri arasında dolaştırıyor. Öyle Şeyler Yalnızca Filmlerde Olur'un dramaturjisi ve rejisi Şule Ateş'e ait.
ÇOLPAN İLHAN & SADRİ ALIŞIK TİYATROSU ile PİU ENTERTAINMENT işbirlikteliğiyle sahnelenen Amadeus'ta Selçuk Yöntem Antonio Salieri'yi, Okan Bayülgen Mozart'ı, Özlem Öçalmaz ise Costanze'ı canlandırıyor. Canlı orkestrayla birlikte 35 kişilik bir kadroya sahip olan Peter Shaffer imzalı Amadeus'u Işıl Kasapoğlu yönetiyor. Kalabalık oyuncu kadrosu, 12 kişilik koro ve 10 kişilik canlı orkestradan oluşan 35 kişilik dev ekibiyle sezonun en konuşulan oyunlarından Amadeus, 11 Ocak’ta Uniq Hall'de prömiyerini gerçekleştirdi. Milos Forman'ın 1984 yılında yönettiği ve "En İyi Film" ile "En İyi Uyarlama" dahil olmak üzere toplam 8 dalda Oscar kazanan Amadeus'un tiyatro uyarlaması sezon boyunca farklı sahnelerde olacak.
Murathan Mungan'ın ın hikayesinden, Mustafa Avkıran'ın oyunlaştırdığı Dumrul ile Azrail, kaynağını Dede Korkut'un Deli Dumrul hikayesinden alır. Mitler, söylenceler, masallar, hikayeler dinleyenlerine farklı kapılar açan, onları yaşam yollarındaki türlü mücadeleler, türlü karşılaşmalarla yüzleştiren, bu yüzden de tükenmeyen kaynaklardır. Zamanlarının ötesinde işlev görürler. Anlatmanın yegane öğelerinden biri olan yeniden söyleme ise, bu kaynaklardaki bilgileri geçmişten bugüne taşır. Eski ve yeni hikaye anlatıcılarını bir araya getiren ve 20 yıl sonra şimdi yeniden “söylenen” Dumrul ile Azrail bu bağlantıya yeni bir boyut katar. Dumrul ile Azrail yeni sanatçı kadrosu ve yeni sahneleme anlayışıyla bellek, anlatı, yaşam, ölüm, aşk tanımlarının izini sürerken hayat üzerine konuşmak istiyor. Deli Dumrul hikayesinin çerçevesini tutarak, sıra dışı değişimler ve dönüşümler saklı yeni bir hikaye ortaya çıkartan Murathan Mungan'ın yazdığı oyunda oyuncular kendilerinin biçimlendirdikleri ve sonsuz gibi duyulan bir müzikal manzara içinde, "anlatarak" yol alırlar. Aynı manzarayı hem oluşturur, hem de bu manzarada var olurlar. Yaşamda ve ölümde olduğu gibi… Mustafa Avkıran'ın uyarlayıp eşi Övül Avkıran ile birlikte yönettiği oyunda kostüm tasarımı Hatice Gökçe, ışık tasarımı Yüksel Aymaz, dramaturji Evren Erbatur imzalı. Oyunda, bu sezon nihayet yeniden sahnede izleyebileceğimiz Ahmet Rıfat Şungar'ın yanı sıra Bîdar, Mustafa Avkıran, Övül Avkıran, Orhan Topçuoğlu ve ses performansıyla Selçuk Artut yer alıyor.
ATLAS TİYATRO ARAŞTIRMALARI, çocukluk arkadaşı olan üç erkeğin bir tesadüf, bir içki sofrası ve zihinlerinde saklambaç oynayan hatıralar üzerinden karşılaşmasını anlattığı Gölge ile sahnelerde. Ebelenmekten kaçan belleğin dönüşümü olan oyunda Akdora Akalın, Ferit Çelik, Hasan Demirci, oyunun yazarı Sercan Özinan ve ışık tasarımıyla yardımcı yönetmenliği de üstlenen Ömer Faruk Çiçek oynuyor. Ece Özinan'ın yönettiği Gölge'nin sahne tasarımı Onur Özcan'a ait.
Şaşkın Aşıklar eğlendirici, hareketlie sahneleriyle izleyiciye hoş vakit geçirtmeyi amaçlayan bir EPİZOT GÖRSEL SANATLAR yapımı. Marc Camoletti'nin yazdığı oyunun çevirisi Can Kapyalı imzalı. Dekor tasarımını Recep Bilen'in afiş tasarımını Galip Aksular'ın üstlendiği oyunda Melda Gür, Zeynep Gülmez, Cem Kılıç, Burcu Binici ve oyunun yönetmeni İrfan Kangı oynuyor.
Bir gece sabaha karşı rüzgarın esmesiyle Ege'nin uyandığı (ya da uyanamadığı) boşluk, çocukluğundan kalan güzel anılarını da gömdüğü bir yaşam alanıdır aslında... Son kaybını da vermeden önce gecenin mavisi eşliğinde eski dostlarını çağırır, yarım kalmış bir yası tekrar ve tekrar anımsamak için... Jose Mario de Vasconcelos'un Şeker Portakalı adlı eserinden hareketle yazılan Mavi Gece'nin proje tasarımı, oyunun yönetmeni Aycan Aluçlu ile oyunda tek kişilik performans sergileyen Egemen Cıgal'a ait. Yönetmen yardımcılığını Berke Akköse'nin yaptığı MİTÜS yapımı oyunun afiş tasarımı İlay Haz Pamukçu imzalı.
Üç Deniz, hayata tutunma savaşı gölgesinde, aidiyet ve sevgiye dair bir noktada buluşan bir kedi, bir transseksüel ve bir genç kadının gerçek hikayesi...
İnsana dair onlarca güzel rengin en önemlisi sevginin yitip gitmesinden, "öteki ve az" olmayı aşıp, kendin olabilmek kadar zor ve yüksek yerlere varan bir serzeniş… İnsan olmak, hayvan olmak ve hepsinden öte bir "can" olmaya dair naif bir çığlık… Duymak isteyenler için!
"Ait olmadığın zaman, gitmek asıl hayalin oluyor. Nereye gittiğin önemli değil, istemediğin yerden kurtulman önemli. Aşık olacağın kişiyi hayal etmekten çok, aşkı hayal etmek gibi yani. Ben sanırım, gitmeyi ve gittiğim yerde aşkı hayal ettim. Acı acıya değince azalır, sevgi sevgiye değince artarmış. Acımız çok zaten, ben de bu masumlara tutundum."
Bahadır Yüksekşan'ın yazıp yönettiği, İrem Altan ve Alev Koçer ile birlikte oynadığı, ışık/ses ve efekt operatörü/asistan Tuncay Keleş olan TİYATRO SALT yapımı Üç Deniz'in ışık tasarımı H. Oktay Kanca, video & animasyonu Cem Demirel imzalı.
Tekin Duman ile Çınar Şahin'in yazdıkları; ses, efekt ve ışık tasarımı Emrah Sürücü, sahne tasarımı Sıla Kurtaş, afiş tasarımı Galip Aksular imzalı, yönetmeni belirsiz İSTANBUL MEYDAN SAHNESİ yapımı Hayat Kime Güzel?'de Deniz Oral, Hacı Ali Konuk, Tuba Erdem, Burçak Kabadayı, Kemal Zeydan ve oyunun yapımcısı Faruk Sofuoğlu oynuyor.
Bir arkadaş grubu, küçükken Santa Monica Dağı'nın tepelerinde oyun oynadıkları gizli bir mağarayı düzenleyip evleri haline getirirler, adına da "İN" derler. Yıllar sonra, sırrın daha fazla taşınamayacağı bir zamanda "İN"de bir buluşma ayarlanır. TİYATRO MUNDUS, yeni oyunu İN - Bir Ölüm Randevusu ile seyirci karşısında! Orkun Genç'in yazıp yönettiği, Alara Türkü Aktaş, Emre Esti, Merve Pehlivan, Osman Doğan ve Özge Şahingöz ile birlikte oynadığı, Helin Barak'ın yönetmen yardımcılığını üstlendiği oyunun kostüm tasarımı Selin Eresin, ses/efekt/müzik ve afiş tasarımı Utkucan Şahinbaş, ışık tasarımı Furkan Günaydın imzalı. Prömiyer tarihi 3 Mart.
"Luna ve Genç, birbirlerini gördükleri anda arzunun doruk noktasına tırmandı. Tek istedikleri birbirlerine dokunmaktı. Zararsız fantezileri biraz his, biraz da kan içeriyordu. Önce çıplak olduklarını fark ettiler, sonra öyle çok giyindiler ki derileri havayla temas etmez oldu."
Başlarda kolaydır… Beden ister, el uzanır ve sahip olur. Peki ya sonra? Bu dünyada her şeyin bir kuralı vardır. Bilinen en eski hikâye, her çağda tekrar yazılır. Bu lanetin nasıl başladığı yüz yıllardır anlatılır. Eğer ki birine dokunmak isterseniz mantıklı bir sebebiniz, sağlam bir stratejiniz olmalı, yoksa yanmak kaçınılmazdır! TİYATRO LETHE, Üçüncü Dereceden Yanıklar ile 5 Mart'ta Kenter Tiyatrosu'nda prömiyer yapıyor. İlayda Öncü'nün yazıp yönettiği, ışık tasarımını Ali Düşenkalkar'ın, dekor tasarımını İbrahim Barulay'ın, hareket tasarımını Yasemin Erkan'ın üstlendiği oyunda Burcu Çıtlak, Cansu Dikmen ve Ömersan Yemişçioğlu oynuyor.
2019-2020 sezonunda SHAMAN DANCE THEATRE bünyesinde kurulan ANADOLU SAHNESİ, Fakir Baykurt'un önemli romanlarından Yılanların Öcü'nü Erkal Umut'un uyarlaması ve rejisiyle sahneye taşıyor. Koreografisi Volkan Şafak, ışık tasarımı Arek Nişanyan imzalı oyunda Ayşe Burcu Ünür, Banu Topçu, Büşra Şensoy, Özge Erdemir, Uğur Özbağı, Umut Eskibatman ve yönetmen yardımcılığını da üstlenen Sonay Eren oynuyor.
"Yeri doldurulamaz bir kayıp, bir cinayet, yıldızlaştırılan suç ve suçlu, vahşi medya ve nasırlaşmış yürekler… Mutluluk bazılarımız için sadece efsane!"
Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılmış çağdaş bir suç ve ceza hikayesi. DURU TİYATRO'nun Graham Farrow imzalı Yüzleşme'si 4 Mart'ta (yeniden) başlıyor! Çevirisi Sevda Deniz Karali, dramaturji ve rejisi Emre Kınay imzalı oyunun yönetmen yardımcısı Başak Akan. 2018'de Esra Kızıldoğan ve Emre Kınay'ın oynadıkları Yüzleşme bu kez Sinan Tuzcu ve Artemis Karaman yorumu, Uğur Dumangöz'ün dekor tasarımı, Erkan Kalkan'ın ses/efekt ve ışık tasarımıyla sahneleniyor.
ŞEHİRDIŞI TİYATROSU'nun, sevginin nereye gömüldüğünü sorguladığı oyunu Göz'ü Yaşar Nezih Eyüboğlu yazıp yönetmiş ve oynuyor.
"Bu dünya düzeninde alt tarafı iki kişi bile birbirini anlayamıyorken tüm bu evreni anlama gayreti niyedir? Kendini anlamaya ömür yeter mi? Onu anlamaya ömrüm yeter mi? Tüm bu gayrete ömür biter."
Aitmiş gibi davrandığımız ülkelerin, şehirlerin, tanımların, evlerin ve ilişkilerin bizi nasıl sınırlandırdığına odaklanırken günlük hayatın suni kaosunun spiritüel yolculukları nasıl kamçıladığını ele alan bir performans Kadıköy Emek Sahnesi yapımı Alanlar, Mesafeler, Aşklar ve Kediler. Proje tasarımı ve rejisi kendine ait oyunda Dicle Doğan tek kişilik performans sergiliyor. Müzikleri İdil Meşe, ses ve efekt tasarımı Orhan Enes Kuzu, ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter imzalı oyundaki kostümler Makbule Mercan'a ait.
Alfred Jarry'nin 1988'de yarattığı Übü karakteri, Alfred Jarry, François Rabelais, William Shakespeare, C.H.Grabbe ile Georg Büchner'in yapıtlarından yararlanarak TiyatrOPS tarafından Özgür Erkekli'nin kalemi ve rejisiyle yeniden karşımızda! Yüceltilmiş toplumsal değerleri alçaltan, tüm aşağı değerleri yücelten zamansızlığın içinde basitliğiyle, kabalığıyla, gülünçlüğüyle Übü ve ona eşlik eden kişiliksizleştirilmiş, saf ve gizemli bir yaşama sahip yardımcıları yani "kenar süsleri", zamandan ve mekandan taşarak karşımıza geliyor. Zorbalık, para hırsı, hainlik, nankörlük, kibir, korkaklık, açgözlülük, tüm bunlarla kendine hizmet eden Übü ve eksik orkestrasının şarkılarıyla bir taşlama komedisi olan ve İşkofya'da geçen Übü Hep Übü'de, übülük müessesesi, kendi kökleriyle birlikte günümüzdeki yerini arıyor. Kostüm tasarımı Ceren Eken, müzikleri Yunus Emre Terzioğlu, koreografisi Senem Oluz, fotoğraf ve ışık tasarımı Ali Pişkin, saç ve makyaj tasarımı Gila Benezra ile Şermin Kuru, afiş tasarımı Buket Pişkin imzalı oyunda Çağlar Çorumlu, Erkan Baylav, Albina Özden, Cihan Berk Rüzgar, Yunus Emre Terzioğlu ve Elçin Afacan oynuyor.
Bir fırsatımız olsa ve oraya, o zamana dönebilseydik Piraye ve Münevver bize neyi gösterir, neyi söylerdi?
"Belki de birçoğumuz gibi onların da tarihe geçmek, öldükten sonra anılmak yahut geriye bir şeyler bırakmak konusunda bazı arzuları vardı. Ancak kimilerimiz bu konuda önüne geçilemez bir talihsizlik yaşayabiliyor. Çünkü onların hayatlarını şekillendiren başarılı, tanınır ve dünyaya açılmayı başarmış birileri var. Söz gelimi Piraye desem? Yahut Münevver? Evet, aklımıza koşulsuz Nazım Hikmet gelir. Öyle ki bu iki güçlü kadının varlıkları, Nazım Hikmet'in eserlerine de tesir eder. Hal böyle olunca Piraye ve Münevver isimleri, hafızamızdaki varlığını şiirlere ve mektuplara borçlu kalır."
Hayatları boyunca yaşadıkları hakkında hiç konuşmayan kadınların, iç sesine kulak vermeyi hedefleyen MAAPERFORM yapımı Ağır ve Şuracıkta; yokluğu, hasreti, beklemeyi, anneliği ve tabi ki aşkı Piraye ve Münevver üzerinden yeniden kurguluyor. Erdal Baran Şahin'in yazıp yönettiği, dramaturjisini Şirin Öten'in, yapımcı Ebru Çamur'un dekor ve kostüm tasarımını, koordinatörlüğünü Berfin Elif Binbay'ın yaptığı oyunun yönetmen yardımcısı Mert Güçkıran. Işık tasarımını Coşku Kılıç'ın yaptığı oyunda Rana Büyükyılmaz tek kişilik performans sergiliyor.
Alkolik ve başarısız bir dedektifin ofisinde birleşen hayatlar...
Her seferinde yanılan tuhaf bir komşu...
Kaç kez güvenileceği bilinemeyen genç ve güzel bir kadın...
Cinayeti beraberinde getiren bir iftira...
Ve hayatı bu entrikalarla dolup taşan, sıradan bir mali müşavir...
Sam Bobrick'in yazdığı, Ekin Tunçay Turan'ın çevirisini yaptığı, Ayumi Takano, Emre Mutlu ve Ece Bozkaya ile sahneyi paylaşan Paşhan Yılmazel'in yönettiği 1001 SANAT yapımı Deja Vu'nun dekor tasarımı Ali Nadir Birim, ışık tasarımı Yunus Emre Usta, sanat yönetimi Kerem Yılmaz imzalı.
Bu oyun beş yaşındaki bir çocuğun içine düştüğü olağanüstü hikayeyi anlatıyor. Alper Kamu yaşının avantajıyla her yere girip çıkan; hem filozof, hem fırlama bir oğlan. Etrafını çevreleyen semt hayatını, ailesini, arkadaşlarını, hayata dair düşüncelerini ve bir cinayeti nasıl çözdüğünü Alper Kamu'nun ta kendisinden dinlediğimiz yapım bir tiyatro oyunu değil, Alper Kamu'nun oyunu! Can Girgin'in tek kişilik performans sergilediği oyunun yazarı, dış ses olarak oyunda yer alan Alper Canıgüz. Simge Günsan'ın uyarlayıp yönettiği, sahne tasarımını Işıl Gürtop'un, kostüm tasarımını Ayşegül Fişenk'in yaptığı KADRO PA yapımı Alper Kamu'nun ışık tasarımı Haluk Deniz Aydın imzalı.
