Türkiye toprakları, %98’i aktif ve çeşitli deprem kuşakları üzerinde yer alıyor. Bu durumda depreme karşı önlemler alarak, depremden kayıp vermeden, sıfır hasarla kurtulabilirsiniz.
Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında sergilenecek doğru davranış biçimleri hem hayat kurtarır hem de maddi kayıpları azaltır. Depremin sarsıntı gücü ve sarsıntı süresi, deprem merkezinden uzaklık, zemin cinsi, depremin odak derinliği gibi nedenler depremin tehlike boyutunun değiştirilemeyen unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Bu unsurlar dikkate alındığında bilinçli bir şekilde alınacak önlemler deprem sonrası hasar ve zarar görme olasılığını da en aza indirmek sağlanacaktır. Depremin risklerine bakmak gerekirse:
Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında sergilenecek doğru davranış biçimleri hem hayat kurtarır hem de maddi kayıpları azaltır. Depremin sarsıntı gücü ve sarsıntı süresi, deprem merkezinden uzaklık, zemin cinsi, depremin odak derinliği gibi nedenler depremin tehlike boyutunun değiştirilemeyen unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Bu unsurlar dikkate alındığında bilinçli bir şekilde alınacak önlemler deprem sonrası hasar ve zarar görme olasılığını da en aza indirmek sağlanacaktır. Depremin risklerine bakmak gerekirse:
- Binaların tasarım, malzeme, inşaat ve kullanım açısından yetersizliğine bağlı riskler
- Hayati riskler
- Yapısal olmayan durumlara bağlı riskler (Eşyaların yanlış yerleşimi gibi)
- Deprem sonucu oluşan yangınlar
- İlk müdahalenin yetersizliğine bağlı riskler olarak sıralanabilir.
Deprem bazı şeyleri başarmak için oldukça uzun
bir süre. Ama öte yandan riskli binalarının hepsini ortadan kaldırabilmek,
fakat daha da önemlisi zihinsel bir dönüşümü tam anlamıyla gerçekleştirebilmek
için yeterli değil. Zaten gelmiş olduğumuz noktanın da bizleri tatmin etmeyişi
bunu gösteriyor. Geçen 20 yıl içinde pek çok şey konuşuldu. Pek çok düzenleme
yapıldı, mevzuatlarımız ve yönetmeliklerimiz yenilendi. Fakat bir türlü hata
yaparak, deneme-yanılma yöntemi ile öğrenme alışkanlığımızdan vazgeçemedik. Bir
taraftan yapı denetim sistemini getirirken, diğer taraftan bu sistemi
belediyenin vicdanına teslim ettik. Bir taraftan kentsel dönüşüm yasaları
çıkarırken, diğer taraftan imar barışı gibi uygulamalar ile yaptıklarımızı
yerle bir ettik. Çünkü yasaları değiştirsek de anlayışımızı değiştiremedik.
Deprem konusuna bakışımız ve toplumsal duyarlılığımız konusunda mesafe kat
edemedik. 20 yıl önce asrın felaketi diye tarif edilen bu acıyı yaşayan,
depremden en fazla etkilenen ve 20 yıl önce analarını, babalarını, kardeşlerini
ve sevdiklerini kaybeden insanların bile o gün yaşananları unutması ve eski
hatalarını tekrar etmeye başlaması bu kanıksamanın acı bir göstergesi. Demek ki
sorun mevzuatlarla, yasalarla çözülecek kadar basit değil. Çözüm zihinsel
dönüşümü gerçekleştirebilmekte. Bu dönüşüm gerçekleştiği zaman sanıyorum gerisi
kendiliğinden gelecek. Aksi taktirde “mış gibi yapmaya”, bir elimizle
yaptığımızı öteki elimizle yıkmaya devam edeceğiz.
TATBİKATLARLA ÇOCUKLARIN BEYNİNE DEPREM GERÇEĞİNİ ANLATMALIYIZ
TATBİKATLARLA ÇOCUKLARIN BEYNİNE DEPREM GERÇEĞİNİ ANLATMALIYIZ
Peki ne yapmak lazım?
