GEMLİK - Zafer Partisi Gemlik İlçe Başkanlığı, kendilerini "yurtsever gençler" olarak adlandıran bir grubun Abdullah Öcalan'a özgürlük talebiyle Gemlik'te düzenlemeyi planladığı yürüyüşe karşı bir basın açıklaması yaparak sert tepki gösterdi. Emniyet güçlerinin yürüyüşe izin vermediği belirtilirken, Zafer Partisi üyeleri ve Turan Derneği gençleri meydanlarda yer aldı.
Zafer Partisi Gemlik İlçe Başkanı Nilüfer Toprakçı tarafından yapılan açıklamada, DEM Parti'nin TBMM Grup toplantısında Türkiye'nin bir bölümü için "Kürdistan" ifadesini kullanması ve teröristbaşı Öcalan lehine tezahürat yapması, "aziz şehitlerin hatırasına ve Gazi Meclis’in maneviyatına yapılmış bir hakaret" olarak nitelendirildi. Toprakçı, "Gazi Meclis’in çatısı altında teröristi cesaretlendiren, şımarmasına izin veren süreçleri başlatanlar, tarih ve millet karşısında hesap verecektir," ifadelerini kullandı.
Açıklamada, Gemlik'te ve eş zamanlı olarak Diyarbakır'da yapılması planlanan "Öcalan'a özgürlük" yürüyüşü girişimine dikkat çekilerek, emniyet güçlerinin önceki yıllarda olduğu gibi bu tür eylemlere izin vermediği için teşekkür edildi.
Başkan Toprakçı, partisinin duruşunu şu sözlerle özetledi:
"Sizleri uyarıyoruz; bu toprakların adı TÜRKİYE’dir, bu milletin adı TÜRK’tür! Vatanımızın birliğini, bayrağımızın şerefini ve İstiklal Marşımızın ruhunu hiçe sayan bu tür zihniyetler, milletimizin huzurunu bozmaya yeminli bir ihanet içindedirler."
Açıklamada, "bebek katili" olarak tanımlanan Abdullah Öcalan'ın siyasi bir aktör olarak görülmesinin ve kendisiyle masaya oturulmasının şehitlerin hatırasına en büyük ihanet olduğu vurgulandı. Devletin görevinin terör örgütü liderini meşrulaştırmak değil, terörün kökünü kazımak ve Türk adaletini uygulamak olduğu belirtildi.
Toprakçı, Zafer Partisi'nin tutumunun net olduğunu belirterek, "Terörle ve teröristle ve uzantılarıyla müzakere değil, sonuna kadar mücadele edilir! Bu zilleti asla kabul etmeyeceğiz," dedi.
Açıklama, Zafer Partisi'nin Türk milletinin birliğini ve vatanın bütünlüğünü sonuna kadar savunma sözüyle ve "Ne Mutlu Türk’üm diyene!" ifadesiyle son buldu.