Henüz çok sıcak sayılamayacak bir haziran akşamı, gecenin başlangıcında değil ama sonrasında havanın serinleyeceğini öngörerek yanımıza aldığımız montu, yeleği giyerek izleyebildiğimiz bir açık hava konseri... Kullanmayı sevdiğim eski adıyla Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda...
BÖLÜM 1
(DURUM ve MEKANA GENEL BAKIŞ)
21:30'da başlayacak konser öncesi vardığımız mekanda ilk olarak oldum olası sevmediğim ve ele geçirdiği piyasayı kullanarak haksız kazanç elde ettiğini düşündüğüm Biletix'ten bilet almak yerine gişeye yöneldim. Pratik olması açısından biletlerini internetten alanların anlamsız bir şekilde girmek zorunda bırakıldıkları uzun kuyruğa girerek ulaştığım sevimsiz gişe yetkilisiyle aramızda geçen diyalog:
-İki kişilik bilet rica edeceğim.
-Tabii ki... Nakit mi, kredi kartıyla mı ödeyeceksiniz?
-!!! Anlayamadım, arada fark mı var?
-Yoo, hayır yok!
-!!!
-Yalnız biletler 73,00TL'ndan başlıyor.
-Hangi kategoriden?
-Güzel yerler! Şöyle tarif edeyim ben size, geniş bir yuvarlak var, onun hemen......
-Pardon, yerimi görebilir miyim?
-Gösteremiyorum.
-Sebep?
-Öyle işte, gösterecek bir şey yok! Ben tarif edeyim size!
-Ekrandan bakayım o zaman...
-Ekran dönmüyor!
-Kalsın!
İlk anda karşılaştığım tavra sinirlenip konsere vakit olmasına güvenerek bir müddet gişe önünde fazla bileti olan birinden bilet satın almak için bekledim ama zaman su misali akınca keyifli bir konser için gittiğimiz mekandan geri dönmeyi tercih etmediğimiz için mecbur kalarak tekrar gişeye yöneldim ve iki bilet satın aldım.
Satılan koltukların gösterilmemesinin nedenini biletleri alıp içeri girdiğimiz zaman çok net anladık. En düşük kategorinin tüm biletleri satılmamıştı ama o yerler, olması gerekenin 3 kategori üstündeki fiyatla satılıyordu (40,00TL yerine 70,00TL)! Çok ahlaksızca bir davranış olması bir yana, haksız kazancın boyutu daha düşündürücü... Bütün gün çalışıp stres dolu bir sürü şeyle boğuştuktan sonra gittiğimiz dinletiden alacağımız keyfi bozmamak adına sakin olmaya karar verip (ilgili yerlere şikayetimizi belgeleriyle birlikte iletmeyi planlayarak) yerlerimizi aldık. Biraz gecikmeli başlayan konsere geçmeden önce atmosferi gözünüzde daha iyi canlandırabilmeniz için birkaç detay daha vermek istiyorum:
Satılan koltukların gösterilmemesinin nedenini biletleri alıp içeri girdiğimiz zaman çok net anladık. En düşük kategorinin tüm biletleri satılmamıştı ama o yerler, olması gerekenin 3 kategori üstündeki fiyatla satılıyordu (40,00TL yerine 70,00TL)! Çok ahlaksızca bir davranış olması bir yana, haksız kazancın boyutu daha düşündürücü... Bütün gün çalışıp stres dolu bir sürü şeyle boğuştuktan sonra gittiğimiz dinletiden alacağımız keyfi bozmamak adına sakin olmaya karar verip (ilgili yerlere şikayetimizi belgeleriyle birlikte iletmeyi planlayarak) yerlerimizi aldık. Biraz gecikmeli başlayan konsere geçmeden önce atmosferi gözünüzde daha iyi canlandırabilmeniz için birkaç detay daha vermek istiyorum:
- Gişe, konserin başlangıç saatinde bile kuyruğa sokulan gergin dinleyicilerle doluydu; bu da konserin geç başlamasının sebeplerinden biriydi.
- İçeri girdiğiniz anda üzerinize bir ordu yürüyor! Güvenlik elemanları, yer göstericiler, güvenlik elemanları, minder ve yiyecek satıcıları, güvenlik elemanları ve sponsor firmaların elemanları... Fark etmiş olabileceğiniz gibi neredeyse izleyici başına bir güvenlik görevlisinin düştüğü bu ortamda durumun abartıldığını düşünmemek mümkün değil! Ön bloklara geçmek isteyen istisnasız her bir izleyicinin biletini tek tek incelemeden yol vermeyen, son derece ciddi güvenlik görevlileri! Bir de tabii konser boyunca sahnenin hemen önünde spotların aydınlattığı 'assolist' güvenlik görevlisi vardı bütün gece izlemek zorunda bırakıldığımız... İşin suyunu çıkarmanın nasıl bir şey olduğunu kanıtladıkları için akıl edip uygulamaya geçirenleri ayrıca tebrik etmeli...
- Girişte ve antraktta sepetler dolusu yiyecek/içecek satılmasını anlayabilir belki insan ama konser dinleyicilerine cips sunmanın "konser sırasında paketini hışırdatarak çatur çutur cips yiyebilirsiniz" demenin farklı bir yolu değilse ne anlama geldiğini açıklayabilecek biri var mıdır acaba?
BÖLÜM 2
(BİRBİRİNE EKLENMİŞ İKİ FARKLI KONSER)
İzleyiciyle iletişim kuran ama genel olarak kendi müzikal dünyasında dolanan Tezer yaptığı kısa girizgahın ardından başladığı akustik konserini (belli bir sıralamaya bağlı kalmadan) hem içinden gelen şarkıları söyleyerek, hem de seyirciden gelen istekler doğrultusunda şekillendirdi. Zarif devinimlerinin eşlik ettiği büyülü sesi ve olağanüstü yorumuyla serin haziran akşamımızı keyiflendiren Tezer bizi kendine bir kez daha hayran bıraktı.
Aralıksız seslendirdiği şarkıların (ya da kendine ayrılan sürenin) sonuna doğru sahneye davet ettiği sürpriz vurmalı çalgılar ekibine kendi çaldığı kanunla eşlik eden Tezer bu bölümde seslendirdiği Kalamış ve Aşk Bu Değil ile (tüm izleyicileri demek belki iddialı olabilir ama en azından) bizi mest etti. Geldiği gibi sessizce sahneden ayrılan Tezer yerini Bülent Ortaçgil'e bıraktı.
Alışageldiğimiz üzere sakin bir şekilde sahnedeki yerini alan Ortaçgil yaş aldıkça daha mı sempatikleşiyor, yoksa bana mı öyle geliyor bilemedim ama dün akşam izleyicilerin büyük bir bölümünün "ay çok tatlı yaaa" nidalarına şahit olduğumu söyleyebilirim.
Hem aktardığı anektodları, hem de nefis şarkılarını dinlediğimiz ancak ne yazık ki sahnede sadece 50 dakika kalan büyük usta en sevilen şarkılarının yanı sıra 2010 tarihli son albümü Sen'de yer alan, şimdiden klasikleşmiş bazı şarkılarını da seslendirdi. Gecenin sonunda sahneye davet ettiği Birsen Tezer'le birlikte "sadece" iki parçayı birlikte icra etmelerinin bizim gibi ikilinin birlikte bir akış hazırladığı umudunu taşıyan onlarca müzikseveri üzdüğünü tahmin ediyorum. İki şarkıcıyı ayrı ayrı programlarda defalarca dinlemiş ama birlikte verecekleri konserin tadına doyum olmayacağını düşünerek gelen izleyici sayısı azımsanacak gibi değildi...
Ayrı ayrı da, birlikte de olsa sonuçta Akın Eldes, Gürol Ağırbaş, Birol Ağırbaş gibi birbirinden önemli ve değerli müzisyenlerden oluşan ekipleriyle birlikte sahne alan ve çok güzel birer performans sergileyen her iki şarkıcıya kulaklarımızın pasını sildikleri için teşekkür ediyoruz. Belki bir gün beklediğimiz gibi, "birlikte" bir dinletilerine de şahit olabiliriz, kimbilir?
EPİLOG
İzlediğinin/dinlediğinin keyfine varmayı değil de elinde telefonuyla neredeyse tüm süreci kayıt altına almayı tercih eden genç neslin temsilcileri ne yazık ki dün akşam da iş başındaydı. Biz yine de bu fevkalade dinletiyi bozmaya çalışan bazı genç kızların konser boyunca aralarındaki yüksek sesli sohbetlerine ve (nedense) kahkaha dolu (!) selfie çekimlerine takılmadan, aldırış etmeden dinletinin keyfini çıkarmaya çalıştık.Yaşadıkları her şeyi sosyal medyada 'tam da o anda' paylaşma ya da arkadaşlarına hava atma aracı olarak kullanmayıp an'ı yaşamanın çok daha fazla keyif vereceğini bir bilseler, bir anlasalar keşke, ah keşke...