"Bilmiyorlar ki karanlıkta olduklarını. Haberleri bile yok. Onun için de karanlıktan kurtulmak istemiyorlar. Kim kendilerine karanlıkta olduklarını söylerlerse ona düşman oluyorlar. Bütün dışardaki kara kalabalık karanlıktan kurtulacak. Karanlığı bu kutuya hapsedince, dışardakiler de aydınlıkta kalacak. Hep aydınlık, herkes, her yer… İnsanlar karanlıktan korkarlar. Neden? Görmezler, bilmezler de ondan. Demek ki biz karanlıktan değil, bilgisizlikten korkuyoruz. Karanlıktan kurtulunca görecekler gerçeği…."
Aziz Nesin'in yazdığı oyunun proje tasarımı ve rejisi Burak Yerlikaya'ya ait TİYATRO RAM yapımı oyunda Ozan Uygun, Mahperi Mertoğlu, Ömür Kayakırılmaz, Elif Gizem Aykul, Zeliha Gürsoy, Tiraje Başaran ve Yavuzhan Doğan oynuyor.
Zaman ve mekan algılarını bir kenara bırakan Reyhan ve Yılmaz çifti, kendilerini unutkanlığın dayanılmaz hafifliğinin kollarına bırakırlar. İki bunağın bir yıl mı, bir hafta mı, bir gün mü yoksa sadece bir an mı olduğu belirsiz hikayelerine tanıklık ederiz. Hatırlamak mı insanı daha mutlu eder yoksa unutmak mı? Bir de saat kaç, Ayşe nereye gitti, sütçü niye gelmiyor, bu ayakkabılar kimin? PAYANDA TİYATRO, Ülkü Ayvaz'ın yazdığı Beklemek ile seyirci karşısında. Hakan Arslan'ın yönettiği oyunun dekor, kostüm ve afiş tasarımı Ceren Aygüt, saç, makyaj ve afiş tasarımı Esra Enis Kesicibilek, dramaturji Sevgi Karaca, ışık tasarımı Tuğçe Kamaş, müzikleri Oğuzhan Bilgi imzalı. Ses ve efekt operatörlüğünü Songül Şayık'ın yaptığı oyunda Büşra Özdemir, Hakan Arslan ve Anıl Yeniler oynuyor.
Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun yazıp yönettiği, BAM tarafından sahnelendiğinde adından çok söz ettiren başarılı oyunu Sen İstanbul'dan daha Güzelsin bu kez İstanbul Şehir Tiyatroları sahnesinde... Sahne tasarımı Almila Altunsoy, kostüm tasarımı Aysel Doğan, ışık tasarımı Murat Özdemir imzalı oyunda tam beş yardımcı yönetmen var! Yağmur Damcıoğlu, Berfu Aydoğan, Fatma İnan, Gözde İpek Köse ve Oğuzhan Oğuz! Bir ailenin üç kuşak kadınının sürekli değişen ve yükselen bir ev ekseninde birbirlerine söyleyemedikleri ve iç seslerinden oluşan; kendilerine bir adım mesafeden anlattıkları elli senelik bir hikayeyi bize bu kez Esin Umulu, Şebnem Köstem ve Yeliz Şatıroğlu anlatacak.
Oyun yazmaya çalışan bir yazar, aşık olunan komşu, yazarın annesi, komşunun babası; bir de yazarın iç sesleri... Hepsi aynı sahneye çıkarsa "Aman Ne Komik" olur! Kadın-erkek, anne-oğul, baba-kız ilişkilerinin yanında sanat dünyasını da eğlenceli biçimde masaya yatıran oyundaki altı karaktere Ayşegül Yalçıner, Hamdi Alp ve Ersel Şibil hayat veriyor. KADIKÖY HALK TİYATROSU'nun iddialı müzikli komedisini Ali Yalçıner yazıp yönetiyor. Dramaturji ise Bülent Bayrak imzalı...
Temelini İspanya'da bir trende yaşanan terör olayı üzerine kuran Anna 11 Mart'ta, içinde trajedi unsurları barındıran bir dram. Bir adam özelinden birbirlerinin hayatına etki eden aynı isimdeki 3 kadının hikayesi üzerinden, kendi yankı odalarında kalan ve bilinen gerçeklerinden kaçan kadınların durumlarını sahne üzerine koymaya çalışan (orijinal metinde Ana ve yazarın izniyle Anna olarak değiştirilen) TİYATRO HERMOSA yapımı oyunun yazarı Paloma Pedrero. Çevirisini Zerrin Yanıkkaya'nın yaptığı oyunun yönetmeni Mithat Ozan Küren, yönetmen yardımcısı Gözde Demirtaş. Müzikleri Cem Çatık, afiş tasarımı Can Yaman imzalı oyunda Bestem Yuvarlak, Bükem Uğur, İpek Elmas Şenol ve Zeynep İris Bilen oynuyor.
TİYATRO VİRÜS yapımı Çığlık (Bir Varoluş Dayanağı), Edvard Munch'ün aynı adlı tablosunun ilham kaynağı olduğu, Grotowski'nin oyunculuk çalışmalarından etkilenerek hazırlanmış bağımsız ve sözsüz bir oyun. İlkel-törensel atmosferi yaratmayı hedefleyen Çığlık; varoluşsal sıkıntıların, yaradılıştan gelen yüklerin birikiminin bir çığlığa yüklenmesini konu alıyor. Duygusal anlamda yaşananlara büyüteç tutmayı hedefleyen bu oyunda varılan nokta ruhun yükünü açığa çıkarıyor. Çaresizliğin ve arada kalmışlığın sesi Çığlık'ı Metehan Budak yazıp yönetmiş ve oynuyor. Işık ve afiş tasarımı Kaan Aloğlu'na ait.
"21. yüzyıl veya insanlık tarihinde kadın dramı bir çok açıdan görüldü, onaylandı. Görülen dram, acı, keder ve daha fazla infiale katlanmak için çok az hissettiğimiz huzur, yaşama devam etmek adına yeterli gelmekte. Algımızı tersten görmemenin ve bedenimiz dışında bir bedenin var olması düşüncesinin kaynağı görmek adına en derine inip, içeriden dışarıya bakıyoruz. Bu noktada yaşam, içinde olduğumuz sürece, barındırdığı hisler itibarıyla sonunu unuttuğumuz bir kısır döngü halinde karşımızda durmaktadır. İşte burada ancak şunlar söylenebilir;
Yaşam,
bir açıdan,
bir bakıma,
bir şekilde,
bir minvalde,
bir taraftan,
bir..."
TİYATRO FELSEFE, İbrahim Yusuf Yavuz'un yazıp yönettiği, dramaturjisini Berat Dönmez'in, müziklerini Safa Kocaoğlu'nun, koreografisini Yasemin Erkan'ın yaptığı; Beste Arısoy, Gizem Özsoy, Bilge Topal ve Yağmur Doğan'ın oynadığı Avluv ile 8 Şubat'tan beri izleyici karşısında...
HANGARDZ, Ermenice olarak (Türkçe üst yazıyla sahnelenen) Mer Çunetsadzı İrarmov Kıdnenk (Bizde Olmayanı Birbirimizde Bulalım) adlı oyunla sahnelerde... 1905 yılında henüz 17 yaşındayken, verem hastalığı nedeniyle yaşamını yitiren İstanbul'lu Ermeni kadın şair Heranuş Arşagyan'ın, günümüzde UNESCO'nun yok olmaya yüz tutmuş diller listesinde yer alan, Batı Ermenicesi ile yazmış olduğu şiir ve mektuplarının derlenmesiyle oluşturularak şairin yaşamından hareketle sahnelenen oyunda Garine Maral Çizmeciyan, Jaklin Çatal, Lara Narin, Tara Demircioğlu ve Yegya Akgün oynuyor. Şairin kendi tabiriyle; "sahip olamadıklarını birlikte aradığı" mektup arkadaşı Hrant Nazaryants tarafından, Arşagyan'ın ölümünden 5 yıl sonra yayınlanan ve Heranuş'u arayan bir yolculuğun hikayesi olan Mer Çunetsadzı İrarmov Kıdnenk'ın dramaturjisi ve uyarlaması Lara Narin imzalı. Yegya Akgün'ün yönettiği oyunun ışık tasarımı Tara Demircioğlu'na, kostüm tasarımı Ülkü Şahin'e ait.
