Bu Sezon Neler İzleyeceğiz? (3)

Bu Sezon Neler İzleyeceğiz? (3)
Yeni oyunlar, yapımlar, irili-ufaklı prodüksiyonlar bitmek bilmiyordu! İlk yarısını tamamladığımız 2019-2020 Tiyatro Sezonu, üretimi devam eden ekiplerin katkılarıyla yeni oyunları izleyicilerin beğenisine sunmaya devam ediyor. Daha önce ikiye böldüğüm 'yeni tiyatro sezonu' yazısının üçüncüsünü yazmak şart oldu derken hepsinin bu yazıya da sığmadığını hayretle fark ettim. Eh, haliyle dördüncü yazı da yolda:)) Hepsini keyifle okumanız dileğiyle...
"Burası benim evim değil mi?"
Fransız roman ve oyun yazarı Florian Zeller'in Anne (2010), Baba (2012) ve Evlat (2018) üçlemesini karışık izliyoruz bu sezon! PÜRTELAŞ TİYATRO, üçlemenin ikinci oyunu Le Père/Baba ile sezonun sürprizlerinden birini yapıyor. Çevirisini Serdar Biliş'in yaptığı, Tamer Can Erkan'ın yönettiği Baba, demans hastası yaşlı bir adam ve kızının karşı karşıya kaldığı mücadeleyi anlatıyor. Doğru ve yanlışın, gerçekte olan veya olmayanın, anıların ve travmaların karıştığı kaygan bir zeminde gerçekliğin doğasına dair sorular ile seyircileri baş başa bırakan, 9 Mart 2020'de Zorlu PSM'de  prömiyer yapacak olan Baba'da Şerif ErolÖzlem Zeynep DinselDevrim Özder AkınOnur Gürçay ve Yasemin Tas oynuyor.
HAFİFTEN TİYATRO, Hideki Noda ile Colin Teevan'nın yazdıkları, çevirisini yapıp uyarlayan Mehmet Cem Sürgit'in Can YılmazArda Meriçliler ve Uğur Cabiroğlu ile birlikte oynadığı Arı ile seyircilere 'merhaba' diyor. Erol Ozan Ayhan'ın yönettiği, müzik/ses/efekt tasarımı Ömer Sarıgedik, dekor tasarımı Sezin Ergene imzalı oyun, hapishaneden kaçan bir katilin, karısını ve çocuğunu evinde rehin tutmasıyla yolunda giden, sorunsuz hayatı beklenmedik bir şekilde altüst olan İbo'yu alışılmadık bir tarzda anlatıyor. Arı, ezilenin ezen, zayıfın güçlü, kurbanın saldırgan tarafa geçtiğinde neler yapabileceğini sorguluyor.
ASMALI SAHNE, sezona yepyeni yapımı Uykusuz ile devam ediyor. Melissa Yıldırımer'in oyunu yazan Özgür Özgülgün ile birlikte oynadığı oyunu, dekor tasarımını da üstlenen Muharrem Uğurlu yönetiyor. Dramaturjisi Yelda Özdeş imzalı oyunun ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter'e ait. Sıradan bir hayat, düzenli bir evlilik, günlerce, haftalarca süren bir uykusuzluk hâli… Kabul ettiğimiz değerler açısından bakıldığında bir kaybedenin hikâyesi olan Uykusuz 5 Şubat 2020'de prömiyerini gerçekleştirdi.
"Sürekli, "Hayatım Roman"deriz. Kovulamayacağımız tek cennet olan anılarımızı her anlatışımızda farklı bir şekilde paylaşırız. Her seferinde öykülerimizin kırılma noktalarının altına çizeriz. En zor okuma, insanın kendini okumasıdır. Herkes en azından bir gün kendini okumak istediğinde nereden okuyacak?"
ALİ POYRAZOĞLU TİYATROSU, aşk hikayelerinden yola çıkarak yaşamı okumanın yollarında dolaşan tek kişilik yeni güldürüsü Hayatım Roman ile sezona devam ediyor.
AYSA PRODÜKSİYON TİYATROSU, anılarıyla sansasyon yaratan bir kadının, 1950'lerdeki McCarthy çetesinin o dönemde yaratığı baskıyla kısıtlanmış sanat ve politikayla savaşının, iç dünyasına yansımasını anlatıyor. Yaşadığı dönemde gösterdiği güçlü duruşuyla kendine hayran bırakan Lillian Hellman'ın savaşını başka bir açıdan gözlemlediğimiz Güneyli Bayan'da kendini aydın çevreden sayanların, konforları söz konusu olduğunda nasıl da düzenin aydınına dönüştüklerini ve bir kadının gerçeğinden vazgeçmeden bu toplumla çekişmesini anlatılıyor. Düzene ayak uydurmayı seçmeyip özgür ifade cesareti gösteren Hellman, yaşadığı dönemde rejimin yarattığı baskının tüm arka odalarını bize sunuyor. Bilgesu Erenus'un yazdığı oyunun yönetmeni aynı zamanda oyunda Dolunay Soysert ile sahneyi paylaşan Rutkay AzizTaner Barlas/dramaturg/dış ses, Andaç Sayın/yönetmen yardımcısı/dış ses, Sadık Kızılağaç/kostüm tasarım, Dilek Seferoğlu/afiş tasarım ve Levend Yılmaz/dış ses ile oyuna emeği geçen isimler...
"Adaletin olmadığı bir ülke düşünün. İnsanların başkalarının alanlarına kolaylıkla girebildiklerini ve sonunda da hiçbir yaptırım uygulanmadığını. Terazide denge olmadığını hayal edin. O zaman ne olur ? Peki, insanlar kendi adaletini kendileri sağlamak isterse? No. 21’e hoş geldiniz..."
SİYAH SALON'un, adalet sisteminin çöktüğü bir dünya düzeninde bireylerin kendi yöntemleri ile adalet arayışını anlattığı ve böyle bir dünya düzenini sosyal medya üzerinden yayın yapan iki arkadaş üzerinden sorguladığı No.21'ini Ozan Devrim İlk ve Ferit Çelik ile birlikte oynayan Anıl Korkmaz yazmış. Oyunun yönetmeni Hasan Hakan Yılmaz, yardımcı yönetmeni ise Erdem Kale.
