Müsilaj ve Kirlilik Kıskacında Gemlik: Bu Kader Değişebilir mi?

 


Yalçın Fındık; Sevgili Gemlikliler, değerli okurlarım,

Yaz sezonu kapımıza dayandı. Güneş içimizi ısıtmaya başlarken, akıllardaki en büyük soru yine aynı: Bu yaz Gemlik sahillerinde denize girebilecek miyiz? Kumla’mız, Kumsaz’ımız, Gemsaz’ımız, Kurşunlu’muz ve güzelim Gemlik sahilleri, bir zamanlar cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle yankılanırken, şimdilerde müsilaj kabusunun ve bitmek bilmeyen kirliliğin gölgesinde. İnsanın içini acıtan bir manzarayla karşı karşıyayız. Denizi olan bir ilçede yaşayıp, o denizin nimetlerinden faydalanamamak, tam anlamıyla bir hüsran değil de nedir?

Ne uğruna feda ediliyor bu eşsiz güzellik? Hangi hırs, hangi para sevdası, Gemlik’in incisi körfezimizi ölüme terk ediyor? Soruyorum sizlere, amaç Gemlik’in körfezini tamamen bitirmek mi? Bu nasıl bir vicdansızlıktır ki, birkaç işletmenin filtresiz atıkları, tonlarca sanayi pisliği, göz göre göre denizimizi yok ediyor. Ve ne acıdır ki, bu çevre katliamına karşı yükselen cılız sesler dışında, etkili bir mücadeleye şahit olamıyoruz.

Siyasi Partiler Nerede? "Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın" Anlayışı Sona Ermeli!

Hepimizin malumu, siyasi partilerimiz seçim dönemlerinde çevreyi, doğayı dillerinden düşürmezler. Peki ya sonra? Gemlik Körfezi’nin feryadı neden duyulmaz? A partisi, B partisi, C partisi… Fark etmiyor! Sanki hepsinde bir "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" anlayışı hakim. Oysa daha temiz bir deniz, daha yaşanabilir bir Gemlik için el ele vermek, ortak bir mücadele hattı oluşturmak bu kadar mı zor? Unutmayalım ki, bu körfez hepimizin, bu sahil hepimizin! Gelecek nesillere bırakacağımız en değerli mirasımız olan doğamıza sahip çıkmak, en başta siyasi iradenin görevidir.


Karsak Deresi Alarm Veriyor, Çözüm Aslında Basit!

Ve gelelim kanayan yaramız Karsak Deresi’ne… Ufacık bir derenin sorununu çözemeyen bir yönetim anlayışının, devasa körfez kirliliğiyle nasıl başa çıkacağını düşünmek bile istemiyorum. Ama maalesef gerçek bu! Dere adeta bir atık kanalına dönüşmüş durumda. Oksijen seviyesinin yerlerde süründüğü, canlı yaşamının yok olma noktasına geldiği söyleniyor. Özellikle hafta sonları bazı Orhangazi ve Gemlik işletmelerinin filtresiz atıklarını acımasızca dereye saldığı iddiaları ayyuka çıkmış durumda.

Peki, çözüm yok mu? Elbette var! Yeter ki niyet olsun, yeter ki kararlılık gösterilsin. Dere kenarındaki tüm işletmelerin atık çıkış noktalarına GPRS sensörlü takip cihazları yerleştirilse, hangi tesisin ne zaman ve ne kadar kirli atık bıraktığı anında tespit edilebilir. Sistem alarm verir, yetkililer de nokta atışı yaparak sorumlulara gereken cezai işlemi uygular. İşte bu kadar basit! Teknolojinin nimetlerinden faydalanarak bu kirliliğin önüne geçmek mümkünken, neden hala bekliyoruz? Kim ya da kimler bu basit çözümün hayata geçirilmesine engel oluyor?


Umut Var Mı? Mücadeleye Devam!

Elbette umutsuzluğa kapılmak yok. Marmara Denizi genelinde müsilajla mücadele için başlatılan projeler, atılan bazı adımlar var. Ancak Gemlik Körfezi özelinde daha hızlı, daha kararlı ve daha kapsamlı önlemlere ihtiyacımız olduğu aşikar.


Sevgili okurlarım, değerli yetkililer,

Bu feryada kulak tıkayamayız. Gemlik Körfezi’nin kurtuluşu için topyekûn bir seferberlik başlatmalıyız. Siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp, ortak akılla hareket etmeliyiz. İşletmelerin insafına terk edilmiş bir çevre anlayışını reddetmeliyiz. Unutmayalım ki, temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek demektir. Ve bu gelecek, bizim ellerimizde.


Daha temiz bir Gemlik, daha mavi bir körfez umuduyla…

Yorum Gönder

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski