TİYATRO PERA
VANYA, SONYA, MAŞA VE SPIKE
Nesrin Kazankaya tarafından 2000-2001 tiyatro sezonunda kurulan ve bu sezon 15. yılını kutlayan Tiyatro Pera ilk kez 20.Tiyatro Festivali kapsamında 19.05.2016 tarihinde sergilediği başarılı oyunu Vanya, Sonya, Maşa ve Spike’ı sezon boyunca sahneleyecek.Festivalin en beğendiğim oyunlardan biri olan yapımın kadrosu fevkalade: Şerif Erol, Tilbe Saran, Nesrin Kazankaya, Doğan Akdoğan, Başak Meşe ve Gamze İpek/Serin Öztoprak… İki perdeden oluşan oyunun özgün müziği 'Two Seeds' Emil Tan Erten imzasını taşıyor. Oyunun birbirinden güzel fotoğrafları ise oyuncu ve yönetmen Mehmet Bilge Aslan'a ait.
Christopher Durang’ın yazdığı, Nesrin Kazankaya’nın hem çevirisini yapıp hem de oynadığı oyunun yönetmeni Yücel Erten. Başak Özdoğan’ın etkileyici dekor tasarımının Fatma Öztürk’ün kostümleri ve Şafak Eruyar’ın dramaturjisiyle birleştiği oyunun ışık tasarımı, aynı zamanda yönetmen yardımcılığını da üstlenen Zeynep Özden’e ait. Kaçırırsanız üzüleceğiniz oyunlardan biri Vanya, Sonya, Maşa ve Spike...
Christopher Durang'ın Çehov oyunlarına göndermeler yaptığı ve günümüz ABD'sindeki küçük bir kasabasında geçen özgün öyküsünde Vanya ve evlatlık kardeşi Sonya, yaşamlarını hiç çalışmadan, kardeşleri Maşa'ya ait bir evde ve onun desteğiyle sürdürmektedirler. Ünlü bir sinema oyuncusu olan Maşa'nın genç sevgilisi Spike ile eve gelmesi ve 'bilici' hizmetçi Kassandra ile Nina adlı komşu kızın dahil olmasıyla olaylar gelişir. Adlarının Çehov kahramanlarından olması, yazgılarını da belirlemiştir sanki...
Parlak göndermelerle dolu, zeki bir komedinin hüzünle buluştuğu oyunun ana teması taşra yaşamının umutsuzluğu ve modern insanın yalnızlığıdır... Birçok insanın düşündüğünün aksine, salt bir Çehov oyunu olmayan ancak zeki göndermeleriyle Çehov'a saygı duruşunda bulunan oyundan keyif almak için Çehov'u bilmek zorunluluğu yok... Yazar oyununu bir parodiden ziyade Çehov'un karakterlerini ve temalarını alıp harmanlayan bir karışım olarak tanımlıyor.
Gerek Christopher Durang imzalı etkileyici metni, gerek Yücel Erten'in akıcı rejisi, gerekse birbirinden yetkin oyunculukları nedeniyle bu sezon büyük ilgi göreceğini tahmin ettiğim Vanya, Sonya, Maşa ve Spike sezon boyunca hem Tiyatro Pera sahnesinde, hem de farklı mekanlarda sahnelenecek.
Üniversite yıllarından beri dostlukları süren, otuzlu yaşlarda, ’80 kuşağından beş arkadaşın bir akşam yemeğinde bir araya gelmesiyle başlayan Ben Senim'de her biri kariyer sahibi beş arkadaşın başarılı meslek yaşamlarına rağmen özel yaşamdaki başarısızlıklarına şahit oluruz.
Geceyi evinde organize eden bekar ve zengin mirasyedi Turgay, yeni baba olmuş ve boşanmış internet girişimcisi Mert, küçük oğluyla yaşayan dul halkla ilişkiler uzmanı Füreya, reklam sektöründe yüksek kariyer yapmış bekar Seçil ve eski hocasıyla evli, mesleğini yapmayan avukat Alev. Yüksek özgüven sahibi bu beş arkadaş gerçekte kendileri midir yoksa kurguladıkları bir görüntüyle mi kendilerini (ve çevresindekileri) kandırmaktadırlar?
Beş arkadaşın eski günleri anarak mutlu ve eğlenceli başlayan gecesi ilerledikçe; sırlar ve çatışmalar açığa çıkar; geçmişin bilinmeyen, dile getirilmeyen sırları ve zaafları keskin bir hesaplaşmayı kaçınılmaz kılar. Gece eğlenceden hüzne, kahkahadan gözyaşına evrilir. Bakalım yaşam bırakıldığı yerden davam edebilecek midir?
Tiyatro Pera'nın geçen sezon sahnelemeye başladığı Ben Senim sezon boyunca Tiyatro Pera sahnesinde izlenebilir.
İstanbul’da yaşamaya ve yaşama tutunmaya çalışan birbirinden farklı insanları beklenmedik, tuhaf rastlantılarla 'kazaen' bir araya getiren ve birbirlerinin yaşamlarını etkileyerek yeni başlangıçlara evrilmelerini konu alan; komedi ve hüznün iç içe geçtiği ve Beyoğlu'nun da bir oyun kişisi gibi yerini aldığı Kazaen (Beyoğlu'nda Çarpışmalar) sadece tek gösterim için 25 Kasım saat 20.00'de Büyükçekmece AKM sahnesindeydi.
1923 yılında İzmir'de geçen oyun, biten savaşın ardından Rum ve Türk topluluklarının karşılıklı göç etmesini zorunlu kılan 'Mübadele Yasası' etrafında gelişir. İzmir'deki konaklarında göç etme hazırlığı içinde olan köklü bir geleneğe ve kültüre sahip, zengin Rum ailesi Vlasto'lar ile yıllardır onlarla bir arada bir aile gibi birlikte yazayıp bu hüzünlü göçe tanık olan Türk yardımcılarının karşı karşıya gelmesini izleriz. Sadece koskoca bir geçmiş ve geleceğin değil; hayaller ve umutların da küle dönüştüğü bir dönemdir Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im Aralık programı yakında burada...
Parlak göndermelerle dolu, zeki bir komedinin hüzünle buluştuğu oyunun ana teması taşra yaşamının umutsuzluğu ve modern insanın yalnızlığıdır... Birçok insanın düşündüğünün aksine, salt bir Çehov oyunu olmayan ancak zeki göndermeleriyle Çehov'a saygı duruşunda bulunan oyundan keyif almak için Çehov'u bilmek zorunluluğu yok... Yazar oyununu bir parodiden ziyade Çehov'un karakterlerini ve temalarını alıp harmanlayan bir karışım olarak tanımlıyor.
Gerek Christopher Durang imzalı etkileyici metni, gerek Yücel Erten'in akıcı rejisi, gerekse birbirinden yetkin oyunculukları nedeniyle bu sezon büyük ilgi göreceğini tahmin ettiğim Vanya, Sonya, Maşa ve Spike sezon boyunca hem Tiyatro Pera sahnesinde, hem de farklı mekanlarda sahnelenecek.
BEN SENİM
Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği, dramaturgisini Şafak Eruyar’ın, dekorunu Hazal Günal’ın, kostümünü Nilüfer Moayeri’nin, yönetmen yardımcılığı ve ışık tasarımını Zeynep Özden’in yaptığı, 2015 Ekiminde prömiyer yapan Ben Senim'de Volkan Aktan, Başak Meşe, Erdinç Anaz, Zeynep Özden ve Gamze İpek oynuyor.Üniversite yıllarından beri dostlukları süren, otuzlu yaşlarda, ’80 kuşağından beş arkadaşın bir akşam yemeğinde bir araya gelmesiyle başlayan Ben Senim'de her biri kariyer sahibi beş arkadaşın başarılı meslek yaşamlarına rağmen özel yaşamdaki başarısızlıklarına şahit oluruz.
Geceyi evinde organize eden bekar ve zengin mirasyedi Turgay, yeni baba olmuş ve boşanmış internet girişimcisi Mert, küçük oğluyla yaşayan dul halkla ilişkiler uzmanı Füreya, reklam sektöründe yüksek kariyer yapmış bekar Seçil ve eski hocasıyla evli, mesleğini yapmayan avukat Alev. Yüksek özgüven sahibi bu beş arkadaş gerçekte kendileri midir yoksa kurguladıkları bir görüntüyle mi kendilerini (ve çevresindekileri) kandırmaktadırlar?
Beş arkadaşın eski günleri anarak mutlu ve eğlenceli başlayan gecesi ilerledikçe; sırlar ve çatışmalar açığa çıkar; geçmişin bilinmeyen, dile getirilmeyen sırları ve zaafları keskin bir hesaplaşmayı kaçınılmaz kılar. Gece eğlenceden hüzne, kahkahadan gözyaşına evrilir. Bakalım yaşam bırakıldığı yerden davam edebilecek midir?
Tiyatro Pera'nın geçen sezon sahnelemeye başladığı Ben Senim sezon boyunca Tiyatro Pera sahnesinde izlenebilir.
KAZAEN (BEYOĞLU'NDA ÇARPIŞMALAR)
Yine Nesrin Kazankaya'nın yazıp yönettiği, dramaturjisini Şafak Eruyar'ın, ışık tasarımını Yüksel Aymaz'ın, dekor ve kostüm tasarımını Nilüfer Moayeri'nin gerçekleştirdiği ve yönetmen yardımcılığını Zeynep Özden'in üstlendiği; ilk gösterimi 18.11.2011'de gerçekleşen Kazaen (Beyoğlu´nda Çarpışmalar)'de Mehmet Bilge Aslan, Nesrin Kazankaya, Linda Çandır/Gamze İpek, Zeynep Özden, İlker Yiğen ve Bahar Karaoğlu oynuyor.İstanbul’da yaşamaya ve yaşama tutunmaya çalışan birbirinden farklı insanları beklenmedik, tuhaf rastlantılarla 'kazaen' bir araya getiren ve birbirlerinin yaşamlarını etkileyerek yeni başlangıçlara evrilmelerini konu alan; komedi ve hüznün iç içe geçtiği ve Beyoğlu'nun da bir oyun kişisi gibi yerini aldığı Kazaen (Beyoğlu'nda Çarpışmalar) sadece tek gösterim için 25 Kasım saat 20.00'de Büyükçekmece AKM sahnesindeydi.
ANNEM, OĞLUM VE BEN
Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği; Serpil Tamur ve Emre Çakman ile birlikte oynadığı Annem, Oğlum Ve Ben'in dramaturjisi Şafak Eruyar, kostüm tasarımı Fatma Öztürk, dekor tasarımı Nilüfer Moayeri, ışık tasarımı Zeynep Özden imzalı. İlk kez 23.01.2015 tarihinde sahnelenen oyunda olaylar, bir ailenin üç kuşak üyesinin (yaşlı anneanne Ahsen, onun dul ve mutsuz kızı Handan ve bir otizm türü olan Asperger sendromlu torun Bülent) bir arada olduğu bir yılbaşı arifesinde ve onu izleyen iki gün içinde gelişir. Birbirinden başka tutunacak kimsesi olmayan bu üç farklı kimliğin zorunlu birliktelikleri, zaman zaman çatışmaları da beraberinde getirecek, geçmişin unutulmak istenen anıları, kırık yaşam öyküleri ve psikolojik sorunlar anne-kız arasında büyük bir hesaplaşmayı zorunlu kılacaktır. Oyunun Aralık programı yakında burada...
AH SYMRNA'M GÜZEL İZMİR'İM
Nesrin Kazankaya'nın yazıp yönettiği bir başka olan oyunun ekibi yine tanıdık isimlerden oluşuyor. Dramaturjisi Şafak Eruyar'a, dekoru Başak Özdoğan'a, kostüm tasarımı Fatma Öztürk'e, müzik düzenlemesi Emil Tan Erten'e, Rumca çevirisi Meri Madeleni'ye ait olan oyunun yönetmen yardımcılığını üstlenen isim Zeynep Özden. Aysan Sümercan, Muhammet Uzuner, Nesrin Kazankaya, Defne Halman/Başak Meşe, Emre Çakman, Doğan Akdoğan, Linda Çandır/Gökçe Burcu Zümrüt, İlker Yiğen, Asır Akkaya/Erhan Kayra Karakoç ve Selin Sevdar'ın oynadığı kalabalık kadrolu oyunun fotoğrafları Mehmet Bilge Aslan imzalı.1923 yılında İzmir'de geçen oyun, biten savaşın ardından Rum ve Türk topluluklarının karşılıklı göç etmesini zorunlu kılan 'Mübadele Yasası' etrafında gelişir. İzmir'deki konaklarında göç etme hazırlığı içinde olan köklü bir geleneğe ve kültüre sahip, zengin Rum ailesi Vlasto'lar ile yıllardır onlarla bir arada bir aile gibi birlikte yazayıp bu hüzünlü göçe tanık olan Türk yardımcılarının karşı karşıya gelmesini izleriz. Sadece koskoca bir geçmiş ve geleceğin değil; hayaller ve umutların da küle dönüştüğü bir dönemdir Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im Aralık programı yakında burada...