THEATER28, 1993 yılında Sivas'ta Madımak Oteli'nde otuz iki aydınla birlikte katledilen ozan Hasret Gültekin'in yirmi iki yaşına bin ömrü sığdırdığı yarım bırakılmış hayatına saygı duruşu olan Hasret Gültekin Türkü Müzikali ile "yaşasaydı" diye düşündürüyor. Hasret Gültekin'le bir buluşma olan oyun, ozanın gittiği yerden sevdikleriyle, memleketiyle, bağlamasıyla, türküleriyle buluşması... Şirin Aktemur'un yazıp yönettiği, müzikleri Hasret Gültekin'e, dramaturjisi Gökhan Aktemur'a, ışık tasarımı Yüksel Aymaz'a ait. Devrim Evin ile müzisyen Deniz Türkan'ın sahne aldığı oyun bugün de hala süren dünyanın yangınına bir ses, bir soluk...
TİYATRO FABRİKASI, dünya tiyatrosunun önde gelen yazarlarından, oyunları, romanları ve kısa öyküleriyle tanınan; yaklaşık yarısı tiyatro oyunu olan 120 kadar eser üreten, Avrupa ve Amerikan Tiyatrosu üzerinde büyük etkisi olmuş August Strindberg'in başyapıtı Alacaklılar'ı sahneliyor. … Adolf, Gustaf ve ikisinin ortak noktası Tekla, üç kişilik dünyalarında geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalırlar. Kadın erkek ilişkileri, insanların bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri, hırsları, kapanmayan hesaplar, soğuk yenen intikam yemekleri... Bir insanın başka bir insana neler yapabileceğini ve onu korkunç sonlara doğru götürmesini sahneye taşıyan, aşkın karmaşık doğasında kimin alacaklı, kimin borçlu olduğunun belli olmadığı İskender Atilla Atasoy'un yönettiği Alacaklılar'da Duygu Özkarabıyık, Ercan Tezelli ve Mehmet Emin Dolmacıoğlu oynuyor.
Zeki ve kinik bir adam olan George Milton ile ismiyle tezat oluşturacak şekilde iri ve çok güçlü ama akli dengesi bozuk olan Lennie Small, büyük buhran döneminde çiftlikten çiftliğe dolaşarak iş arayan göçmen toprak işçileridir. Kendilerine ait bir parça toprak edinip oraya yerleşmeye dair ortak hayallerinin gerçekleşmesine yaklaştıkları anda genç ve güzel bir kadının durumu tehlikeye atmasına odaklanan, John Steinbeck'in ünlü eseri Fareler ve İnsanlar, DIONYSOS TİYATRO yorumuyla Erdem Topuz'un rejisi ve ışık tasarımıyla sahnede! Dekor tasarımı Nazmi Karabacak, kostüm tasarımı Onur Uğurlu imzalı oyunda Erdem Topuz, Işık Tolgay, Cüneyt Vural, Ercan Ertan, Çağatay Varol, Hande Aras/Arzu Suriçi Kireççi, Tuncay Tarhan, Mehmet Tokat ve Ensar Kaplan oynuyor.
"Arkamı bir döndüm yıllar geçmiş. Yollar, duraklar, insanlar…
Yasımın kefaretini fazlasıyla öderken geleceğin güzel günleri yanımdan geçip gitmiş.
Önce adımı kısalttım.
Ben Fü, sahi deliliğin ve aklın ince çizgisinde gönlümü hangisine bıraktım?"
TİYATRO TERMİNAL, Murat Mahmutyazıcıoğlu imzalı oyunun yeni versiyonuyla seyirci karşısında! Hakan Taner Yıldırım'ın yönettiği, dramaturjisini Selda Uzunkaya ile Gizem Elif Asil'in üstlendiği, kostüm ve dekor tasarımını Mehmet Ali Zeren'in müziklerini Gökay Kaçanoğlu'nun yaptığı Fü'de bu kez Jülide Derya, Jülide Kara, Seda Yağcılar, Orkun Kocabıyıkoğlu ve Cihangir Kaçar oynuyor.
"Evet, insan neye elini atsa kendi hayatından bir yansımayla karşılaşıyor. Çünkü insan bir aynadan başka bir şey değil. Kendisi kadar yansıtabiliyor dünyayı ama sonuçta 'yalnız mısınız? Dert etmeyin!"
...Murat Gülsoy'un aynı adlı romanından, Ceren Boz ve Nagihan Gürkan tarafından sahneye uyarlanan Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet, kendini bilmek ve bulmak arasındaki bir kayboluş hikayesi. Mirat'ın kendi ağzından dinlediğimiz bu hikaye Esra, Tuncay, Mirat ve diğerleri arasında... Hareket tasarımı Salih Usta, dekor ve ışık tasarımı Cem Yılmazer, kostüm tasarımı Eylül Gürcan imzalı DASDAS yapımı oyunda Ceren Boz, Ozan Erdönmez ve Sabahattin Yakut oynuyor.
Saat tamir edilir de zaman tamir edilebilir mi? Bir saat tamircisi. Kim bilir kimlerin saatini tamir etmiştir. Kim bilir kimlerin zamanını sular seller gibi akmasına ya da durmasına sebep olmuştur. Onun tamir ettiği zamanı kim bilir kimler, nasıl kullanmıştır? Ya kendi zamanı? Onu da tamir edebilir mi? Ya seyirci kaldığı olaylar, yansımaları? Geçmişten geleceğe zamanda dolaşmaya hazır mısınız?
TİYATRO ŞEN AY yapımı Seyirci, yaşamayı kendi seçemeyen, küçük bir dükkanda, daha doğrusu küçük bir mezarda, mutsuz küçük hayatını sadece seyrederek geçiren bir saat tamircisinin trajik hayat hikayesini anlatıyor. Seyirci şaşırtıcı, heyecanlı, trajikomik ve zaman zaman ürpertici hikayesi ile sizlere; izlemeyin, karşı çıkın, istediğinize sahip olmak için haykırın, mücadele edin diyor. Kaan Erkam'ın yazdığı, Özdemir Çiftçioğlu'nun yönettiği, Cengiz Orhonlu'nun ışık tasarımını, İsmail Hakkı Şahin'in dekor realizasyonunu, Berkcan Okar'ın afiş tasarımını yaptığı oyunda Onur Şenay tek kişilik performans sergiliyor.
Ferhan Şensoy'un yazıp yönettiği ve Fuat Güner ile birlikte müziklerini yaptığı, fotoğrafları Mehmet Turgut, afiş tasarımı Berkcan Okar imzalı ORTAOYUNCULAR yapımı Şahları da Vururlar'ın 40.yılındaki 2020 yorumunda Ferhan Şensoy, Levent Ünsal, Erkan Üçüncü, Serap Günaydın, Özkan Aksu, Pınar Alsan, Elif Durdu, Orkun Akyıldız, Nejat Yavaşoğulları, Gökhan Şeşen ve Burhan Şeşen oynuyor. Rasim Öztekin ile Tarık Papuççuoğlu'nun 40 yıl önceki ilk kadroda olmalarına rağmen bu yorumda yer almamaları eleştiriliyor.
KADIKÖY EMEK TİYATROSU, yeni oyunu Thesmophoria Bayramı (Bir Dağ Masalı) ile 1 Mart'tan itibaren seyirci karşısında! Hareket tasarımını üstlenen ve oyunu yöneten isim Ayşegül Sünetçioğlu. Dekor tasarımı Gamze Bayraktaroğlu, kostüm tasarımı Çağla Yıldırım imzalı oyunun ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter'e ait. Hangi zamanda yaşadığı bilinmeyen bir kadının ailesinden kalan evi gölgesiyle kaplayan dağın aslında tek bir filize, tek bir yemişe bile can verecek gün ışığı bırakmadığını fark etmesini anlatan masal; evimize, hayatımıza, aklımıza musallat olan dağlarımızla; ilmik ilmik yüzleşmeye, dağın gölgesinden sıyrılacak cesareti el ele verip bulmaya, beraber yola çıkmaya çağırıyor izleyiciyi. Kalabalık oyuncu kadrosu sadece kadınlardan oluşan oyunda Aslı Menaz, Burçin Erdem, Dilan Başarır, Dilara Ük, Dilara Yiğit, Ecem Gümüşsu, Gamze Bayraktaroğlu, Melike Tekin, Pelin Fahracı, Pınar Yıldırım, Rüya Erdoğan ve Sinem Kotiloğlu oynuyor.
Yazdığı tiyatro oyunuyla dünyaya haykırmak, insanları sarsmak, güç dinamiklerini yıkmak ve asırlardır erkeklerin ve paranın hüküm sürdüğü düzeni kökten değiştirmek isteyen öfkeli genç yazar, dünyaya ve tiyatroya meydan okumanın hayatında büyük bir sorumluluk ve bedele tekabül ettiğini çok geçmeden anlayacaktır. Bir zamanlar kutsal saydığı tiyatronun ta kendisi, yıkmak istediği dünyayla sımsıkı bir sarmal oluşturmuştur. Her sahnesinde koyduğu kuralları acımasız bir mizahla yıktıkça genç yazarla birlikte tiyatroyla, sahneyle, sanatla ve kendimizle münakaşa içine girmeye, öfkelenmeye ve gülmeye hazır olmamız gereken Yazar'ı PÜRTELAŞ TİYATRO Sally Hickson'un Ther Writer adlı kitabından uyarlamış. Ali Yalgın'ın yönettiği oyunda Büşra Albayrak, Ömer Güneş, Sevda Baş ve Sinan Arslan oynuyor. Prömiyer 3 Mart'ta Feriye'de.
PINAR GÖKTAŞ, yazıp oynadığı eğlenceli anlatısı Öyle Şeyler Yalnızca Filmlerde Olur'da aşk filmlerindeki ‘mükemmel uyum’ fikriyle büyülenen bir kız çocuğunun aşkı arayışını ve cinselliği keşfedişini, kendi çocukluğu ve gençliği boyunca yaşadığı romantik ilişkiler üzerinden; kişisel hikâyesini zaman zaman kurmaca ile destekleyerek anlatmaya devam ediyor. Doksanlı yılların sonu ve ikibinli yılların başına yayılan hikaye, seyirciyi dönemin romantik filmleri, hit şarkıları ve vintage objeleri arasında dolaştırıyor. Öyle Şeyler Yalnızca Filmlerde Olur'un dramaturjisi ve rejisi Şule Ateş'e ait.
ÇOLPAN İLHAN & SADRİ ALIŞIK TİYATROSU ile PİU ENTERTAINMENT işbirlikteliğiyle sahnelenen Amadeus'ta Selçuk Yöntem Antonio Salieri'yi, Okan Bayülgen Mozart'ı, Özlem Öçalmaz ise Costanze'ı canlandırıyor. Canlı orkestrayla birlikte 35 kişilik bir kadroya sahip olan Peter Shaffer imzalı Amadeus'u Işıl Kasapoğlu yönetiyor. Kalabalık oyuncu kadrosu, 12 kişilik koro ve 10 kişilik canlı orkestradan oluşan 35 kişilik dev ekibiyle sezonun en konuşulan oyunlarından Amadeus, 11 Ocak’ta Uniq Hall'de prömiyerini gerçekleştirdi. Milos Forman'ın 1984 yılında yönettiği ve "En İyi Film" ile "En İyi Uyarlama" dahil olmak üzere toplam 8 dalda Oscar kazanan Amadeus'un tiyatro uyarlaması sezon boyunca farklı sahnelerde olacak.
Murathan Mungan'ın ın hikayesinden, Mustafa Avkıran'ın oyunlaştırdığı Dumrul ile Azrail, kaynağını Dede Korkut'un Deli Dumrul hikayesinden alır. Mitler, söylenceler, masallar, hikayeler dinleyenlerine farklı kapılar açan, onları yaşam yollarındaki türlü mücadeleler, türlü karşılaşmalarla yüzleştiren, bu yüzden de tükenmeyen kaynaklardır. Zamanlarının ötesinde işlev görürler. Anlatmanın yegane öğelerinden biri olan yeniden söyleme ise, bu kaynaklardaki bilgileri geçmişten bugüne taşır. Eski ve yeni hikaye anlatıcılarını bir araya getiren ve 20 yıl sonra şimdi yeniden “söylenen” Dumrul ile Azrail bu bağlantıya yeni bir boyut katar. Dumrul ile Azrail yeni sanatçı kadrosu ve yeni sahneleme anlayışıyla bellek, anlatı, yaşam, ölüm, aşk tanımlarının izini sürerken hayat üzerine konuşmak istiyor. Deli Dumrul hikayesinin çerçevesini tutarak, sıra dışı değişimler ve dönüşümler saklı yeni bir hikaye ortaya çıkartan Murathan Mungan'ın yazdığı oyunda oyuncular kendilerinin biçimlendirdikleri ve sonsuz gibi duyulan bir müzikal manzara içinde, "anlatarak" yol alırlar. Aynı manzarayı hem oluşturur, hem de bu manzarada var olurlar. Yaşamda ve ölümde olduğu gibi… Mustafa Avkıran'ın uyarlayıp eşi Övül Avkıran ile birlikte yönettiği oyunda kostüm tasarımı Hatice Gökçe, ışık tasarımı Yüksel Aymaz, dramaturji Evren Erbatur imzalı. Oyunda, bu sezon nihayet yeniden sahnede izleyebileceğimiz Ahmet Rıfat Şungar'ın yanı sıra Bîdar, Mustafa Avkıran, Övül Avkıran, Orhan Topçuoğlu ve ses performansıyla Selçuk Artut yer alıyor.
ATLAS TİYATRO ARAŞTIRMALARI, çocukluk arkadaşı olan üç erkeğin bir tesadüf, bir içki sofrası ve zihinlerinde saklambaç oynayan hatıralar üzerinden karşılaşmasını anlattığı Gölge ile sahnelerde. Ebelenmekten kaçan belleğin dönüşümü olan oyunda Akdora Akalın, Ferit Çelik, Hasan Demirci, oyunun yazarı Sercan Özinan ve ışık tasarımıyla yardımcı yönetmenliği de üstlenen Ömer Faruk Çiçek oynuyor. Ece Özinan'ın yönettiği Gölge'nin sahne tasarımı Onur Özcan'a ait.
Şaşkın Aşıklar eğlendirici, hareketlie sahneleriyle izleyiciye hoş vakit geçirtmeyi amaçlayan bir EPİZOT GÖRSEL SANATLAR yapımı. Marc Camoletti'nin yazdığı oyunun çevirisi Can Kapyalı imzalı. Dekor tasarımını Recep Bilen'in afiş tasarımını Galip Aksular'ın üstlendiği oyunda Melda Gür, Zeynep Gülmez, Cem Kılıç, Burcu Binici ve oyunun yönetmeni İrfan Kangı oynuyor.
Bir gece sabaha karşı rüzgarın esmesiyle Ege'nin uyandığı (ya da uyanamadığı) boşluk, çocukluğundan kalan güzel anılarını da gömdüğü bir yaşam alanıdır aslında... Son kaybını da vermeden önce gecenin mavisi eşliğinde eski dostlarını çağırır, yarım kalmış bir yası tekrar ve tekrar anımsamak için... Jose Mario de Vasconcelos'un Şeker Portakalı adlı eserinden hareketle yazılan Mavi Gece'nin proje tasarımı, oyunun yönetmeni Aycan Aluçlu ile oyunda tek kişilik performans sergileyen Egemen Cıgal'a ait. Yönetmen yardımcılığını Berke Akköse'nin yaptığı MİTÜS yapımı oyunun afiş tasarımı İlay Haz Pamukçu imzalı.
İnsana dair onlarca güzel rengin en önemlisi sevginin yitip gitmesinden, "öteki ve az" olmayı aşıp, kendin olabilmek kadar zor ve yüksek yerlere varan bir serzeniş… İnsan olmak, hayvan olmak ve hepsinden öte bir "can" olmaya dair naif bir çığlık… Duymak isteyenler için!
"Ait olmadığın zaman, gitmek asıl hayalin oluyor. Nereye gittiğin önemli değil, istemediğin yerden kurtulman önemli. Aşık olacağın kişiyi hayal etmekten çok, aşkı hayal etmek gibi yani. Ben sanırım, gitmeyi ve gittiğim yerde aşkı hayal ettim. Acı acıya değince azalır, sevgi sevgiye değince artarmış. Acımız çok zaten, ben de bu masumlara tutundum."
Bahadır Yüksekşan'ın yazıp yönettiği, İrem Altan ve Alev Koçer ile birlikte oynadığı, ışık/ses ve efekt operatörü/asistan Tuncay Keleş olan TİYATRO SALT yapımı Üç Deniz'in ışık tasarımı H. Oktay Kanca, video & animasyonu Cem Demirel imzalı.
Tekin Duman ile Çınar Şahin'in yazdıkları; ses, efekt ve ışık tasarımı Emrah Sürücü, sahne tasarımı Sıla Kurtaş, afiş tasarımı Galip Aksular imzalı, yönetmeni belirsiz İSTANBUL MEYDAN SAHNESİ yapımı Hayat Kime Güzel?'de Deniz Oral, Hacı Ali Konuk, Tuba Erdem, Burçak Kabadayı, Kemal Zeydan ve oyunun yapımcısı Faruk Sofuoğlu oynuyor.
Bir arkadaş grubu, küçükken Santa Monica Dağı'nın tepelerinde oyun oynadıkları gizli bir mağarayı düzenleyip evleri haline getirirler, adına da "İN" derler. Yıllar sonra, sırrın daha fazla taşınamayacağı bir zamanda "İN"de bir buluşma ayarlanır. TİYATRO MUNDUS, yeni oyunu İN - Bir Ölüm Randevusu ile seyirci karşısında! Orkun Genç'in yazıp yönettiği, Alara Türkü Aktaş, Emre Esti, Merve Pehlivan, Osman Doğan ve Özge Şahingöz ile birlikte oynadığı, Helin Barak'ın yönetmen yardımcılığını üstlendiği oyunun kostüm tasarımı Selin Eresin, ses/efekt/müzik ve afiş tasarımı Utkucan Şahinbaş, ışık tasarımı Furkan Günaydın imzalı. Prömiyer tarihi 3 Mart.
"Luna ve Genç, birbirlerini gördükleri anda arzunun doruk noktasına tırmandı. Tek istedikleri birbirlerine dokunmaktı. Zararsız fantezileri biraz his, biraz da kan içeriyordu. Önce çıplak olduklarını fark ettiler, sonra öyle çok giyindiler ki derileri havayla temas etmez oldu."
Başlarda kolaydır… Beden ister, el uzanır ve sahip olur. Peki ya sonra? Bu dünyada her şeyin bir kuralı vardır. Bilinen en eski hikâye, her çağda tekrar yazılır. Bu lanetin nasıl başladığı yüz yıllardır anlatılır. Eğer ki birine dokunmak isterseniz mantıklı bir sebebiniz, sağlam bir stratejiniz olmalı, yoksa yanmak kaçınılmazdır! TİYATRO LETHE, Üçüncü Dereceden Yanıklar ile 5 Mart'ta Kenter Tiyatrosu'nda prömiyer yapıyor. İlayda Öncü'nün yazıp yönettiği, ışık tasarımını Ali Düşenkalkar'ın, dekor tasarımını İbrahim Barulay'ın, hareket tasarımını Yasemin Erkan'ın üstlendiği oyunda Burcu Çıtlak, Cansu Dikmen ve Ömersan Yemişçioğlu oynuyor.
2019-2020 sezonunda SHAMAN DANCE THEATRE bünyesinde kurulan ANADOLU SAHNESİ, Fakir Baykurt'un önemli romanlarından Yılanların Öcü'nü Erkal Umut'un uyarlaması ve rejisiyle sahneye taşıyor. Koreografisi Volkan Şafak, ışık tasarımı Arek Nişanyan imzalı oyunda Ayşe Burcu Ünür, Banu Topçu, Büşra Şensoy, Özge Erdemir, Uğur Özbağı, Umut Eskibatman ve yönetmen yardımcılığını da üstlenen Sonay Eren oynuyor.
"Yeri doldurulamaz bir kayıp, bir cinayet, yıldızlaştırılan suç ve suçlu, vahşi medya ve nasırlaşmış yürekler… Mutluluk bazılarımız için sadece efsane!"
Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılmış çağdaş bir suç ve ceza hikayesi. DURU TİYATRO'nun Graham Farrow imzalı Yüzleşme'si 4 Mart'ta (yeniden) başlıyor! Çevirisi Sevda Deniz Karali, dramaturji ve rejisi Emre Kınay imzalı oyunun yönetmen yardımcısı Başak Akan. 2018'de Esra Kızıldoğan ve Emre Kınay'ın oynadıkları Yüzleşme bu kez Sinan Tuzcu ve Artemis Karaman yorumu, Uğur Dumangöz'ün dekor tasarımı, Erkan Kalkan'ın ses/efekt ve ışık tasarımıyla sahneleniyor.
ŞEHİRDIŞI TİYATROSU'nun, sevginin nereye gömüldüğünü sorguladığı oyunu Göz'ü Yaşar Nezih Eyüboğlu yazıp yönetmiş ve oynuyor.
Aitmiş gibi davrandığımız ülkelerin, şehirlerin, tanımların, evlerin ve ilişkilerin bizi nasıl sınırlandırdığına odaklanırken günlük hayatın suni kaosunun spiritüel yolculukları nasıl kamçıladığını ele alan bir performans Kadıköy Emek Sahnesi yapımı Alanlar, Mesafeler, Aşklar ve Kediler. Proje tasarımı ve rejisi kendine ait oyunda Dicle Doğan tek kişilik performans sergiliyor. Müzikleri İdil Meşe, ses ve efekt tasarımı Orhan Enes Kuzu, ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter imzalı oyundaki kostümler Makbule Mercan'a ait.
Alfred Jarry'nin 1988'de yarattığı Übü karakteri, Alfred Jarry, François Rabelais, William Shakespeare, C.H.Grabbe ile Georg Büchner'in yapıtlarından yararlanarak TiyatrOPS tarafından Özgür Erkekli'nin kalemi ve rejisiyle yeniden karşımızda! Yüceltilmiş toplumsal değerleri alçaltan, tüm aşağı değerleri yücelten zamansızlığın içinde basitliğiyle, kabalığıyla, gülünçlüğüyle Übü ve ona eşlik eden kişiliksizleştirilmiş, saf ve gizemli bir yaşama sahip yardımcıları yani "kenar süsleri", zamandan ve mekandan taşarak karşımıza geliyor. Zorbalık, para hırsı, hainlik, nankörlük, kibir, korkaklık, açgözlülük, tüm bunlarla kendine hizmet eden Übü ve eksik orkestrasının şarkılarıyla bir taşlama komedisi olan ve İşkofya'da geçen Übü Hep Übü'de, übülük müessesesi, kendi kökleriyle birlikte günümüzdeki yerini arıyor. Kostüm tasarımı Ceren Eken, müzikleri Yunus Emre Terzioğlu, koreografisi Senem Oluz, fotoğraf ve ışık tasarımı Ali Pişkin, saç ve makyaj tasarımı Gila Benezra ile Şermin Kuru, afiş tasarımı Buket Pişkin imzalı oyunda Çağlar Çorumlu, Erkan Baylav, Albina Özden, Cihan Berk Rüzgar, Yunus Emre Terzioğlu ve Elçin Afacan oynuyor.
Bir fırsatımız olsa ve oraya, o zamana dönebilseydik Piraye ve Münevver bize neyi gösterir, neyi söylerdi?
"Belki de birçoğumuz gibi onların da tarihe geçmek, öldükten sonra anılmak yahut geriye bir şeyler bırakmak konusunda bazı arzuları vardı. Ancak kimilerimiz bu konuda önüne geçilemez bir talihsizlik yaşayabiliyor. Çünkü onların hayatlarını şekillendiren başarılı, tanınır ve dünyaya açılmayı başarmış birileri var. Söz gelimi Piraye desem? Yahut Münevver? Evet, aklımıza koşulsuz Nazım Hikmet gelir. Öyle ki bu iki güçlü kadının varlıkları, Nazım Hikmet'in eserlerine de tesir eder. Hal böyle olunca Piraye ve Münevver isimleri, hafızamızdaki varlığını şiirlere ve mektuplara borçlu kalır."
Hayatları boyunca yaşadıkları hakkında hiç konuşmayan kadınların, iç sesine kulak vermeyi hedefleyen MAAPERFORM yapımı Ağır ve Şuracıkta; yokluğu, hasreti, beklemeyi, anneliği ve tabi ki aşkı Piraye ve Münevver üzerinden yeniden kurguluyor. Erdal Baran Şahin'in yazıp yönettiği, dramaturjisini Şirin Öten'in, yapımcı Ebru Çamur'un dekor ve kostüm tasarımını, koordinatörlüğünü Berfin Elif Binbay'ın yaptığı oyunun yönetmen yardımcısı Mert Güçkıran. Işık tasarımını Coşku Kılıç'ın yaptığı oyunda Rana Büyükyılmaz tek kişilik performans sergiliyor.
Alkolik ve başarısız bir dedektifin ofisinde birleşen hayatlar...