1001 SANATEric Assous'un yazdığı, çevirisini Gencay Gürün'ün yaptığı, Özgür Yetkinoğlu'nun yönettiği Dönme Dolap'ı sahneliyor. Sanat yönetmenliğini Kerem Yılmaz'ın, ışık tasarımını Akın Yılmaz'ın üstlendiği ve çapkınlık olgusunun sorgulandığı oyunda Sinan Albayrak ile Sedef Şahin oynuyor. 
Ephraim Kishon'un meşhur oyunu How Now, Juliet yine yeniden, bir kez daha sahnede! Hale Kuntay'ın çevirisini yaptığı, Engin Alkan'ın yönetip Deniz ÇakırFatih Al ve Mert Şişmanlar ile sahneyi paylaştığı Tarla Kuşuydu Juliet'in yönetmen yardımcıları Gizem Ertürk ile Nihan EkitözRomeo ve Juliet'in hazin ve trajik hikayelerini mizahi bir yaklaşımla ele alan EZOP SAHNE yapımı, "bulutların üzerinde insanı gezdiren aşk nasıl olur da böyle bir hâle gelir?" sorusuna yanıtlar arayan oyunun dekor tasarımı Cihan Aşar, kostüm tasarımı Nihal Kaplangı, müzikleri Murat Bavli imzalı...
KÜLTÜRAL PERFORMING ARTSYakup Almelek'in yazdığı, 6 Şubat'ta K! Kültüral'da prömiyer yapan Oda Komşum Richard Wagner ile sezonu güzelleştiriyor. Kültüral'ın 3. prodüksiyonu olan, kapitalist düzenin çarpık temellerine ve sistemin distopik evrenine dikkat çeken Oda Komşum Richard Wagner; din, ekonomi, hukuk ve ahlaki değerler gibi enstrümanları acımasız bir şekilde kullanan sisteme esaslı sorular yöneltiyor. Murat İpek'in uyarlayıp yönettiği, ışık tasarımını üstlendiği; Sercan Gülbahar ve İbrahim Cem Tek ile birlikte oynadığı oyunun  sahne tasarımı, süpervizör ve yapımcı Yağmur Yağmur'a ait. Hareket tasarımı Orçun Okurgan, kostüm tasarımı Gaye Kızılışık, ses ve efekt tasarımı Metin Küçükyılmazmüzikleri Çağrı Beklen imzalı oyunun yönetmen yardımcısı Zeliha Gürsoy.

Yıl 2045... Modern zamanların en büyük teknolojik gelişmesi yaşanalı 6 ay oldu ve insanoğlu ölümü öldürmeyi başardı! Bir insanın beynindeki tüm bilgiler, insansı bir robot bedene başarıyla aktarıldı. Artık robotu, dünyanın geri kalanıyla tanıştırma vakti geldi! Bir bilim insanı, bir gazeteci ve bir robot, dünya tarihinin en unutulmaz röportajına imza atmak için bir aradalar ancak farkında olmadıkları bir şey var! Her birinin geçmişi, bu röportajın önündeki en büyük engel. Röportaj sürdükçe en karanlık sırlar gün yüzüne çıkacak! Aykut Göker’in yazdığı, yönettiği, dekor, ses ve efekt tasarımını üstlendiği Ölümün Uykudaki Duruşu, tiyatro ve televizyon dünyasında tanınan Sezer Arıçay, Ecem Karavus ve Atakan Özkaya'yı bir araya getiriyor. Prömiyeri 6 Şubat'ta Kültüral'da gerçekleşen KARART KÜLTÜR SANAT'ın yeni oyunu Ölümün Uykudaki Duruşu'nun ışık tasarımı Haluk Deniz Aydın imzalı.
"Kim özgür iradesiyle kendinden daha güçsüz diye birini öldürebilir? Kim bir çocuğa zarar verebilir Buda? Kim hiç tanımadığı insanlar uğruna, hiç hissedemediği saçma sapan fikirler uğruna, canını, malını feda edebilir? Körkütük bir şeye inanacak kadar irade dışı olabilir? Sence Adolf kendi iradesiyle, sırf bira içmiyor diye Miço'yu öldürebilir mi? Hayır Buda… Kendine insanım diyen hiçbir yaratık bunu yapamaz. Eğer bir güç tarafından kontrol edilmiyorsa…"
Henüz çocuk yaşta, annesinin babası tarafından öldürülmesine şahit olan Alperen, zamanla akıl sağlığını yitirerek, insanların maruz kaldığı kötülüklere sebep arar. Babasının hapisten çıkacağını öğrenmesiyle, şizofreni atakları artar ve hayali arkadaşlarıyla kötülüğün kaynağını yok etmeye hazırlanır... Ali Uysal'ın yazıp tek kişilik performans sergilediği, Elif Uysal'ın ışık tasarımını yapıp yönettiği Hitler'in BıyığıKOT1 yapımı olarak 6 aralık 2019'da tiyatro dünyasına 'merhaba' dedi.
Orhan Veli, şiirleri ile umudu yükleyen, yaşama sevincini hissettiren, İstanbul'a sevdalı, ideallerinin, tutkularının peşinde koşan, 36 yıllık hayatına muazzam eserler sığdıran, bu topraklardan geçtiği için şükran duyduğumuz bir şair... Murathan Mungan'ın yazdığı, Murat Sarı'nın yönettiği oyunda Reha Özcan tek kişilik performans sergiliyor.
432 numara, kötülüğün sıradanlaştığı bir dünyada, yaşama sevincini küçücük bir çiçekte bulur. Yüksek gri duvarlar arasında karşılaştıkları ilk andan itibaren dünyanın en güzel ve en önemli şeyine dönüşen karahindibasının özlemiyle yanıp tutuşan 432 numara'nın önüne zorlu engeller çıkacaktır, ama çiçeğine kavuşmak isteyen bir insanı kim durdurabilir ki? Wolfgang Borchert'in özyaşam öyküsü ve kısacık yaşamına sığdırdığı ölümsüz eserlerinden yola çıkan ve 19 Mayıs 2019'dan beri devam eden CIVIL PRODUCTION yapımı Karahindiba, karanlıklar içerisinde umut ışığını arayanlarla buluşmayı bekliyor. İlyas Özçakır'ın tek kişilik performans sergilediği oyunun çevirisi Kamuran Şipal, müzikleri Memet Güreli, ses ve efekt tasarımı Yusuf Tan Demirel imzalı. Oyunu uyarlayıp sahne tasarımını yardımcı yönetmen Sandra Peso ile birlikte yapan ve yöneten ise Erhan Çene.
