Müzikleri Fazıl Say'a ait olan filminin kurgusunda Erkan Erdem ile birlikte yine Berkun Oya'nın imzası var. Neredeyse tamamı Londra'da çekilen filmin görüntü yönetmeni Barış Özbiçer. Caroline Howard ve Camilla Robinson ise sanat yönetmenliğini üstlenmişler.
Filme kısa ama etkileyici oyunculuklarıyla katkıda bulunan iki önemli isimden biri menajer Ferda rolünde filmin sadece başında çok kısa süre görünen Vahide Perçin...
Yaşar Nur'un yardımcısı Selma rolünde harikalar yaratan Şebnem Sönmez de kısacık göründüğü tek sahnedeki inandırıcı performansıyla izleyiciyi etkiliyor.
Sokaktaki bankta oturarak ağlayan trençkotlu adam.
Oradan geçmekte olan İngiliz çiftin adama yardımcı olma çabaları, vazgeçip ilerlemeleri ve tam da o anda gerçekleşen bir olay! Filmin sonuyla başladığımız yolculuğun başına gideriz sonra...
Türkiye dışında yaşayan Türklerin kimlik ve iletişim sorunlarını işleyen filmin izleyiciyi şok eden beklenmedik açılış sekansı, geri kalan 82 dakikanın nasıl akıp gideceğinin bir işareti aslında...
Yaşar Nur (Ülkü Duru), 20 yıl önce Londra'da Enver ile büyük bir aşk yaşamış ancak kariyeri uğruna aşkından vazgeçmiş ünlü ve mutsuz bir şarkıcıdır. Bir Avrupa turnesi kapsamında konser vermek için tekrar Londra'ya gidecek olması Yaşar Nur'un moralini iyice bozar. Kendisini Londra'da eski okul arkadaşı Zeynep Murron (Zuhal Olcay) karşılar. Bir başka mutsuz kadın olan Zeynep sadece "iyi" olarak nitelediği İngiliz kocası Peter Murron (Hugh Haye) ve küçük bebekleriyle refah içinde yaşamaktadır. İç dünyasında sürekli kendisiyle hesaplaşan Zeynep, çocuğu olmasa uzaklara kaçıp gidecektir ama heyhat, ortada bir çocuk vardır! Uzun yıllardır Türkiye dışında yaşadığı için kendini yabancı gibi hisseden; hatta davranış ve tepkileri de ona göre şekillenen Zeynep arkadaşını karşıladığı günün akşamı eşiyle birlikte çok önemli bir iş yemeğine katılmak zorundadır. Ailesinden bir yakınının ani rahatsızlığı nedeniyle bakıcısının gitmek zorunda kalmasına çok sinirlenen Zeynep'e ülkeye henüz gelmiş olan Yaşar Nur yardım elini uzatır ve iki saat boyunca bebekle ilgilenmek için ısrarcı olur.
Bebekle birlikte sessiz sakin otel odasına yerleşen Yaşar Nur, yan odayı ona yakın olabilmek üzere tutmuş, hatta ülkesine dönüş planını konseri izleyebilmek üzere ötelemiş olan Fransız iş adamı hayranı Gerrard Ames (Denis Lavant)'ın varlığından ve kendisini lobide uzunca lafa tutması yetmezmiş gibi bir de kapısına kadar gelen Bolvadinli Firuz (Ali Atay)'un planlarından habersizdir. Gece ilerlerken tüm karakterlerin hayatlarını değiştirecek çok önemli bir olay gerçekleşecek ve ardından çözülme başlayacaktır...
Dört farklı örneği bu sayfada bulunan afiş tasarımlarının dışından benim en çok beğendiğim, DVD'nin ekstraları arasında gördüğüm ancak başka bir kaynaktan görseline ulaşamadığım için sizlerle paylaşamadığım, bir emzikle birlikte arka fonda Türk bayrağını kullanan Berkun Oya'nın kendi tasarımı olan etkileyici afişti...
Tüm oyuncuların fevkalade performanslar sergiledikleri filmde; bulunduğu ülkeye yerleşebilmek için her şeyi yapabilecek ağzı bozuk, fırsatçı otel personeli Firuz rolünde 13. Sadri Alışık Ödülleri En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'nü de almış olan Ali Atay çok başarılı!
Bunalımlı ünlü şarkıcı rolüyle beyazperdede ilk başrolünü oynayan Ülkü Duru filmin tamamındaki sahnelerde fevkalade!
Zuhal Olcay da canlandırdığı Zeynep karakterinin yaşadıklarını ve iki kültür arasında sıkışmışlığını izleyiciye mükemmel aktaran gerçekçi performansıyla her zamanki gibi çok iyi!
En son Leo Carax'nın yazıp yönettiği 2012 tarihli meşhur Holy Motors filminde izlediğimiz Fransız oyuncu Denis Lavant varlığıyla filme apayrı bir hava katan kısa rolünde gayet etkileyici.