Geçtiğimiz 20 yılda gördük ki zorla, yasayla, kanunla olmuyor bu işler,
olamıyor. İnanmadığınız bir konuda iki ileri, bir geri adımlar atarak, sürekli
bedel ödeyerek başarılabilecek işler değil bunlar. O yüzden anlamak lazım,
anlatabilmek lazım. Bugün Japonya’da ilkokuldan başlayan eğitimlerle,
tatbikatlarla çocukların beynine deprem gerçeğinin kazınmasının altında yatan
sebep de bu zaten. O yüzden gelecek 20 yılda hedefimiz yasaları değil, kafaları
değiştirmek olmalı. Hedefimiz yasalarımızın sayısını arttırmak değil, bilinçli
insanlarımızın sayısını arttırmak olmalı. Bu gerçeği uzun bir süreden beri
görüyor ve dile getiriyoruz. Toplumu ve özellikle de gençleri bilinçlendirmek
için, deprem gerçeğini anlatabilmek için eğitmemiz gerektiğini söylüyoruz. Ama
söylemek yetmiyor. Bu konuda sistemimiz, yöntemlerimiz, kadrolarımız,
projelerimiz, bütçemiz ve işi bu olan kurumlarımız olması gerekiyor. Bu yüzden
de son birkaç yıldır şehirlerimizde “Afet Eğitim Merkezleri” kurulması
gerektiğini dile getiriyoruz. Uzun süredir belediyelerimizin bu konuda adım
atması gerektiğini, Gemlik olarak Türkiye’ye örnek olacak bir başarı hikâyesi
yazabileceğimizi ifade ediyoruz.
DEPREMİ OLUNCA
HATIRLIYORUZ
Artık sadece deprem
olduğu zaman depremi hatırlayan bir toplum olmaktan çıkmak zorundayız. Artık
kısa vadeli hedeflere yatırım yapmaktan vazgeçmeli ve bizi yarınlara taşıyacak
fidanları dikmek ve yetiştirmek için bir şeyler yapmalıyız. Deprem olduğunda ne
yapacağını bilmeyen, panik ve endişe içindeki kalabalıkları bilinçli ve
eğitimli neferlere dönüştürecek kurumlara, eğitim merkezlerine sahip olmalıyız.
Yerelde yazacağımız başarı hikâyeleri ile bu konunun devlet politikası haline
gelmesine katkı sağlamalıyız. Geçen yıl da özellikle altını çizdiğimiz gibi “Deprem,
devletin kırmızı kitabı içinde ulusal tehdit olarak yerini almak zorundadır”.
Artık bunun bir seçenek değil zorunluluk olduğunu görmek durumundayız.
KONTROL MERCEĞİ, YAPI DENETİMLER
NASIL?
Yönetmelikte diyor ki, 'Jeoloji
mühendisi bulunur veya hizmet satın alınır' yani hizmet satın alma yöntemiyle
bu şekilde gidiyor. Hizmet satın almakla bu iş çözülmez. Evet raporun formata
uygunluğunu kontrol ediyoruz ama formata uygun olup bilime uygun olmayabiliyor.
Zeminin yapısıyla iletişimini, kontrolünü sağlamayabilecek şekilde uygulanan
yapı denetimden bahsediyoruz burada. Deprem esnasında bu bina depremsellik
anlamında ne kadar mühendislik hizmeti almış ve bunu burada ne kadar uygulamış.
Yapı denetimin bunları kontrol etmesi gerekiyor. Maalesef yapı denetim
firmalarının bünyelerinde çalıştırdığı jeoloji mühendisleri çok az ve bunlarda
evrak takibiyle uğraşıyorlar. Halbuki zemin bilgisi vizesi olması lazım
ve bunu hem yapı denetimin kontrol etmesi hem de belediyelerin kontrol etmesi
lazım. Eğer böyle giderse, kendi ellerimizle yaptığımız kentsel dönüşümler
yeniden kentsel dönüşüme ihtiyaç duyan bölgeler haline gelecektir. O nedenle
Gemlik felaketi yaşamadan önce gerekli uygulamaları yapmalıyız.
BELEDİYE DEPREME HAZIR MI?
Burada en büyük
sorumluluk belediyelere düşüyor. Çünkü belediyeler uygulama birimleridir. Ve
belediyelerin birçoğunun depreme hazır olmadığını düşünüyorum.
1.
Gemlik Belediyesi’nin sığınak yeri var mı?
2.
Doğal afetlere karşı bir önlemi var mı?
3.
Belediyenin açıl toplanma
alanı var mı?
4.
Belediye depreme karşı açıl bir çözüm planı var mı?
5.
Belediyede, Okullarda camilerde siren ve ikaz uygulaması var mı?
Bu durumda depreme karşı önlemler alarak,
depremden kayıp vermeden, sıfır hasarla kurtulabilirsiniz.
VATANDAŞLAR NE YAPMALI
Deprem Çantası
Hazırlayın Depremden
sonra eviniz hasar almasa da dışarıda kalmanız gerekebilir. Bu nedenle acil
ihtiyaç duyabileceğiniz eşyalar için bir deprem çantası hazırlayabilirsiniz.
Aynı çantadan arabanızın bagajında ve iş yerinizde de bulundurmanız fayda
sağlayacaktır. Deprem çantanızda bulunması gereken öncelikli malzemeler şunlar
olmalı:
·
Su
·
Enerji veren yiyecekler
·
Yedek pilleri ile radyo
·
Yedek pilleri ile fener
·
İlkyardım çantası
·
Kişisel reçeteli ilaçlar (kalp,
damar, tansiyon, şeker için hormonal ilaçlar)
·
Bir kat giysi
·
Bir miktar para
·
Çakı
·
Düdük
·
Kalem, kağıt
·
İçinde önemli telefon
numaralarının ve iletişime geçilecek kişilerin bilgilerinin bulunduğu su
geçirmeyen bir dosya
·
Çocuklar, yaşlılar, engelliler ve
ev hayvanları için özel malzemeler.
·
Tuvalet kağıdı, tuvalet atıkları
için naylon poşetler.
Siz de bu listeye kendi
ihtiyaçlarınıza göre eklemeler yapabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken konu,
çantanızı 6 ayda bir gözden geçirmeniz. Süresi geçen pil, ilaç, su ve
yiyecekleri yenilenmelisiniz.
DEPREM ANINDA PANİK YAPMAYIN
Deprem sırasında her şey çok çabuk
olduğundan düşünmek için vaktiniz yok. Evde, okulda ve iş yerlerinde yapılacak
deprem tatbikatları bu konuda size en doğru bilgiyi verecek. Basit ama
güvenliğinizi sağlayacak adımları sıralamak gerekirse:
·
Güvenli bir yere geçin ve diz
üstüne çökün
·
Başınızı ve ensenizi koruyun
·
Nefes alış verişlerinizi
düzenleyerek sakinleşmeye çalışın
·
Sağlam bir yere tutunun
·
Sarsıntı bitene kadar bulunduğunuz
yerden ayrılmayın
·
Balkona çıkmayın, merdivenlere
koşmayın
·
Balkon ya da pencereden atlamayın
·
Depremin bitmesiyle asansörü
değil, merdivenleri kullanın
·
Eğer dış mekandaysanız açık bir
alana doğru gidin, düşebilecek nesnelere karşı dikkatli olun.
Türkiye, yakın zamanda yıkıcı
etkileri olan depremler atlattı ve deprem bilinci giderek yaygınlaştı. Atılacak
ilk adım depremlerin nasıl meydana geldiğini öğrenerek, riskleri hakkında bilgi
edinmek ve depremden korunma yollarını iyi öğrenmek. Depremle yaşamayı
öğrenerek, zarar olasılıklarını ortadan kaldırabilirsiniz.