Kasiyer Jasmin'in zorlu hayatı ve koşulları bir mucize hayaliyle yaşamasına neden olur. Mucize gerçekleşir, ama pek o kadar da mucizeye benzemiyordur. Mucize bekleyenlerin, mucize pazarlayanların, başkasının mucizesine bel bağlayanların, her insanın kendi mucizesini yaratması gerektiğine inananların oyunu bu! Yazar Peter Lund, bizi aciz bırakan, önce yalnızlaştırıp, sonra sağır edici uğultusuyla akılsız bir kalabalığın içine atan "mucize"ye bakıyor. Umuda benzeyen ama hep umutsuzlukla biten mucize beklentisinden nasıl kurtulacağımıza. Ne zaman, ne olduğunda "Ben yokum!" dememiz gerektiğine. Bu kritik karar anını kaçırmamak gerekiyor... Çarpıcı konusuyla 22 Ocak'ta prömiyer yapan DASDAS yapımı Ben Varım müzikalinin çevirisi Gonca Yakut, rejisi Ümit Aydoğdu, dramaturjisi Beliz Güçbilmez, müzikleri Wolfgang Böhmer ve Oktay Köseoğlu, koreografisi Tuğçe Tuna, kostüm tasarımı Eylül Gürcan, dekor ve ışık tasarımı Cem Yılmazer imzalı. Alper BaytekinDidem BalçınEcmel İsErdem AkakçeErdem AkakçeHülya GülşenIraz YöntemÖzkan AyalpTuğrul Tülek ve Yeliz Kuvancı'dan oluşan ekibe kalabalık bir de koro eşlik ediyor: Ali Alkın Aydın, Arca Öz, Barkın Sarp, Cansu Akbıyık, Cansu Boz, Cansu Reyhan, Doğan Şükrü Arabacı, Name Önal, Selen Şeşen ve Ümit Baran.
Yıllardır görüşmediği okul arkadaşı Aysel'e sürpriz yaparak evine ziyarete gelen Nurcan, kocasının kendisini aldattığını anlatır ve intikam almak için yardım ister. Nurcan'ın durumuna üzülüp ona yardım edeceğini söyleyen Aysel durumdan etkilenip kendi evliliğini sorgulamaya başlar. Evliliklerini sorgulayan iki arkadaş geçmişlerine bir yolculuk yaparlar ve hayatlarında olmak istedikleri gibi değil de, aile ve çevre baskısıyla, başkalarının onları görmek istedikleri bireylere dönüştüklerini anlarlar. Mine Artu'nun yazdığı, yapımcılığı üstlenen Serkan Budak'ın yönettiği Etekler ve Pantolonlar'ın dekor tasarımı Nazmi Karabacak, ışık tasarımı Emre Kahraman, fotoğrafları Emre Mollaoğlu imzalı. TİYATRO YEDİTEPE yapımı oyunda Nurseli İdizNergis Kumbasar ve Kimya Gökçe Aytaç oynuyor.
Garsonların Birliği, dünyayı bir restorana sığdırarak hepimizin başına gelen, seyirci kaldığımız olayları iki meraklı garson üzerinden ele alırken aynı zamanda her an her yerde dayatılan iş, mesai ve çalışmak gibi kavramların sınırlarında geziniyor. Laçin Ceylan ve Nihat İleri'nin sanat yönetmenliğini yaptığı 13.yaşını kutlamak üzere olan BİTİYATRO, Garsonların Birliği ile dünyanın farklı bir prototipi olan, türlü talihsizlikler ve cazla dolu bir restoranı sahneye taşıyor. Yaşanan kazaların sürekli tesadüfe bağlandığı bu restoranda garsonlar, bu tesadüfleri ve nedenlerini merak edip kendiliğinden gelişen bir serüvenin rüzgarına kapılıyor. Barış Yücedağ'ın yazıp yönettiği,  dekor tasarımı Emre Güngör, ışık, ses ve efekt tasarımı Özkan Barış Özdemir imzalı oyunun müzisyenleri Arda ÖzkanO. Güney Kumaş ve Yasin Soyöz.
"Hayır, özgürlük değildi benim istediğim, yalnızca bir çıkış yoluydu; sağa mı olur, sola mı, nereye olursa; başka bir istek üzerinde durmuyordum ama çıkış yolu bir aldanıştan başka bir şey değilmiş, kabulümdü."
Uygar toplumlarımızda yarattığımız kafeslere kapattığımız "ötekiler" bize benzemeye başlar, özgür olma isteğini unuturlar; çünkü biz öyle isteriz! Franz Kafka'nın ölümsüz eseri Akademi'ye Rapor bu kez ALTSANAT yapımı ve Ergin Düzgün uyarlaması, rejisi ve performansıyla; sadece bir hoop üzerinde sahneleniyor! Müzikleri İbrahim Çığşar, koreografisi Zeynep Kuyumcu, ışık tasarımı Emre Akarsu, kostüm ve afiş tasarımı Onur Özcan imzalı oyun 7 Kasım 2019'dan beri sahnelerde...
Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir.
Yoksa cinayetler alır yürür. İnsan, insan yüzüne bakamaz olur.
Şiir; büyük laflar, sözde büyük düşünceler, sahte vatan perverane lakırdılar, boş ahlak kaideleri değildir. Şiir insanı insana yaklaştıran şeydir.
Harpler şairsizlikten çıkar. Cinayetler şiirin okunmadığı yerlerde işlenir.
Kuvvetli insan, şiir sevmediği için zayıf insanı döver.
Bir delikanlı Orhan'ın şiirlerini okumuşsa içi titremeden, gözü yaşarmadan insana, ağaca, kuşa, taşa, toprağa, Ankara'ya, İstanbul'a bakamaz; kaldırımına tüküremez, ağacını kesemez; sokakta kendi halinde, sakalı ağarmış, paltosu yırtık, üfürsen uçacak bir adamın (Süleyman Efendi budur diye) eline sarılmadan edemez olur.
