Gemlik'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü… Her yıl olduğu gibi bu yıl da 11 Eylül'de bir kutlama programı hazırlandı. Gemlik Belediyesi, bu anlamlı günü taçlandırmak için sahneye sevilen sanatçı Mehmet Çevik'i çıkarma kararı aldı. Günlerce anonslar yapıldı, sosyal medyada ve billboardlarda reklamlar döndü. Beklenti, İskele Meydanı'nın hınca hınç dolması, Gemlik halkının kurtuluş coşkusunu bir ağızdan haykırmasıydı.
Ancak sonuç, büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Akşam saatlerinde meydana gidenler, coşkulu bir kalabalık yerine, beklentinin çok altında, cılız bir toplulukla karşılaştı. Harcanan emeklere, yapılan reklamlara ve sanatçının ismine rağmen alan dolmamıştı. Peki, neden? Sorun sanatçıda mıydı? Hayır. Sorun, bu anlamlı günün ruhunu anlamaktan ve anlatmaktan aciz bir organizasyon zihniyetindeydi.
Gemlik Belediyesi, ne yazık ki bu organizasyonla milli bir günün nasıl kutlanmaması gerektiğinin dersini verdi. Bir kurtuluş günü, sadece popüler bir ismi sahneye çıkarıp "kutladık" demekle geçiştirilebilecek basit bir eğlence değildir. O günün bir ruhu, bir anlamı, bir duruşu vardır. O gün, bu toprakları canları pahasına bize vatan yapan kahramanları anma, onların mücadelesini yeni nesillere aktarma günüdür.
Ancak yapılan anonslarda ve tanıtımlarda bu ruhtan eser yoktu. Vurgu, Gemlik'i kurtaran kahramanların fedakarlığına, ödenen bedellere, şehitlerimize değil, sadece konsere yapıldı. Bugün Gemlik'te sokağa çıkıp yüz kişiye sorsak, ilçemizi düşman çizmelerinden kurtaran o kahramanların ismini kaç kişi sayabilir? Korkarım ki çok az… İşte meydanların boş kalmasının asıl sebebi de budur. Köklerinden, tarihinden, kahramanlarından habersiz bir nesil, neyi kutladığını bilmediği bir konsere neden ilgi göstersin ki?
Bir belediyenin en asli görevlerinden biri, yönettiği şehrin kültürel ve tarihi mirasına sahip çıkmak, onu canlı tutmak ve gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarmaktır. Eğer siz, yıl boyunca bu bilinci aşılayacak etkinlikler yapmaz, 11 Eylül'ün sıradan bir gün olmadığını, ardında büyük bir destan yattığını anlatmazsanız, düzenlediğiniz konser de işte böyle sönük geçer. Bu durum, bize acı bir gerçeği gösteriyor: Kültürüne ve geçmişine sahip çıkmayanın, en parlak ışıklar altında bile sahnesi karanlık kalır.
Sonuç olarak, Gemlik Belediyesi 11 Eylül Kurtuluş Günü etkinliğinde maalesef sınavda kalmıştır. Bu boş kalan alan, sadece bir organizasyon zafiyetinin değil, aynı zamanda milli değerlere ve tarihe karşı gösterilen duyarsızlığın da bir yansımasıdır. Umarız bu tablo, gelecek yıllar için bir ders olur ve Gemlik'in kurtuluşu, hak ettiği anlam ve ruhla, kahramanlarına yakışır bir vefayla anılır. Çünkü gerçek coşku, kalabalıkları konser alanlarına değil, ortak bir tarih bilincine toplamaktır.