Her seferinde yanılan tuhaf bir komşu...
Kaç kez güvenileceği bilinemeyen genç ve güzel bir kadın...
Cinayeti beraberinde getiren bir iftira...
Ve hayatı bu entrikalarla dolup taşan, sıradan bir mali müşavir...
Sam Bobrick'in yazdığı, Ekin Tunçay Turan'ın çevirisini yaptığı, Ayumi Takano, Emre Mutlu ve Ece Bozkaya ile sahneyi paylaşan Paşhan Yılmazel'in yönettiği 1001 SANAT yapımı Deja Vu'nun dekor tasarımı Ali Nadir Birim, ışık tasarımı Yunus Emre Usta, sanat yönetimi Kerem Yılmaz imzalı.
Bu oyun beş yaşındaki bir çocuğun içine düştüğü olağanüstü hikayeyi anlatıyor. Alper Kamu yaşının avantajıyla her yere girip çıkan; hem filozof, hem fırlama bir oğlan. Etrafını çevreleyen semt hayatını, ailesini, arkadaşlarını, hayata dair düşüncelerini ve bir cinayeti nasıl çözdüğünü Alper Kamu'nun ta kendisinden dinlediğimiz yapım bir tiyatro oyunu değil, Alper Kamu'nun oyunu! Can Girgin'in tek kişilik performans sergilediği oyunun yazarı, dış ses olarak oyunda yer alan Alper Canıgüz. Simge Günsan'ın uyarlayıp yönettiği, sahne tasarımını Işıl Gürtop'un, kostüm tasarımını Ayşegül Fişenk'in yaptığı KADRO PA yapımı Alper Kamu'nun ışık tasarımı Haluk Deniz Aydın imzalı.
"Bilmiyorlar ki karanlıkta olduklarını. Haberleri bile yok. Onun için de karanlıktan kurtulmak istemiyorlar. Kim kendilerine karanlıkta olduklarını söylerlerse ona düşman oluyorlar. Bütün dışardaki kara kalabalık karanlıktan kurtulacak. Karanlığı bu kutuya hapsedince, dışardakiler de aydınlıkta kalacak. Hep aydınlık, herkes, her yer… İnsanlar karanlıktan korkarlar. Neden? Görmezler, bilmezler de ondan. Demek ki biz karanlıktan değil, bilgisizlikten korkuyoruz. Karanlıktan kurtulunca görecekler gerçeği…."
Aziz Nesin'in yazdığı oyunun proje tasarımı ve rejisi Burak Yerlikaya'ya ait TİYATRO RAM yapımı oyunda Ozan Uygun, Mahperi Mertoğlu, Ömür Kayakırılmaz, Elif Gizem Aykul, Zeliha Gürsoy, Tiraje Başaran ve Yavuzhan Doğan oynuyor.
Zaman ve mekan algılarını bir kenara bırakan Reyhan ve Yılmaz çifti, kendilerini unutkanlığın dayanılmaz hafifliğinin kollarına bırakırlar. İki bunağın bir yıl mı, bir hafta mı, bir gün mü yoksa sadece bir an mı olduğu belirsiz hikayelerine tanıklık ederiz. Hatırlamak mı insanı daha mutlu eder yoksa unutmak mı? Bir de saat kaç, Ayşe nereye gitti, sütçü niye gelmiyor, bu ayakkabılar kimin? PAYANDA TİYATRO, Ülkü Ayvaz'ın yazdığı Beklemek ile seyirci karşısında. Hakan Arslan'ın yönettiği oyunun dekor, kostüm ve afiş tasarımı Ceren Aygüt, saç, makyaj ve afiş tasarımı Esra Enis Kesicibilek, dramaturji Sevgi Karaca, ışık tasarımı Tuğçe Kamaş, müzikleri Oğuzhan Bilgi imzalı. Ses ve efekt operatörlüğünü Songül Şayık'ın yaptığı oyunda Büşra Özdemir, Hakan Arslan ve Anıl Yeniler oynuyor.
Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun yazıp yönettiği, BAM tarafından sahnelendiğinde adından çok söz ettiren başarılı oyunu Sen İstanbul'dan daha Güzelsin bu kez İstanbul Şehir Tiyatroları sahnesinde... Sahne tasarımı Almila Altunsoy, kostüm tasarımı Aysel Doğan, ışık tasarımı Murat Özdemir imzalı oyunda tam beş yardımcı yönetmen var! Yağmur Damcıoğlu, Berfu Aydoğan, Fatma İnan, Gözde İpek Köse ve Oğuzhan Oğuz! Bir ailenin üç kuşak kadınının sürekli değişen ve yükselen bir ev ekseninde birbirlerine söyleyemedikleri ve iç seslerinden oluşan; kendilerine bir adım mesafeden anlattıkları elli senelik bir hikayeyi bize bu kez Esin Umulu, Şebnem Köstem ve Yeliz Şatıroğlu anlatacak.
Oyun yazmaya çalışan bir yazar, aşık olunan komşu, yazarın annesi, komşunun babası; bir de yazarın iç sesleri... Hepsi aynı sahneye çıkarsa "Aman Ne Komik" olur! Kadın-erkek, anne-oğul, baba-kız ilişkilerinin yanında sanat dünyasını da eğlenceli biçimde masaya yatıran oyundaki altı karaktere Ayşegül Yalçıner, Hamdi Alp ve Ersel Şibil hayat veriyor. KADIKÖY HALK TİYATROSU'nun iddialı müzikli komedisini Ali Yalçıner yazıp yönetiyor. Dramaturji ise Bülent Bayrak imzalı...
Temelini İspanya'da bir trende yaşanan terör olayı üzerine kuran Anna 11 Mart'ta, içinde trajedi unsurları barındıran bir dram. Bir adam özelinden birbirlerinin hayatına etki eden aynı isimdeki 3 kadının hikayesi üzerinden, kendi yankı odalarında kalan ve bilinen gerçeklerinden kaçan kadınların durumlarını sahne üzerine koymaya çalışan (orijinal metinde Ana ve yazarın izniyle Anna olarak değiştirilen) TİYATRO HERMOSA yapımı oyunun yazarı Paloma Pedrero. Çevirisini Zerrin Yanıkkaya'nın yaptığı oyunun yönetmeni Mithat Ozan Küren, yönetmen yardımcısı Gözde Demirtaş. Müzikleri Cem Çatık, afiş tasarımı Can Yaman imzalı oyunda Bestem Yuvarlak, Bükem Uğur, İpek Elmas Şenol ve Zeynep İris Bilen oynuyor.
TİYATRO VİRÜS yapımı Çığlık (Bir Varoluş Dayanağı), Edvard Munch'ün aynı adlı tablosunun ilham kaynağı olduğu, Grotowski'nin oyunculuk çalışmalarından etkilenerek hazırlanmış bağımsız ve sözsüz bir oyun. İlkel-törensel atmosferi yaratmayı hedefleyen Çığlık; varoluşsal sıkıntıların, yaradılıştan gelen yüklerin birikiminin bir çığlığa yüklenmesini konu alıyor. Duygusal anlamda yaşananlara büyüteç tutmayı hedefleyen bu oyunda varılan nokta ruhun yükünü açığa çıkarıyor. Çaresizliğin ve arada kalmışlığın sesi Çığlık'ı Metehan Budak yazıp yönetmiş ve oynuyor. Işık ve afiş tasarımı Kaan Aloğlu'na ait.
"21. yüzyıl veya insanlık tarihinde kadın dramı bir çok açıdan görüldü, onaylandı. Görülen dram, acı, keder ve daha fazla infiale katlanmak için çok az hissettiğimiz huzur, yaşama devam etmek adına yeterli gelmekte. Algımızı tersten görmemenin ve bedenimiz dışında bir bedenin var olması düşüncesinin kaynağı görmek adına en derine inip, içeriden dışarıya bakıyoruz. Bu noktada yaşam, içinde olduğumuz sürece, barındırdığı hisler itibarıyla sonunu unuttuğumuz bir kısır döngü halinde karşımızda durmaktadır. İşte burada ancak şunlar söylenebilir;
Yaşam,
bir açıdan,
bir bakıma,
bir şekilde,
bir minvalde,
bir taraftan,
bir..."
TİYATRO FELSEFE, İbrahim Yusuf Yavuz'un yazıp yönettiği, dramaturjisini Berat Dönmez'in, müziklerini Safa Kocaoğlu'nun, koreografisini Yasemin Erkan'ın yaptığı; Beste Arısoy, Gizem Özsoy, Bilge Topal ve Yağmur Doğan'ın oynadığı Avluv ile 8 Şubat'tan beri izleyici karşısında...
HANGARDZ, Ermenice olarak (Türkçe üst yazıyla sahnelenen) Mer Çunetsadzı İrarmov Kıdnenk (Bizde Olmayanı Birbirimizde Bulalım) adlı oyunla sahnelerde... 1905 yılında henüz 17 yaşındayken, verem hastalığı nedeniyle yaşamını yitiren İstanbul'lu Ermeni kadın şair Heranuş Arşagyan'ın, günümüzde UNESCO'nun yok olmaya yüz tutmuş diller listesinde yer alan, Batı Ermenicesi ile yazmış olduğu şiir ve mektuplarının derlenmesiyle oluşturularak şairin yaşamından hareketle sahnelenen oyunda Garine Maral Çizmeciyan, Jaklin Çatal, Lara Narin, Tara Demircioğlu ve Yegya Akgün oynuyor. Şairin kendi tabiriyle; "sahip olamadıklarını birlikte aradığı" mektup arkadaşı Hrant Nazaryants tarafından, Arşagyan'ın ölümünden 5 yıl sonra yayınlanan ve Heranuş'u arayan bir yolculuğun hikayesi olan Mer Çunetsadzı İrarmov Kıdnenk'ın dramaturjisi ve uyarlaması Lara Narin imzalı. Yegya Akgün'ün yönettiği oyunun ışık tasarımı Tara Demircioğlu'na, kostüm tasarımı Ülkü Şahin'e ait.
THEATER28, 1993 yılında Sivas'ta Madımak Oteli'nde otuz iki aydınla birlikte katledilen ozan Hasret Gültekin'in yirmi iki yaşına bin ömrü sığdırdığı yarım bırakılmış hayatına saygı duruşu olan Hasret Gültekin Türkü Müzikali ile "yaşasaydı" diye düşündürüyor. Hasret Gültekin'le bir buluşma olan oyun, ozanın gittiği yerden sevdikleriyle, memleketiyle, bağlamasıyla, türküleriyle buluşması... Şirin Aktemur'un yazıp yönettiği, müzikleri Hasret Gültekin'e, dramaturjisi Gökhan Aktemur'a, ışık tasarımı Yüksel Aymaz'a ait. Devrim Evin ile müzisyen Deniz Türkan'ın sahne aldığı oyun bugün de hala süren dünyanın yangınına bir ses, bir soluk...
TİYATRO FABRİKASI, dünya tiyatrosunun önde gelen yazarlarından, oyunları, romanları ve kısa öyküleriyle tanınan; yaklaşık yarısı tiyatro oyunu olan 120 kadar eser üreten, Avrupa ve Amerikan Tiyatrosu üzerinde büyük etkisi olmuş August Strindberg'in başyapıtı Alacaklılar'ı sahneliyor. … Adolf, Gustaf ve ikisinin ortak noktası Tekla, üç kişilik dünyalarında geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalırlar. Kadın erkek ilişkileri, insanların bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri, hırsları, kapanmayan hesaplar, soğuk yenen intikam yemekleri... Bir insanın başka bir insana neler yapabileceğini ve onu korkunç sonlara doğru götürmesini sahneye taşıyan, aşkın karmaşık doğasında kimin alacaklı, kimin borçlu olduğunun belli olmadığı İskender Atilla Atasoy'un yönettiği Alacaklılar'da Duygu Özkarabıyık, Ercan Tezelli ve Mehmet Emin Dolmacıoğlu oynuyor.
Zeki ve kinik bir adam olan George Milton ile ismiyle tezat oluşturacak şekilde iri ve çok güçlü ama akli dengesi bozuk olan Lennie Small, büyük buhran döneminde çiftlikten çiftliğe dolaşarak iş arayan göçmen toprak işçileridir. Kendilerine ait bir parça toprak edinip oraya yerleşmeye dair ortak hayallerinin gerçekleşmesine yaklaştıkları anda genç ve güzel bir kadının durumu tehlikeye atmasına odaklanan, John Steinbeck'in ünlü eseri Fareler ve İnsanlar, DIONYSOS TİYATRO yorumuyla Erdem Topuz'un rejisi ve ışık tasarımıyla sahnede! Dekor tasarımı Nazmi Karabacak, kostüm tasarımı Onur Uğurlu imzalı oyunda Erdem Topuz, Işık Tolgay, Cüneyt Vural, Ercan Ertan, Çağatay Varol, Hande Aras/Arzu Suriçi Kireççi, Tuncay Tarhan, Mehmet Tokat ve Ensar Kaplan oynuyor.
"Arkamı bir döndüm yıllar geçmiş. Yollar, duraklar, insanlar…
Yasımın kefaretini fazlasıyla öderken geleceğin güzel günleri yanımdan geçip gitmiş.
Önce adımı kısalttım.
Ben Fü, sahi deliliğin ve aklın ince çizgisinde gönlümü hangisine bıraktım?"
TİYATRO TERMİNAL, Murat Mahmutyazıcıoğlu imzalı oyunun yeni versiyonuyla seyirci karşısında! Hakan Taner Yıldırım'ın yönettiği, dramaturjisini Selda Uzunkaya ile Gizem Elif Asil'in üstlendiği, kostüm ve dekor tasarımını Mehmet Ali Zeren'in müziklerini Gökay Kaçanoğlu'nun yaptığı Fü'de bu kez Jülide Derya, Jülide Kara, Seda Yağcılar, Orkun Kocabıyıkoğlu ve Cihangir Kaçar oynuyor.
"Evet, insan neye elini atsa kendi hayatından bir yansımayla karşılaşıyor. Çünkü insan bir aynadan başka bir şey değil. Kendisi kadar yansıtabiliyor dünyayı ama sonuçta 'yalnız mısınız? Dert etmeyin!"
...Murat Gülsoy'un aynı adlı romanından, Ceren Boz ve Nagihan Gürkan tarafından sahneye uyarlanan Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet, kendini bilmek ve bulmak arasındaki bir kayboluş hikayesi. Mirat'ın kendi ağzından dinlediğimiz bu hikaye Esra, Tuncay, Mirat ve diğerleri arasında... Hareket tasarımı Salih Usta, dekor ve ışık tasarımı Cem Yılmazer, kostüm tasarımı Eylül Gürcan imzalı DASDAS yapımı oyunda Ceren Boz, Ozan Erdönmez ve Sabahattin Yakut oynuyor.
Saat tamir edilir de zaman tamir edilebilir mi? Bir saat tamircisi. Kim bilir kimlerin saatini tamir etmiştir. Kim bilir kimlerin zamanını sular seller gibi akmasına ya da durmasına sebep olmuştur. Onun tamir ettiği zamanı kim bilir kimler, nasıl kullanmıştır? Ya kendi zamanı? Onu da tamir edebilir mi? Ya seyirci kaldığı olaylar, yansımaları? Geçmişten geleceğe zamanda dolaşmaya hazır mısınız?
TİYATRO ŞEN AY yapımı Seyirci, yaşamayı kendi seçemeyen, küçük bir dükkanda, daha doğrusu küçük bir mezarda, mutsuz küçük hayatını sadece seyrederek geçiren bir saat tamircisinin trajik hayat hikayesini anlatıyor. Seyirci şaşırtıcı, heyecanlı, trajikomik ve zaman zaman ürpertici hikayesi ile sizlere; izlemeyin, karşı çıkın, istediğinize sahip olmak için haykırın, mücadele edin diyor. Kaan Erkam'ın yazdığı, Özdemir Çiftçioğlu'nun yönettiği, Cengiz Orhonlu'nun ışık tasarımını, İsmail Hakkı Şahin'in dekor realizasyonunu, Berkcan Okar'ın afiş tasarımını yaptığı oyunda Onur Şenay tek kişilik performans sergiliyor.
Ferhan Şensoy'un yazıp yönettiği ve Fuat Güner ile birlikte müziklerini yaptığı, fotoğrafları Mehmet Turgut, afiş tasarımı Berkcan Okar imzalı ORTAOYUNCULAR yapımı Şahları da Vururlar'ın 40.yılındaki 2020 yorumunda Ferhan Şensoy, Levent Ünsal, Erkan Üçüncü, Serap Günaydın, Özkan Aksu, Pınar Alsan, Elif Durdu, Orkun Akyıldız, Nejat Yavaşoğulları, Gökhan Şeşen ve Burhan Şeşen oynuyor. Rasim Öztekin ile Tarık Papuççuoğlu'nun 40 yıl önceki ilk kadroda olmalarına rağmen bu yorumda yer almamaları eleştiriliyor.