Orhan'ın şiirini okuyan kız, erkek, kimseyi öldüremez, kimseye sövemez.
Türkçe Orhan'ın elinde bugüne kadar bilmediğimiz hale gelmişti. Biz Türkçemize neler, ne ukalalıklar, ne yabancılıklar takmış, ne paçavralar giydirmiştik. O, Türkçeyi soyuvermiş, yakışır urbalar giydirmişti. Bir çoklarımız "aman şu Türkçe ne güzel şeymiş" dedik amma yine de mektep kitaplarına bu Türkçeyi yakıştıramadık."
Bilmem ki nasıl anlatsam,
Nasıl, nasıl size derdimi,
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına,
Gönül yarası desem,
Değil,
Ekmek parası desem,
Değil.
KULİS SANAT TİYATROSU, Emre Yurttakalın'ın sesinden aktarıyor şiirleri, sözleri...
"Çölün tek gözü vardır, o da Allah’ındır. Tek Allah’ın nazarı üstündeymiş gibi oynayacaksın…"
Hiç kimsenin, annesinin bile dönüp bakmadığı kayıp bir kız çocuğunun; Meryem'in hikayesini anlatıyor Dansöz. Dünyanın ağırlığını gövdelerinde taşıyan çocuklardan Meryem'in günün birinde, duyduğu bir müzikle, bütün hikayesinin aniden değişimine tanık oluruz... Kökleri kadim ritüellere kadar uzanan oryantali ve dans ettikçe daha da büyüyen gövdesindeki hafifliği keşfeden, bakışları ilk kez üstüne çeken Meryem, bakışın da kendi ağırlığıyla geldiğini; hatta bazen görülmenin en ağır yük olduğunu, bakanın neredeyse her zaman gördüğünden fazlasını talep ettiğini fark ediyor… Buradan sonrası ise kıyamet! Dramaturjiyi Ozan Akgün'ün üstlendiği oyunda Sezen Keser tek kişilik muhteşem performansıyla alkışı hak ediyor. Şâmil Yılmaz'ın yazıp yönettiği Dansöz'ün kostüm tasarımı Hilal Polat, koreografisi Elif Aydın, ışık tasarımı Berk Kaya imzalı.
Her şeyin bir anlamı olduğuna ve derin bir şekilde ele alınması gerektiğine inanan Sammy ile her şeyin basitlikle ve derindeki yerine, önce yüzeydekiyle ele alınması gerektiğine inanan Jack'in, bir tahteravallide oturur gibi birbirlerine karşı denge kurmaya çalışmalarının ve hayattaki yerlerinin ilginç hikâyesinin soruları olan Turşu, KADIKÖY BOA SAHNE yapımı olarak sahneleniyor. Oyunu yazıp yöneten Aytekin Atabey'in Özge Erdem'le birlikte oynadığı oyunun koreografisi Gizem Erdem'e, sahne tasarımı Selin Ölçen'e, dekor realizasyonu Serkan Kavurt'a, ışık tasarımı Polat Niloğlu'na, maske ve kukla tasarımı ise Bengü Şener ile Cansu Akdeniz'e ait.
Gamze Arslan'ın Ben Evlat Kız Evlat ve Melike Uzun'un İmzayı Anla(t)mak isimli öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan Yüzyirmi Metrekare, günümüz dünyasında iki kadının toplumsal olanla karşılaşması ve mücadelesini anlatıyor. Bu oyun, sevgisiz büyüyen ve kocaman evinde yalnız yaşayan sancılı bir kız çocuğu ile çocukları, kocası, kayınvalidesi, toplum baskısı kıskacında sıkışmış, erk yapının yok ettiği bir diğer kadının aynı oyun alanında ama birbirinden ayrı mekanlarda kendi hikayelerini anlatma çabası (ve o çabanın gerçekleşmediğini görmek pek üzücü)! Karakterlerin öykülerinin ilişkisi olmamasına rağmen oyun kişilerinin bir diğer öykü anlatılırken onun yardımcısı, destekleyicisi olması manasız! Tek mekan, tek zaman, iki kova ve iki sandalye üzerine kurulu olarak 'sadece' 35 dakikada sahnelenen; Nazlı İnan'ın yönettiği oyunun hareket tasarımı Ezgi Coşkun, ışık tasarımı Ozan Altuntaş imzalı. KAT yapımı Yüzyirmi Metrekare'de hem birbirine kökten bağlı, hem de hiç birbirine dokunmayan iki insanın hikayesini Dilan Parlak ve Nazlı İnan aktarıyor.
ATÖLYE PASAPORT tarafından 24 Kasım 2019'dan beri sahnelenen Sanmıştım ki'nin yazarı, yönetmeni ve koreografı Arda Alpkıray, kadın hikayelerinden yola çıkıp, Anadolu kadınlarının sessiz dili olarak bilinen dokuma sanatını, dans ve tiyatro ile birleştirerek özgün bir çalışma elde etmiş. Ülkemizde ve dünyada yaşanan kadın sorunlarını farklı bir bakış açısı ile üç sanat dalını bir araya getirerek yeni bir izlek oluşturan oyunda Ayça BildikKürşat DemirSonya Dicle Çetin ve Yeşim Egemen Özaydın oynuyor. Kostüm tasarımı Fırat Neziroğlu, ışık tasarımı Abdurrahman Sakman imzalı oyun, her gün karşılaşıp görmezden geldiğimiz hikayelerin son bulmasını dilerken sezon sonunda dünyaca ünlü dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu ile şiddet mağduru kadınlar yararına bir sergi gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Önemli siyasal ve toplumsal olayların yaşandığı 1990’lı yıllar... Bir yandan kapitalizm günlük yaşantımızdaki etkisini arttırarak hissettirmekte, kendi kadın ve erkeğini yaratmakta; diğer yandan da arkası kesilmeyen terör olayları, faili meçhul cinayetler ve katliamlarla toplum durmaksızın gerilmektedir. Gerilimin zirveye ulaştığı 17 Ağustos 1999 depremiyle çok şiddetli sarsılan Marmara Bölgesi, yarattığı maddi kayıplar ve acılarla günümüz toplumu ve siyasetine yön vermiştir. Yalova'nın köylerinden birinde yaşamını sürdürmek ve çocuklarını okutabilmek için çabalarken hikayesiyle Cumhuriyet Gazetesi'ne konu olan Muteber'i anlatan; Sibel Yaptı'nın yönettiği, dekor ve kostüm tasarımını Gülşah Uysalol'un, ışık tasarımını Hüseyin Bakadur'un üstlendiği oyun, DEVR-İ ALEM OYUNCULARI yapımı. Hülya Ergün'ün hikayesinden yola çıkan Tanya Aksu Gökdeniz'in yazıp Oya BacakGüneş AkmanEfsun AkkurtJennifer BoynerHelin AkSibel Yaptı ve Gonca Ateş ile birlikte oynadığı oyun 10 Ekim 2019'dan beri devam ediyor.
İspanyol şair ve oyun yazarı, aynı zamanda ressam, piyanist ve besteci Federico Garcia Lorca'nın en bilinen ve en çok sahnelenen eseri Bernarda Alba'nın Evi,  PROJE NO.2 yorumuyla Bernarda adıyla sahneleniyor. Pelin Temur'un uyarladığı, Can Ali Çalışandemir'in yönettiği, R. Onur Duru'nun yardımcı yönetmenliği üstlendiği Bernarda'da koreografiyi yapan Özge Arslan tek kişilik OLAĞANÜSTÜ bir performans sergiliyor. Sezonun en iyi işlerinden biri olan Bernarda'yı kaçırmayın!
"Hayatta tek mantıklı şey stand-up yapmakmış gibi geliyor." mottosuyla Onur Ünlü stand-up gösterimlerine devam ediyor.
"Sanal olmasının gerçek olmadığı anlamına gelmeyen bir dünyada, her şeyi yapabileceğiniz, hissedip deneyimleyebileceğiniz bir hayatta, gerçeklik duygusunun sınırlarıyla oynamaya var mısınız? Peki neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bile unutursanız; kim olduğunuzu kim bilebilir?..."
Jennifer Haley'in yazdığı, Elvin Beşikcioğlu'nun yönettiği, Erdal Beşikçioğlu'nun genel sanat yönetmenliğini yaptığı TATBİKAT SAHNESİ yapımı Cehennem; gerçek dünyadaki yaşamın izlerini sanal dünyada sürerken, bizleri doğru ve yanlışla, kimliklerimiz ve hislerimizle, sanal ve gerçekle ikilemlerde dolaştırarak, yaklaşan yeni dünya düzeninin gerçekliğiyle baş başa bırakıyor. Çevirisini Gülay Gür'ün yaptığı, koregrafisi Aslı Güneş Sümer, ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter, afiş tasarımı Hande Şiri imzalı oyunda yönetmen yardımcısı Selin TekmanÜnsal CoşarTalha SezerKorhan KarabalBeyza Nur Metin ve Taylan Yılmaz oynuyor.
Yaşamın kırılma noktalarında akışın hattını belirleyen; bazen bir eşikten geçip gitmek, bazen de eşik arkasında kalmak olan, 'hayat' dediğimiz anlık seçimler... TİYATRO ŞEHRİN AZİZLERİ, 12 Aralık 2019'dan beri devam eden Sıfır'da bir kadının, tesadüfen seçtiği ev ilanının, kalan kısmını etkilediği hayatıyla yüzleşmesini anlatıyor. Hayatımızın akışını değiştiren ihtimallere ve seçimlerimize odaklanan; Levent Aras'ın ışık tasarımını yapıp yönettiği Sıfır'da oyunu yazan ikili Nazlı Uğurtaş ile Mustafa Canıvar oynuyor.
"- Niye bu kadar ısrar ediyor? Burası bir işyeri! Ne yapacağım ayağa kalkıp?
- Bakıyor hala bu adam.
- Bakar tabii. Lafa tuttunuz konudan uzaklaştık.
- 20 saniye olmak üzere."
45 saniye susmak için uzun, karar vermek için kısa bir süre. 'Bir ayağa kalksana' lafı ile karşılaşan bir kadının, 45 saniyede aklından neler geçer? İç seslerini susturup, nasıl bir karar verir? Yönetmen Aybike Turan'ın yazıp Duygu Serin ve Melda Narin ile sahneyi paylaştığı, hareket tasarımını Utku Demirkaya'nın gerçekleştirdiği  Bİ' TIK TİYATRO45 Saniye ile 13 Şubat 2020'den itibaren sahnelerde...
Dalton Trumbo'nun 1939 tarihli Johnny Got His Gun adlı romanından Sir Yes Sir ismiyle uyarlanan oyun; katıldığı savaşta kollarını, bacaklarını ve yüzünü kaybeden; hareket edemeyen, konuşamayan, göremeyen ve duyamayan genç bir adamı, Joe Bonham'ı anlatıyor. Tek sağlam yeri beyni olan gencin hastane odasında anılarına, düşüncelerine ve rüyalarına tanıklık ettiğimiz oyunu uyarlayan, yöneten, sahne ve ışık tasarımını üstlenen Serkan Abeş'e sahnede ışık masası oyuncuları Burcu Afşin ile aynı zamanda yönetmen yardımcısı da olan Ali Varol eşlik ediyor. PROJE1'in oyunu 18 Ocak'tan beri sahneleniyor.
Bernarda Alba'nın Evi'ne dışarıdan değil, içerden bir yerden bakma isteğinden doğanLorca’nın bir komşusundan, daha genel bir perspektifte içinde bulunduğu dönemin politik koşullarından esinlenerek yazdığı ve bugün bu evin neresinde durduğumuzu sorgulama imkanı sunduğu Evin KokusuAPARTMAN SAHNE'nin aklına düşen soruları ve içlerinden geçen cevapları paylaşma fırsatını yaratmış. 2 Kasım'dan beri sahnelerde olan Evin Kokusu'nu Nagihan Gürkan yazıp yönetmiş. Sıla Erkan'ın tek kişilik performans sergilediği oyunun dramaturjisi Ayşegül Tekin'e ait.
"Biliyorum, bütün bunları neden size anlattığımı merak ediyorsunuz? Aslında bende sevmiyorum anlatmayı! Ne zaman bir şey anlatmaya çalışsam yapamıyorum. Ben insanlarla anlaşamıyorum… Ya onlarda bir problem var ya da bende... Bu durumu daha çözebilmiş değilim. Ben çirkinmişim! Ama böyle olmayı ben istemedim… Hiçbir şeye ben karar vermedim… Neysem o oldum hep… Şöyle bir anlaşma yapalım. Ben bugün size burada kendimi göstereyim, siz de söz verin diğerleri gibi benimle dalga geçmeyin, kendi aranızda konuşmayın ve gülmeyin… Anlaştık mı?"
5 Aralık 2019'dan beri sahnelenen, Mehmet Küçük'ün yazdığı ve tek kişilik performans sergilediği VE SAHNE yapımı Benim Hikayem Bu'nun rejisi, dramaturjisi ve sahne tasarımı Gökhan Doğrusoy'a, müzikleri Çağıl Nuhut'a ait.
2012'de kurulan DİDASKALİ TİYATRO'nun prömiyerini İstanbul Fringe Festivali'nde yaptığı, insanların meslekleri, hayat görüşleri ve mahremiyetleri arasındaki ilişkiyi inceleyen Ama devam ediyor. İstanbul’un tiyatro, sinema ve sanat sektörlerindeki mesleklerinin etrafında gelişen, profesyonel, sosyal ve özel sebeplerle bir araya gelip konuşan 4 karakter (oyuncu Meltem, kameraman Zafer, galerici İlhan ve heykeltraş Emel) üzerinden anlatılan Ama'yı yazıp yöneten Nadir Sönmez sahnede Esme MadraÖner Erkan ve İlda Özgürel
 ile birlikte oynuyor.
ENTROPİ SAHNE ve COMPANY RAU ortak yapımı olarak, 1722 Latin versiyonundan Ralph Fletcher Seymour'un İngilizce'ye kazandırdığı Abelard & Heloise'in orijinal mektuplarından alıntılarla ve Zeynep Avcı'nın Ronald Duncan'ın Abelard ve Heloise  çevirisinden hareketle Korhan Başaran'ın uyarladığı, yönettiği ve tek kişilik performans sergilediği;  3 Kasım 2019'dan beri sahnelenen X'in ses & görsel efekt tasarımı ile ses & efekt operatörlüğünü Ataman Girişken üstlenmiş. Oyunun kostüm tasarımı Aslı Filinta, ışık tasarımı Mahmut Eker imzalı.
"Altın Elma 'en güzel olana'..."
Sonsuz güzelliğin üç tanrıçası biraz yorulmuş ve yaşlanmış ama hala eski aşk hikayelerindeki mutluluğu aramaktan vazgeçmemişler. Bir akşam üzeri biz, fanilerle bir araya geldiklerinde bile, Afrodit, Athena ve Hera ortak yazgılarının biricik sorusunu sormadan duramıyor: "En güzel olan kim?" Bu üç tanrıçanın günümüzdeki hallerinden yola çıkan beden kuklaları, hikayeler, şarkılar ve bol mücadele dolu bir yarışma ile bize sıra dışı bir yolculuk vadediyor. O elmayı kazananın bile sahip olamayacağı kadar eğlenceli bir dünyayı keşfetmek için yenilikçi bir tiyatro deneyimi olarak tanıtılan; proje tasarımı, rejisi, maske ve kukla tasarımı Hilal Polat'a, yardımcı yönetmenliği ve ışık tasarımı Utku Kara'ya, ikinci yardımcı yönetmenliği Fatma Zehra Durgut'a ait KADIKÖY THEATRON yapımı Altın Elma'daki kukla oynatıcıları Çağıl KayaDidem Kiriş ve Muhammed Ali Dönmez.
"- Buradan bakmak çok güzel.
- Çok yakın ama çok uzak gibi.
- Oralara da gidilebiliyor. Görüyorsan o kadar uzak değildir. İstersek olur.
- Olur mu dersin.
- Olur tabii. Çekmeceden yıldızlara bir vesait."
Günümüz Küçükçekmece'sinin varoşlarında hayallerini keşfetme ve o hayallere ulaşmanın yollarını bulmaya çalışan üç gencin varoşun çıkmaz karanlığına direnme çabası Çekmeceden Yıldızlara... Yağız Şanal'ın yazdığı, Onur Gürçay'ın yönettiği DOKUZONBEŞ yapımı Çekmeceden Yıldızlara'nın hareket tasarımı Gizem Erdem'e, dekor tasarımı Ferhat Kaya'ya, ışık tasarımı Yasin Gültepe'ye, müzikler Alper Baytekin'e, ses ve efekt tasarımı Metin Küçükyılmaz'a ait. 21 Ocak 2020'den itibaren sergilenen oyunda Merve GüranŞakir Güler ve Musa Can Pekcan oynuyor. Etkileyici bir metin, akıcı bir reji, sade ama işlevsel dekor ve üçü de birbirinden inandırıcı ve başarılı oyuncu... Bir izleyici daha ne ister? Kurak geçen sezonda 'gerçeği' yakalayabileceğiniz çarpıcı bir oyun!  Kaçırmak istemezsiniz!
Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek kaleme alınan TİYATRO BORDERLINE yapımı İç İçe, günümüz toplumunda bir kadın olarak var olabilmenin zorluklarını ve iç bunalımını mizahi bir dille anlatıyor. Kendi kimliğiyle çatışmalarını yaşarken bu iletişimsizliğin içinde tek çare olarak kendini farklı göstermeyi ya da diğer bir deyimle talep edildiği şekilde davranmayı seçer ama asıl mesele içindedir... 7 Kasım 2019'da prömiyer yapan oyunu Gülşah Gülebenzer yazmış, Ceyhun Yağmurlar yönetiyor. Müzikleri Fırat Şaka imzalı İç İçe'de Ilgın BingölNergis Taşyürek ve Gökhan Balyemez oynuyor.
TİYATRO TEZGAH yapımı Şehir Büyüyoryeni kapitalist düzenin getirdiği vahşi ve saldırgan bir ortamda günden güne büyüyen Kosova'da geçer. Almanya’dan Kosova’ya zorla göç ettirilen Çingene bir ailenin küçük kızı Madeleine, kapitalist düzenin Kosova’da açtığı çukurlardan birine düşerek ağır yaralanır. Kazaya uğrayan küçük kız, Çingene olduğu için sağlık hizmetinden yararlandırılmaz. Aile, Almanya’ya gidebilmek için başvurduğu Alman Konsolosluğundan da Nazi dönemine özgü faşist bir Alman tavrı ile kapı dışarı edilir. Madeleine yaşam mücadelesi verirken, annesi ile babası da çingenelere reva görülen insanlık dışı uygulamalara uğrarlar. 25 Ocak 2020'de prömiyer yapan, her yerde "öteki" olanların hikayesini; acı, sert bir taşlama arasında gidip gelen kara mizahla anlatan oyunda Anıl ÖzgürAydan AkboğaDeniz ÖzçelikMurat Avni YürekliSaadet Lokumcu ve Yiğit Emrah Gümrah oynuyor. Sadık Seven'in yönettiği, Yeton Neziray'ın en bilinen eserlerinden Yue Madeleine Yue'nun çevirisi Senem Cevher imzalı.
"Adem ile Havva cennetten kovuldular ve sonra yeryüzünde yalın ayak dolaştılar, çıplaktılar. Yıllar, yüzyıllar geçti. Çocukları, çocuklarının çocukları, sonra da onların çocukları. Adem ile Havva'nın isimleri her dilde başkalaştı ama hep aynı anlama geldi, babamız ve annemiz oldular, hepimiz onların çocukları... Sonra cinayete kurban gittiler, yüzleri tanınmaz bir haldeydi..."
TERSANE TİYATRO'nun 17 Aralık'tan bu yana sahnelediği, Polat Niloğlu'nun yazıp yönettiği, proje tasarımı Gökçe Balıkel'e ait Postmortem'de Duygu ÇelebiMert AydınAlican AltunGonca KüçükardalıÖzlem Durmaz ve Gülçin Güvenç oynuyor.
"Binlerce yıldır anlatılan bir başkaldırı hikayesinin tersyüz edilişi; bir kahramanın, 'öteki'nin bakış açısından portresi... İsmi unutulanların, sesi duyulmayanların ve yaşamak için direnenlerin külleri…"
7 Eylül 2019'da başladığı yolculuğuna devam eden TİYATRO KARTELA, tiyatro tarihinin en önemli tragedyalarından biri olan Sophokles'in Antigone'sinde gözden kaçırdıklarımızın verdiği mücadeleyi anlatıyor Küller'de... Prömiyerini Bademli Tiyatro Günleri'nde gerçekleştiren, Burcu Reşit'in yazdığı, yönetmenliğini Özgür Erkekli'nin üstlendiği tek kişilik oyunda Zeynep Erkekli Ismene'yi canlandırıyor. 35 dakikalık Küller, kadınların toplumdaki yeriyle ilgili göndermeler içerirken hayatta kalmanın mı yoksa kahraman olmanın mı önemli olduğunu sorguluyor.
Ferhan Şensoy'un 1988'de yazıp oynadığı, kahkahası ve taşlaması bol İstanbul'u Satıyorum yepyeni bir yorumla 8 Şubat'tan itibaren BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI sahnesinde! Hem zehirli, hem de hicivli diliyle bize İstanbul'un 30 yılda değişen  ve değişmeyen yüzünü  sazla, sözle anlatan Orhan Kemal Aydın'ın yönettiği oyunun dekor tasarımı Ali Yenel, kostüm tasarımı Suzan Tunca, müzikleri Özgür Çalı, koreografi Utku Demirkaya, ışık tasarımı İlker Dursun, dramaturji Irmak Bahçeci imzalı... Cihan İnan Bekar'ın yönetmen yardımcılığını üstlendiği oyunun kalabalık oyuncu kadrosu Aytekin ÖzenOrhan Kemal AydınMustafa Sercan YenerYunus Emre KılınçBurç AraEda ÖzdemirEmre SırımsıErcan KoçakGözde AyarKadir HasmanMurat ŞenolÖzge Çatak ve Sevda Karabulut'tan oluşuyor.
TİYATRO ARK'ın 7 Aralık 2019'da başlayan oyunu Ring, insanların çaresizlik anında yapabileceklerinin sınırlarını yok eden ve bu yok oluşta sosyal statülerini düşünmeksizin saptıkları yolda gelişenlerin tek perdelik bir kara mizah komedisi...Çaresizliği para olgusu üzerinden ele alan; Çağatay Varol'un yazdığı, afiş tasarımını da yapan Ensar Kaplan'ın yönettiği oyunun ışık tasarımı Hakan Akdağ, dekor tasarımı Onur Alagöz imzalı oyunda Fırat BozanOğuz Cabir ArslanServet Oğuzyer ve Sinan Boyun oynuyor.
DULDA TİYATRO'nun 6 Şubat 2020'de Koma Sahnesi'nde prömiyer yapan oyunu Bunu Kimseye Söylemeyin münasebetsiz bir telefonla başlayan ve hayatları birbirlerine dolanan dört kadının hikayesi. Belki hepimizin hayatı pamuk ipliğine bağlı ama siz yine de bunu kimseye söylemeyin! Fulden Aytaç'ın yazdığı, ışık ve sahne tasarımını yapan Ömer Faruk Çiçek'in yönettiği oyunda Melis ÖzNihan AypolatÖzge Onur ve Tara Haçikoğlu oynuyor.
Hiçbir şeyini kaybetmediği zamanlarda kalmayı her şeyden çok isteyen Umut'un 4 yaşındaki benliği 30 yaşındaki bedenine sıkışıp kalmıştır! Yaşadığı hayatın insan kalabalığı içinde kendine kurduğu yalnızlar ülkesi Umut'un mutlu olabildiği tek yer ve yaşamayı bildiği tek hayattır. Ve tüm bunları elinden alacağını bilmeden hayatına pervasızca dahil olan Serap'ı kahve içmeye davet etmesi şimdiye kadar verdiği ve vereceği kararların en kötüsüdür… ÜNSÜZLER TİYATROSU'nun 26 Ekim 2019'da başlayan Serap'ı yazıp yöneten Uğur Kılıç sahneyi Ece Erol ile paylaşıyor.
Neyin önemli neyin önemsiz olduğuna; kimin başarılı kimin başarısız olduğuna; hangi mesleğin değerli hangisinin değersiz olduğuna kim karar veriyor? Doğru bilinen yanlış, yanlış bilinen doğru olabilir mi? Bodrum katında üç bulaşıkçının olduğu bulaşıkhanede ezberimizi bozacak cevapları var bu soruların...
Yola 15 Kasım 2019'da çıkan SEKSENDOKUZ yapımı Bulaşıkçılar, ödüllü yazar Morris Panych'in kara komedi türündeki son oyunu. Çevirisini Ceren Aksakal'ın yaptığı oyunu dekor tasarımını da yapan Berna Adıgüzel yönetiyor. Dramaturjisi Filiz Adıgüzel, kostüm tasarımı Onur Uğurlu, ışık tasarımı ise Kemal Yiğitcan imzalı oyunda Candaş ÇetinkayaAhmed Sakaİsmet Üstekin ve Arda Bozada oynuyor.
Proje tasarımı ve koreografisi Yeşim Coşkun'a ait KADIKÖY EMEK SAHNESİ yapımı La Loba'da Ayça AkçaYasemin AltuntaşSera ArmağanHande CedimoğluHande CedimoğluHande ÇorbacıHeves HacıoğluMerve MidilliYaprak Yılmaz ve Cansu Bolat oynuyor.
Her kadının anne olmak zorunda olduğu bir yer ve mecburen sırasını bekleyen iki kadın... Anne olmakla ilgili korkularını, endişelerini, heyecanlarını düşünürken acaba başkaları tarafından sonlandırılan bir düşe mi dalarlar yoksa kabuslarından gülümseyerek mi uyanırlar? NEMA TİYATRO'nun 25 Şubat'ta Gri Sahne'de başlayacak oyunu Annen Burada Yavrum'un sanat danışmanı Ömer AkgüllüBaşak Kalkan ve Yasemin Yeşilgöz'ün oynadıkları oyunu iki oyuncu ve Müge Ersan birlikte yazmışlar. Işık tasarımı İsmail Oğuz'a ait.
TİYATRO TERASTamer Levent'in yönettiği yeni oyunuyla 14 Şubat'tan itibaren izleyici karşısında! Amy Nostbakken ve Norah Sadava'nın yazdıkları Mouthpiece, Gökçenur Şehirli'nin çevirisin Uyandığımda Sesim Yoktu olarak yaptığı oyunun koreografisi Utku Demirkaya imzalı. Uzun süreli bir çalışmaya dayanan ve kişisel bir yolculuğun belgesi olan Uyandığımda Sesim Yoktu, kadının kendi gücünü hatırlaması, ayakta durabilmesi ve özgürce kendini ifade edebilmesi için kadınların sesi olmayı amaçlıyor.
"Şu dünyada bir su damlasıyım aslında, okyanusta bir başka damla arayan; rastgele düştüğü yerde "adaşım nerede," diye soran ama onu bulayım derken kendi kaybolan bir damla."
TİYATRO TERAS'ın 17 Aralık 2019'da başlayan bir diğer yeni oyunu, dünyanın karmaşası yüzünden ayrı düşmüş ikiz kardeşlerin, birbirlerini ararken, birbirlerinin hayatlarına rastlayış hikayesi olan Yanlışlıklar KomedyasıWilliam Shakespeare'in yazdığı, çevirisini Bülent Bozkurt'un yaptığı, Shyqyri Caushaj'ın yönettiği, kostüm ve sahne tasarımı Salih Topçuoğlu'na ait oyunda Ahmet ÇelikA. Burak ErsüDefne KarDilfuza Rozyyewa R.Doğa KarakaşDuygu YardıçErdi Kökererİrem YetişenOzan Kaya OktuSevinç AktanSinan DeğirmenciŞinda Bilen ve Yusuf Özhan Tali oynuyor.
Kemal Hamamcıoğlu'nun TOY İSTANBUL'da verdiği yaratıcı yazarlık atölyesi 'Yazma Korkusu'nun ilk iki dönem mezunlarının bitirme projesi olan Filler Hakkında Konuşsak, 15 Aralık 2019'dan beri yazar adaylarının metinlerini profesyonel oyuncuların performansları eşliğinde seyirciyle buluşturuyor. Proje tasarımı da kendisine ait olan Kemal Hamamcıoğlu'nun yönettiği oyunun yardımcı yönetmeni Vildan Akkuş. Kostüm tasarımı Deniz Mut, ışık tasarımı Tayfun Karataş imzalı oyunda Duygu KataganElif İyigünGamze Büyükbaşoğluİdil Arkut MalhanHande CedimoğluMerve AkınÖzge Çalışkan ve Selen Karasu oynuyor.
Erkan Kolçak KöstendilIgor Stravinski'nin müziklendirdiği DASDAS yapımı Askerin Öyküsü'yle 16 Ocak 2020'den itibaren izleyicileri zamansız bir Faust hikayesine davet ediyor. İsviçreli yazar Ferdinand Ramuz'un 1.Dünya Savaşı'ndan sonra Fransızca olarak yazdığı hikaye aslen bir Rus halk masalına dayanıyor. Igor Stravinski'nin oynanması ve dans edilmesi amacıyla bestelediği bu başyapıt, kasvetli bir Faustian fabl olup, bir prenses, firari bir asker ve önünde sonunda onun ruhuna sahip olacak Şeytan'ın anlatıldığı bir hikâyedir. Askerin kemanı; hem kendi ruhunu hem de şeytan'ın hilekârlığını simgeler. Ufak, kuru, acı, karanlık ama zekice, korkutucu ama alaylı bir başyapıt olan eserde; enstrümanların katılığı, melodilerin monotonluğu eserin havasını yansıtan unsurlardır. Tek kişilik performans sergileyecek Köstendil'e kemanda Nilay Sancar, kontrabasta Deniz Yurdakul, klarinette Evrim Güvemli, fagotta Sertaç Çevikkol, trompette Timuçin Abacı, trombonda Tolga Akkaya ve vurmalı çalgılarda Kerem Öktem'den oluşan orkestra eşlik edecek.

Yorum Gönder

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski